İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...5...

Özgür DENİZ - 12.12.2020

Bir olay meydana geliyor hemen çözümü Tanrı da arıyoruz ve el açıp yalvarıyoruz Tanrı’ya ama bir kez bile dönüp kendimize bakma ihtiyacı hissetmiyoruz, sanki suçlu Tanrı’ymış gibi ya da inanışınıza göre nasıl düşünüyorsanız, üstelik başımıza ne gelirse kendi ellerimizle yaptıklarımız yüzünden geldiğini bildiğimiz halde (((ki, biliyor muyuz acaba gerçekten ya da biliyoruz da bilmiyormuşuz gibi mi davranıyoruz yani kendi kendimizi mi kandırıyoruz yahut gerçekten biliyoruz da bildiğimiz halde bilmiyormuşuz gibi mi davranıyoruz, biliyor ama yapmak işine gelmiyor desinler diye?))). Keza, Tanrı sanki bilim diye bir şeyi var etmemiş gibi hemen münhasıran maneviyata kaçıyoruz ama samimiyetsiz bir halet-i ruhiye içinde. Çünkü şu anki inanışımızla ve inanışımızı gösterişimizle gerçekten sekteriz hem de ekstrem bir sekter. Fakat bir kez olsun şöyle kendimizle baş başa kalıp; bundan sonra büyük insanlığın yasalarına uyacağıma, adaletten ve ahlaktan ayrılmayacağıma, emrolunduğum gibi dosdoğru olacağıma, insanlara zulmetmeyeceğime, riyakâr olmayacağıma, yasaları herkese eşit olarak tatbik edeceğime, insanları aldatmayacağıma, kul hakkı yemeyeceğime, müsrif ve müfteri olmayacağıma, insanları kendi kulum gibi görmeyeceğime, toplum mülküne el uzatmayacağıma ve el uzatanların ellerini kıracağıma, şöyle böyle yapıyorum diyerek el uzattıklarımı temizleyeceğimi sanmayacağıma, hakikat aleyhime de olsa hakikati ortaya koymaktan imtina etmeyeceğime and içerim diyemiyoruz, gerek büyük insanlığın derin vicdanı önünde gerekse büyük kitabı ellerimize alıp üzerine basarak. Buyurun söyleyin diyebiliyor muyuz? Diyemiyoruz. Sahtekârca hareket ediyoruz, güya Tanrı’yı kandıracağız ya da büyük insanlığın ortak vicdanını teskin edeceğiz. Önce insan olacağız insan. Sonra da gereken ne ise onu yapacağız, ondan sonrada gelene sabredeceğiz ve çarelerini bulup uygulayacağız. Ne bilimi inkâr edebiliriz ne de ortak vicdanı yok sayabiliriz. Bilimi ve vicdanı ıskalayarak varolabileceğimizi mi sanıyoruz? Din dediğiniz, insanı ilgilendiren ve insanın manevi yaralarını saran bir olgudur, onu da namusluca kullanırsak yani afyon niyetiyle kullanmazsak, ki maalesef şu an din afyondan başka hiçbir şeydir ama bilim dediğimiz şey yaşadığımız dünyayla birlikte tüm madde alemini ilgilendiren bir şeydir. Tedavi olmadan iyileşebileceğimizi mi düşünüyoruz? Biz hastayız ve hasta olduğumuzu bileceğiz, yüreğimizi acıtsa da, beynimizi zonklatsa da bileceğiz bunu. Bilakis, hiçbir zaman iyileşme imkânı bulamayacağız. Madden ve manen iflasın eşiğindeyiz ve bir an önce kendimize dönüp, hakikate yönelip, tedavinin yollarını aramalıyız. Kendimizden kaçıp, başkalarını kötülemekle bir arpa boyu yol alamayız. Suçluyuz ve kabul edeceğiz!

Tarih: 12.12.2020 Okunma: 298

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?