TANRI'YLA KONUŞMA...

Özgür DENİZ - 28.07.2020

Tanrı’m! Şimdi, Seninle konuşmaya çalışacağım ya,

Biliyor musun?

Çokları tahammül edemeyecekler

Olamaz diyecekler

Nasıl olabilir, bu ne cüret diyecekler

Sen kim oluyorsun diye söylenecekler

Sen onları değil onlar Seni yarattılar ya!

Senin söylemediklerini söyleyerek kazanıyorlar ya dünyanda

Senin var olduğunu söyleyerek

Ama yaşamlarıyla söylediklerini inkâr ederek varlıklanıyorlar ya

İşte onlar bir hoş olacaklar

Onlar Seninle konuşmak isteyipte

Konuşmaya yüzleri ve cesaretleri olmayanlardır

Onlar Sana dilleriyle inanıp gönülleriyle inanmayanlardır

İnançları boğazlarında kalanlardır

Huzuruna çıkmaktan korkanlardır

Seni aldattıklarını sanıp aldatamadıklarını bilenlerdir

Belki de bunu bile bilemeyecek kadar cahillerdir

Bu yüzden de Seninle kimsenin konuşmasını istemezler

Çünkü kendilerinin şikâyet edilmesinden korkuyorlar

İstemiyorlar da zaten Seninle konuşulmasını

Hatta Seni tanımamızdan bile korkuyorlar

Seni tanımamız için yaptıkları tek bir şeye şahitliğim olmamıştır

Çünkü Seni tanırsak kendilerini tanımayacağımızdan ödleri patlıyor

Senin söylediğini yapmayanlar zaten nasıl tanımış olabilirler ki Seni?

Tanımadıklarını da tanıtamazlar değil mi?

Senin istediğini bile istemek, hatta yapmak yasak dünyanda biliyor musun?

Senin söylediklerini bir tarafa koysak, yarattıklarını bir tarafa

İnanır mısın Tanrı’m başlarını kaldırabilecek yüzleri yoktur

İşte sorun da burada

Seni tanıyormuşuz gibi yapalım

Tanımıyormuşuz gibi de yaşayalım istiyorlar

Böyle yapıyorlar ve saygı bekliyorlar

Seni tanımamızdan korkuyorlar

Ama kendilerini de tanıyalım istiyorlar

Seni tanımasam onları tanır mıydım ki acaba Tanrı’m?

Tanrı’yı tanımayan tanrıları nasıl tanıyabilir ki?

Kalpleri bilen Sensin

Öyle diyorsun, kalpleri evirip çeviren olduğunu söylüyorsun

Göreceksin itham etmekten de imtina etmeyecekler

Tanrı’sız demekten çekinmeyecekler

Seni kendilerinden daha iyi tanıdığımı bilemeyecekler

Ki, tanımasam bile o hürriyeti tanıyan da Sensin

Seni tanımamak suç mu Tanrı’m?

Evet, belki cezası var ama o ceza Sana ait

Kendilerini tanrı sananlara değil

Ama bunu anlayamayacak kadar ahmaklar

Umursadığımı düşünecekler kendilerini

Konuşamadığım Seni nasıl anlayacağımı söyleyemeyecekler ama

Oysa ben hep Seni anlamaya çalışıyorum

Varlığını duyduğum ama tanımadığım Seni

Onlarsa değil Seni, beni bile anlamıyorlar

İnanır mısın Tanrı’m Sensiz daha rahatmışım sanki?

