İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...38...

Özgür DENİZ - 17.01.2021

Bugün biz insançocuklarının en büyük ve temel problemi; düşüncesizliktir. Fikirden yana malulüz. Keza, bizim haklarımızı arayacak, hakikati haykıracak, adaletin peşine düşecek, düşüncenin namusuna sahip çıkacak aydınlardan ve kurucu ahlakı izah ve izhar etmekten imtina eden ilim ehlinden mahrumuz. Öyleyse yalnızız ve ne başarırsak biz bize başaracağız. Başka yolumuz da, opsiyonumuz da bulunmamaktadır. Tek bir yöne bakmayacağız hakikati bulmak için, her yönü görecek, her yöne kulak vereceğiz ki, bir tarafta görüp bulamadığımızı başka bir yerde görelim bulabilelim. Çok basit, net ve küçük bir misal; bankalarınızın içi nasıl boşaltılıyor, bunu bir tarafa bakarak göremezsiniz. Bunun detayına giremeyeceğim maalesef. Çünkü gerçekler bizden saklanmaktadır. Bir tarafın sakladığını başka bir yer açık ediyor olabilir, oradan alalım. Çünkü tek bir yöne mahkûm olmak, hayatımızı mahkûm etmek anlamına geliyor. Yaşamaktan vazgeçmek anlamına dahi geliyor handiyse. Bu dediğimle iki gözünüzü kıyas yapın, iki gözün gördüğünü tek göz görebilir mi? Tek bir yönden bize ulaşan doneler bizi uyutabilir, aldatabilir, uyuşturabilir ve bizi münhasıran birilerinin eline geçirebilir. Ki, aynen de öyle olmaktadır. Hani Malcolm X diyor ya; medyaya dikkat edin, sizi uyutabilir, dostlarınızı düşman, düşmanlarınızı dost olarak göstertebilir diye. Bu yüzden mutlaka ama mutlaka her yöne savrulabilmeliyiz iktiza ediyorsa ama dağılmadan. Bulanmadan ve donmadan akmanın başka yolu ve ihtimali yoktur. Bizlerin beyinlerimizi ve kalplerimizi bulandırmak ve bizi kendi daireleri içerisinde dondurmak isteyenlere başka türlü direnebilmemizin olanağı yoktur. Hatta Allah ile aldatılmaktan kurtuluşun başka çaresi de, yolu da yoktur. Çünkü zihnimizin tüm pencerelerini açmazsak, hayata tek bir pencereden bakarsak, dar bir perspektifin içerisine sıkışıp kalırsak, aldatılmaktan ve sömürülmekten asla azade olamayız ve dahi iflah olmayız. İstiyorlar ki, biz münhasıran bir tarafa bakalım, kulak verelim ve o taraftan ne gelirse sorgusuz, sualsiz inanıp itaat edelim. Zaten ömrümüz böyle geçmiyor mu? Hayır, bu kendimize ve yarınlarımıza ihanettir. Lütfen her kanaldan bilgi sahibi olmaya çalışalım, bir tarafın gizlediğini belki başka bir taraf bize veriyor olabilir. Bunu ıskalarsak, hakikati ıskalamış oluruz, hakikati ıskalarsak hayatı ıskalamış oluruz. Gerçeğin sözcüleri olalım ve gerçeğin sözcüsü olanları, sözün gerçeğini haykıranları dikkate alalım. Biz kimsenin elinde ki yala, ağzında ki söze bakacak it değiliz, insanız ve insanca duruş, davranış sergilemeliyiz. Keza, gövdesi ve cebi güçlü olanlara değil, kalemi güçlü, beyni kelime dolu olanlara itibar etmeliyiz, el, yol, gönül vermeliyiz. Çünkü silahın sunacağı dünya ile kalemin sunacağı dünya asla bir olmayacaktır. Takdir, tercih, karar, kader bizimdir, biz bileceğiz, ya it gibi ya da insan gibi yaşamayı biz seçeceğiz!

Tarih: 17.01.2021 Okunma: 520

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?