NE EZİLEN, NE EZEN, İNSANCA HAKÇA BİR DÜZEN...16...

Özgür DENİZ - 16.08.2020

Bu kahpe, kalleş ve vahşi düzen değişmez diyorsunuz deyil mi? Bu düzenin köle efendileri de öyle diyorlar: biz hep kazanırız; biz kazanan tarafız; biz değişmeyiz; silah bizde, servet bizde, kuvvet bizde, devlet biziz, hayatı biz belirleriz, ömürleri biz tayin ederiz, bizim istemediğimiz hiçbir şey olmaz, bize gücünüz yetmez; gelin bize evet deyin ve önümüzden çekilin, bizi uğraştırmayın, sizde elinizdekini kaybetmeyin (((elimizde olan ne varsa?))). Biz işimize bakalım, sizde yapmanız gerekenleri yapın, verdiğimizle yetinmeyi bilin, yolumuza çıkmayın. Ölümü değil yaşamı seçin diyorlar (((hangi yaşamsa ve ölüm neyse?))). Yaşadıklarımız hak ettiklerimiz diye düşünüyoruz deyil mi? Peki hak ettiklerimizse, niçin onlardan istiyoruz, onların kapılarını bekliyoruz vermeleri için? Niye onlara boyun eğiyoruz? Ya hiçbir şey böyle deyilse... Ya bir kez değişirse, ya gerçekten değişebilirse ama bizim düşüncemizin kötülüğü bize değişmez gibi gösteriyorsa... Bizim gördüklerimiz, bildiklerimiz bizleri yanıltıyorsa, hiçbir şey gördüğümüz ve bildiğimiz gibi değilse ve görmediklerimizi ve bilmediklerimizi görür ve bilirsek... Ya onların da zaafı buysa ve biz buradan yürüdüğümüzde aslında her şeyin nasıl da spontane değiştiğine şahit olacaksak... Ya onların aslında hiçte gördüklerimiz, bildiklerimiz olmadıklarını anlayacaksak ve bizim kurtuluşumuzun ışığıysa tüm bu yol işaretleri... Niye denemiyoruz? Gerçeği görürüz diye korkuyor muyuz? Evet, gerçekten korkuyoruz. Çünkü gerçek korkutucudur. Yalan, suçlarımızı unutturuyor bize deyil mi? Niye mi? Bilinmesi tehlikelidir zira gerçeğin. Köleyi özgür, kendini efendi sananı köle yapar da ondan. Çünkü intikam alacağımızı, hesap soracağımızı düşünüyorlar. Bu yüzden bizim gerçeği görmemizden ve bilmemizden çok korkuyorlar. Her şeylerini kaybedeceklerini çok iyi biliyorlar. Kimler geldi, kimler geçti, hiçbirisinin değiştirmeye gücü yetmedi diyorsunuz deyil mi? Ya öyle değilse, ya onlar da düzenin etrafında pervane oldularsa, ya onlarda bir fasit daire içinde dönüp durdularsa, hep gösterilen yere baktılarsa, hep söylenileni doğru diye bildilerse, hep denenmiş olanları yeniden denemeye tevessül ettilerse ve her şey bu yüzdense ne olacak? Burasını düşünmek işimize gelmiyor deyil mi? Niye hayatımız hakkında ki kararları kendimiz vermiyoruz da, hep başkalarına bırakıyoruz? Hayatımızla ilgili hangi kararı kendimiz verdik bugüne kadar? Bu düzen hep iyi ama bu düzenin işine gelmeyen ve kötü diye gösterdiği her şey kötü öyle mi? Niye hiç denenmemiş olanı bilmeye, tanımaya ve denemeye çalışmıyoruz? Hayatımız da hiç denemediğimiz, tanıma imkanı bulmadığımız, nasıllığını ölçüp biçip tartmadığımız bir şey için nasıl olurda kötü diyebiliriz? Niye bilmemiz gerekeni kendimiz bilmiyoruz da, birilerinin bildirmesini bekliyoruz? Ne verdi bugüne kadar bu faşist ve emperyalist düzen size? Efendilerden ve işbirlikçilerinden bir gün bile saygı ve sevgi mi gördünüz? Sizleri insan yerine koydukları tek bir gün oldu mu? Yoksulluktan ve acıdan başka ne verdi size? Vazgeçtiğiniz an kaybedecek olduğunuz zincirlerinizden başka ne bıraktı sizde? Öyleyse nedir bu taparcasına bağlılık? Nedir bu anlamsız korku? Nedir bu gizli derin sevgi? İnsan olduğunuzu hatırlayın ve yeniden insanlığınıza dönün lütfen ve insanlık düşmanı bu düzeni yerle yeksan eyleyin.

Tarih: 16.08.2020 Okunma: 354

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?