Her şey Seninle başladı gibi

Ben Seni bulunca

Ya da bulduğumu sanınca

Bulduğum ya da bulduğumu sandığım Seni tanıyınca

Dünyana dair her şey aşikâr olunca ya da aşikâr olmuş gibi sanınca

Binlerce sorular ortaya çıkınca

Beynimi kuşatan sorular sonucunda

Her şeyin gizemli olduğunu anlayınca

Bir hoş oldum dünyanda

Bir an da boş oldum dünyanda

Sandım ki her şey olduğu gibi görünecek

Tüm karanlıklar berrak bir aydınlığa bürünecek

Dünyamı saran şüphe bulutları dağılacak

Aksine daha yoğunlaştı gibi ne varsa bende Senden

Senden şüphe etmediklerini iddia ediyorlar Sana inandıklarını söyleyenler

Ama dediklerini de yapmıyorlar

Aslında şüphe etmiyorlarmış gibi görünüyorlar

İnanır mısın kalplerini açıp baksak şüpheyle doludur

Sen de bunu biliyorsun

Çünkü yaptıklarını görüyorsun

Seni Tanrı’mız olarak kabul edelim ama Seninle konuşmayalım istiyorlar

Zira onlar Seni aldattıklarını sanıyorlar

Sen hani dünyayı onlara bırakıvermişsin ya

Ve onlar sanki Senin dünyanın tek sahipleri ya güya

Ve Sen onları sanki vekil tayin etmişsin ya Kendine

Bu yüzden kendilerini Senin yerine koyuyorlar ya

Böyle olunca da Senin adına karar verebileceklerini sanıyorlar

Ve kenara çekilmişsin gibi algılanıyorsun ya

Böyle isteyenler Seni yok sayanlar da değil ha

Ki, böyle olduğunu da biliyorsun

Seni var sayanlardır böyle olsun isteyenler

Senin adaletini isteyemiyorum dünyanda

Verdiğin hürriyet bende yok

Sahi bunları Seni tanımayanlar mı yapıyor?

Tam tersi Tanrı’m tam tersi

Sahi nimetlerini birilerine mi ayırdın sadece?

Cennetini ve cehennemini kimlere ayırdığını söyledin mi?

Ayırdığına inanıyorlarmış gibi yaşıyorlar da o yüzden sordum

Cennetlik olduğunu sananlar cehennemlik gibi

Cehennemlik denilenler cennetlikmiş gibi sanki

Ama birilerini ille de cehenneme atmak gibi inat ediliyor

Sen kesin sonucu bildirmediğin halde

Bildirmedin değil mi Tanrı’m?

Biliyor musun Tanrı’m?

Sen yoksun desem ama kötülükleri onaylasam benden iyisi olmaz dünyanda

Senin var olduğunu söylesem ama kötülükleri de lanetlesem benden kötüsü olmaz

Böyle ama Tanrı’m

Niye böyle Tanrı’m?

Sen ki Tanrı’m!

Okumak diyorsun

Düşünmek diyorsun

Sormak diyorsun

Akıl diyorsun

Emek diyorsun

Çalışmak diyorsun

Direnmek diyorsun

Mücadele diyorsun

Merhamet diyorsun

Adalet diyorsun

Eşitlik diyorsun

Hürriyet diyorsun

Paylaşmak diyorsun

Diyorsun değil mi Tanrı’m?

Demeseydin olmazdı zaten

Ve biliyorsun da neyin ne olduğunu değil mi?

Sana kim inanıyor Tanrı’m?

Bunu ancak Sen biliyorsun

İnanıyorum diyenlere inanmıyorsun biliyorum

Çünkü gerçeği sadece Sen biliyorsun

Sağlam inançlı olduğunu söyleyenin bile cehennemlik olabileceğini söylüyorsun

Çünkü söylemekle eylemenin apayrı olduğunu biliyorsun

Senin verdiğini, verdiğinin elinden alan Sana inanıyor olabilir mi?

Senin dediklerini yapanlar Tanrı’sız olabilir mi?

Senin dediklerini yapmayanlar inandıklarını söyleseler de inanıyor olabilirler mi?

Tanrı’m! Tanıdığımı sandığım Seni biliyorum

Bildiğimi sandığım Seni tanıyorum gibiyim

Sen de yaratmış olduğun beni biliyorsun

Ve bildiğin beni benden iyi tanıyorsun

Tanrı’m! Yine de kimsin, nasılsın?

Var mısın, yok musun?

Bir varsın, bir yoksun gibi sanki

Düşünüyorum yoksun gibi

Hissediyorum varsın

Ruhumdaki ve beynimdeki acıyı tarif edemem

Etmesem de biliyorsun değil mi zaten?

Düşünülmeyen ama hissedilen misin?

Sen yokmuşsun gibi yaşanılan bir dünyan var

Çünkü söylediklerini yapan tek kişi yok yarattıklarından

Yapıyorlarmış gibi davrananlar var

Onları da davranışları yalanlıyor

Tabi onlar kendilerini aldatıyorlar değil mi?

Çünkü Sen olunca her şey istenilen gibi oluyor

Böyle olunca da varmışsın gibi davranılıyor

Ama yokmuşsun gibi yaşanılıyor

Seninle yarattıklarını aldatıyorlar

Niye böyle oluyor Tanrı’m?

Oysa beyinde Senin eserin, kalpte

İkisi nasıl oluyor da böyle çelişkili sesler gönderiyor?

Yoksun ama varsın mı ve yokluğunu var sayarak avunanlar mıyız biz?

Varsın ama yoksun mu ve varlığını yok sayarak yaşayanlar mıyız biz?

Niye böyle dünyan Tanrı’m?

