SADECE DÜŞÜNÜN...49...

Özgür DENİZ - 06.11.2020

Herkesin ağzında sakız gibi çiğnediği bir din var ama ne hikmetse o din bir türlü boğazdan aşağıya inipte yaşamsal boyuta geçirilemiyor. Çünkü bir dinimiz olduğu takdirde hiçbir şeye ihtiyacımızın olmayacağını düşünüyoruz. O din varsa ve kimliğimizde yazıyorsa şayet; kul hakkı yesekte, harama doymasakta, adaletten bir gram behremiz olmasa da, zalimin önde gideni olsakta, her türlü pisliği yapsakta, müfteri olsakta, yani kuduz köpek gibi yaşasakta mutlaka eninde sonunda kurtuluş bizim için vardır diye düşünüyoruz. Çünkü o dinde samimi değil kimse. O dinin getirileri var diye sürekli ağızda dolaşıp duruyor. Dini afyon olarak kullanıyoruz. Zira dinle uyuşturup, aldatıp, istediğin kıvama getirip, istediğin gibi gütmek çok basit. Getirisi olmasında görelim, ne ağızda durur ne boğazda. Bilakis ürkmüş eşeklere döneriz. Çünkü o din bize kazandırdığı müddetçe dilimizdedir, kaybettirdiği an o dini fırlatıp atmakta tereddüt etmeyiz. Bunu sonsuz ciddiyetle, bilinçle, farkındalıkla söylüyorum. Hayat öğretti bana bunu. Kimse öğretmedi. Tıpkı gerçek dini kitabın öğrettiği gibi, insanların değil. Niye böyle? Çünkü şöyle; bir insanteki hayat boyu bir şey söyleme mevkiinde ama söylemiyor, velakin biliyor ne söylemesi gerektiğini ama dünya umuru söylemesini engelliyor. Peki, o insanteki gerçekten dini sindirmiş, dine inanmış, emredilen gibi olmuş ve dini kabul etmiş olsaydı hakikati söylemek için bulunduğu yerden inmeyi bekler miydi? Ki, din böyle bir şeyi tolere eder miydi? Etmezdi ama ettirilirdi değil mi? Çünkü din onların emrindeydi, istedikleri gibi eğip bükebilirlerdi. Besledikleri, büyüttükleri din, onları besleyip büyütüyordu. Duruyor durduğu yerde hatta tüm yanlışa onay veriyor ama gün geliyor iniyor ve içindeki tüm gerçekleri dışarıya çıkarıyor. Peki, o vakitte ki kayıplar ne olacak kardeşim? Sen kazandın ama kaybedenler oldu. Nasıl telafi edilecek? İşte söyleyeceğini söylenmesi gereken zamanda söyleyeceksin ki seni insan sansınlar. Bilakis susta vay hayvan oğlu vay demesinler. Çünkü artık vakit söylemek vakti olmuyor o vakit. Zira her şeyin bir vakti saati vardır, o vakit öldükten sonra o vakitte ki canlı olan şey canlılığını koruyabilir mi? Bu yüzden bir devirde değil her devirde olman gerektiği gibi ol, söylemen gerekeni zamanında söyle. Çünkü bizim gibi değilsiniz!

Tarih: 06.11.2020 Okunma: 321

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?