NE EZİLEN, NE EZEN, İNSANCA HAKÇA BİR DÜZEN...10...

Özgür DENİZ - 10.08.2020

Hayatlarımıza musallat olmuş, sevinçlerimizi azaltan, acılarımızı çoğaltan, bizleri adeta boğan ve günden güne tüketen, ölümü gösterip sıtmaya razı eden pespaye ve müptezel bir düzen var. Bu düzenin dostu yok, düşmanı çok. Ama zevahirde herkes bu düzene dostmuş gibi davranıyor yani mürailik yapıyor. Yani kimse düzene düşman değil haddizatında, münhasıran düzene düşmanmış gibi davrananlara düşmanlık ederek düzene müzahir olup düzenin müzaheretini kazanıyorlar. Ama bir şekilde besledikleri de var düzenin ve işte o beslemeleri sayesinde varlığını idame ettirmektedir. Onlarda elbette düzenden çok iyi şekilde nemalanmaktalar. Düzen onlara konforlu bir yaşam sunmaktadır. Yani iki tarafta verdikleri oranında almaktadırlar. Olan ise her daim iki tarafın arasında kalan halka olmaktadır. Ezilen, sömürülen, acı çeken, umudu yiten, karanlıkta yolunu ve yönünü şaşıran, evlatları harcanan halk olmaktadır. Beslemelerine diyet ödetmektedir ve her daim diyet ödeyecek birilerini de bulmaktadır kahpe düzen. Herkesi bir yerde konumlandırmış ve istediği yönde koşullandırmış. Herkesi birbirine düşman etmiş. Birbirine düşman olanlar düzene boyun eğerek güç kesbetmektedirler. Boyun eğenler, çiftlik edindikleri vatanı istedikleri gibi soymak salahiyetini elde etmiş oluyorlar. Hatta dokunulmazlık elde ediyorlar. Bu kahpe, vahşi, kalleş, kirli ve karanlık düzen filhakika kendini bitevi yenileyebilme kapasitesine sahip. Yani kurulduğu günden bugüne aynı kalmış değil. Birileri elbette bu düzenin banileri ama kimler onlar muamma. Velakin diyet borcu ödemek zorunda kalanlar belli. Onlar da bizleri düzenin kölesi yapmakla vazifeli. Herkeste temiz bir taraf bırakırken, mutlaka kir batağında olan bir yanda bırakıyor. Çünkü kirli kalan yanlarla onları tutsak kılıyor ve onlar üzerinden hedeflerini kotarıyor. Elbette ayakta kalmasını sağlayan muayyen argümanlara da sahip ve gerektiği zaman onları kolayca kullanabilme ve aynı zamanda her kaba uydurabilme yetisine de sahip. Sizler, sizlere büyük laflarla, hedeflerle, olgularla gelenlere inanmayın. Sizleri aldatma ve uyutma yöntemidir bu. Çünkü size getirdiklerine kendileri inanmazlar. Münhasıran sizleri aldatmak için kullandıkları bir yemdir onlar. Siz onların güzelliğine ve görkemine kapılıp oltaya takılacaksınız ve düzenin kucağına düşeceksiniz. Düzenin kucağına düştüğünüz vakit, sizleri oraya düşürenler düzen tarafından payelerle taltif edilip sitayişe seza görülürler. İstedikleri de budur zaten. Tıpkı düzen gibi onlarda kahpedirler ve halka ihanet içindedirler. Ama öyle kahpedirlerdir ki, halkı hain gibi gösterme kurnazlığına yeltenirler.

Tarih: 10.08.2020 Okunma: 408

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?