Bu dünya Senin dünyan olamaz

Çünkü Sen yokmuşsun gibi yaşanılan bir dünyan var

Senin dünyansa çok kötü bir dünya

Bu Senin kötü olduğunun ifadesi olamaz elbette

Senin dünyan iyilik dünyası olabilir ancak

Öyle değil mi ama?

Lütfen söyle Tanrı’m!

Oysa burada çok kötülük var

İkiyüzlülük, sahtekârlık, yalan dolan dolu burası

Kan, gözyaşı, cinayet, sömürü, zulüm dolu

Bunların olmadığı bir dünya yok mu?

Ya da dünya bunlardan arındırılabilir mi?

Bunu yapmanın yolu yok mu?

Yolu varsa yapmak mümkün mü o yolla?

Mümkün değilse de yolun olmasının anlamı nedir?

Mümkün değilse, bunlarla yaşamak mı, nasıl yani?

Özellikle de Senin yanında olduğunu söyleyenler niye böyleler?

Niye böyle insan diye yarattığın?

İnsanı böyle mi yarattın?

Neredesin Sen?

Karışmıyor musun hiçbir şeye?

İzliyor musun sadece?

Sonucu mu bekliyorsun?

Seni kullanıyorlar ve hiçbir şey yapmıyorsun

Senin adına işlenmedik kötülük yok burada Tanrı’m

Burada da sırlar mı saklı?

Niye hep gizemli her şey?

Beni özgür yarattın ama zincirlere vuruldum dünyan da

Hem söylediğin özgürlüğün yok

Hem de özgürmüşüz gibi yaşamamız bekleniyor bizden

Özgürlüğün çalınmış bizden Tanrı’m

Fakat özgürlüğün varmış gibi yaşayalım ama nasıl?

Öyle diyorlar yok olabilir ama varsayarak yaşayın

Ne verdiysen aldılar elimizden, çaldılar bizden

Yoksa başından beri tutsak mıydık?

İnancın iyilik olduğunu söyle Tanrı’m

İnananlar kötü olamazlar de

Desen de dünyadan da her şey tersi Tanrı’m

Kötü oldukları söylenenlerin iyi olmayacağını söylemiyorsun anladığıma göre

İyilikle kötülüğün karıştığı bir dünyadayım da

Sana inandığımı söylersem

Ama dediğini yapmazsam iyi sayar mısın beni?

Hep söylediğini yapıyorsam da kötü olabilir miyim?

Çünkü böyle bir durum var dünyan da

Seni var sayıp yokmuşsun gibi yaşayanlar var

Seni yok sayıp varmışsın gibi yaşayanlar var

Ama yokmuşsun gibi yaşayanlar iyi oluyorlar da

Varmışsın gibi yaşayanlar kötü oluyorlar

Sen mi böyle söyledin Tanrı’m?

Birilerinin kalbindesin gibi sanki

Birilerinin de sadece aklında

Aklında oldukların yokmuşsun gibi yaşıyorlar

Kalbinde bulundukların varmışsın gibi yaşıyorlar

Ben niye geldim buraya Tanrı’m?

Fırlatılıp atılmışım gibi hissediyorum

Niye böyle hissediyorum?

Çünkü yabancıyım buraya

Burası bana ne kadar yabancıysa

Gitmek için geldik evet

Çünkü gelirken verildi dönmeye davet

Yaşamadan mı gitmek gerek

Yaşamamak için mi geldik dünyana?

Öyleyse dünya niye dünya?

Yaşamak için geldiysek eğer

Yaşamadan gitmemek gerek

Böyle bir dünyada herhalde ölü gibi yaşamamak gerek değil mi?

Yaşanmaz da değil mi?

Çünkü bir can varsa eğer bu ten de

O can o tenin yaşaması içindir

O tenin yaşam yeri de dünyadır

Niçin yaşamlarımız çalınıyor Tanrı’m?

Çalınırken de Senin adın kullanılıyor

Niçin hep anlaşılmaz kalıyor her şey?

Niçin saklanıyor gerçekler?

Niçin istenemiyor verdiklerin?

Senin verdiğini yarattıklarından isteyemiyoruz bile

İsteyelim bir kere Tanrı’m?

Neler geleceğini görmek için

Peki, benim suçum ne Senin verdiğin hakkı isterken?

Niye verdin ki o zaman Tanrı’m?

İstediğimde yaşayacağım bir hayatım bile olmayacak biliyorum

O zaman neresi burası Tanrı’m?

Bunun ne demek olduğunu düşünmemek elde değil

Biz neredeyiz ve bulunduğumuz yer kimin Tanrı’m?

Ben bir şey anlayamıyorum Tanrı’m…!

Tarih: 28.07.2020 Okunma: 386

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?