MENFAATLER VE İDEALLER...

Özgür DENİZ - 14.07.2020

Hayat boyu neyin peşinden koşturuyoruz? Kendimizi neye adıyoruz? Yaptığımız onca şeyi ne uğruna yapıyoruz? Menfaatlerimiz değil mi? Bir gün bile bir ideal edinip, o ideale adandığımız oldu mu, elbette canımız pahasına, çünkü canından korkanın elde edeceği yegâne şey; köpeklik ve kuru bir kemiktir? Buna delalet eden tek bir eylemimiz var mı gösterecek? Peki, niçin ideallerimiz varmış gibi davranıyoruz da, o ideallerimizin peşinden koşturmuyoruz, o ideallerimize adayacağımız bir şeyimiz yok, çendan küçücük bir eylemimiz yok idealimizin varlığına hüccet kılacak? Ve ruhumuz da hiç acımıyor, beynimiz hiç ağrımıyor bu durum muvacehesinde. Ama öyle bir ideal olacak ve öyle bir adanış olacak ki, ondan zerre miskal farklı bir algılama tevlit etmeyecek. Yani, ideallerin menfaatleri kurban edildiği hissi tebarüz etmeyecek. Misal; bir menfaatimizi kaybettiğimiz zaman duyduğumuz acıyı, küçücük bir çocuğumuz yitip gittiğinde duyuyor muyuz? Dilde duyumsamaktan bahsetmiyoruz, gönüldeki duyumsamaktan bahsediyoruz, zira yapacağımız şeyi ortaya çıkaracak olan acı; gönülde hissedilen acıdır. O çocuğumuzun yitip gitmesine sebep olan caniyi nasıl insanlaştıramamışız, nerede hata yaptık acaba diye yüreğimizde bir gram acı hissediyor muyuz? Menfaatlerimizi korumaya almak için gösterdiğimiz gayretin binde birini çocuklarımızı korumak adına gösteriyor muyuz? Çocuklarımızın yitip gitmemeleri için bir şey yapmaya çalışmıyoruz niçin? Eğitemediğimiz insanlarımız için duyuyor muyuz, menfaatlerimizi yitirdiğimiz zaman duyduğumuz acıyı? Hüccetimiz nedir? Menfaatlerimize matuf yaptıklarımızı, söylediklerimizi, niçin insanlığın maruz kaldığı sorunları çözmek adına yapıp söylemiyoruz? Menfaatlerimizi temin etmeye ve korumaya matuf kanunlar çıkarmakta pek mahiriz, peki niçin öğretmenlerin hayatlarını ve onurlarını yükseltmek için o kadar mahir değiliz? Çünkü öğretmenler umurumuzda değil, çocukları umursamıyoruz, münhasıran umursuyormuşuz gibi yapıyoruz. Çevremde onlarca öğretmen var, hiçbirisi de hak ettikleri hayatı yaşamıyorlar, yaşayamıyorlar. İşim gereği eğitim camiasıyla illa ki bir araya geliyorum, onları dinliyorum, hayatlarını görüyorum. Çünkü umursamış olsaydık, menfaatlerimizden önce öğretmenlerimizin onurlu ve gururlu yaşamalarını ve çocuklarımızın hayatlarını öncelerdik ve gerekeni yapmakta tereddüt etmezdik. Menfaatlerimizi temin etmek adına çalıştığımız kadar çocukları korumaya çalışsaydık bu kadar çocuk yitip gitmezdi. Menfaatlerimizi korumak adına yaptıklarımızı, insanlığın sorunlarını çözmek adına yapsaydık, bugün insanlık onuruna seza bir hayatın sahipleri olurduk. Hayatı kirleten, karartan, yok eden caniler halk toprağında bu kadar rahat dolaşamazlar, insanlık sofrasına kafalarına göre musallat olamazlardı. Bu tür ikilem oluşturan olayları çoğaltabiliriz. Biz ömrümüz boyunca menfaatlerinin zebunu olmuş, menfaatleri uğruna bedel ödemeyi tolere etmiş ama insanlık adına elini taşın altına koymaktan çekinmiş, korkmuş, kaçmış sefilleriz. Zira her daim menfaatlerimizi önceledik ama sorunlarımızı tali gördük, binaenaleyh sorunları yüreğimizde hissetmedik, böyle olunca da samimi çözüm arayışından hep uzak kaldık. Ki, menfaatlerimiz için kirletmediğimiz ve değerini düşürmediğimiz şey de kalmadı maalesef. Yazıklar olsun! Gözleriniz görsün, yüreğiniz hissetsin sevgili genç kardeşlerim ve asla aklınızı kiraya vermeyin.

Tarih: 14.07.2020 Okunma: 354

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?