YAŞAMAK BİR SEÇİMDİR; ONURLU YA DA ONURSUZ...

Özgür DENİZ - 09.07.2020

Onurlu bir yaşam istiyorum. Bu kadar net ve basit kardeşim. Bu dünyada, tüm haklarımı sonuna kadar kullanıp, sonsuz hürriyet içinde yaşamak istiyorum. İnsan gibi! Hiçbir şey hiçbir kimsenin değil kardeşim bunu anlayın artık lütfen ve o kalın kafanıza sokun, dahası aynı zamanda bana da ait olan şeylerle bana posta koymaya yeltenmeyin. Her bir şey herkesin. Ve her şey bir araçtır. İnsanın harcanmasını önkoşul kılan ve insanın harcanmasıyla ulaşılacak bir amaç değil. Ne birilerinin dinidir din, ne birilerinindir vatan, ne birilerine aittir cumhuriyet. Bunu öğrenin artık ya lütfen. Öyleyse lütfen haddinizi ve hududunuzu bilin. Kimsenin oyuncağı değiliz. Oyuncaklarınız olmaya ve onursuz yaşamaya teşne olanlara da bir şey diyecek değiliz. Çünkü yaşamın nasıl yaşanacağı bir seçimdir. Herkes seçimini yaşar. Tımar edilecek bir hayvan da değiliz. Onur diye bir şey var. Yaşam diye bir şey var. Verilmiş bir yaşam var yaşamakta olduğum ve olduğu kadarıyla yaşayacağım. Ve onu sen vermedin. Ya onurlu yaşayacağım ya da onursuz. Kim onursuz yaşamak ister? Onurlu yaşamak nasıl olur? Özgürlük, adalet, eşitlik, paylaşım temelli bir yaşamak onurlu yaşamaktır. Saygı duyularak ve öz hürriyetine dokunulmadan kendini kendin gibi yaşayarak yaşadığın yaşamdır onurluca yaşam. Düşüncelerini hiçbir barikata takılmadan özgürce haykırabilmendir hatta eyleme dönüştürebilmendir icap ediyorsa ve yanlış olana hiçbir çekince duymadan yanlıştır diyebilmektir onurlu yaşamak. Özgürce sevebilmektir. Haklarını öz hürriyetin ekseninde kullanabilmektir ve her ne uğruna olursa olsun haklarından feragat etmemektir. Yaşamak sevincini iliklerine değin duyumsamak onurlu yaşamaktır. Ve sizler insançocukları, lütfen hiçbir hakkınızdan hiçbir kimse adına vazgeçmeyin ve hiçbir şey uğruna taviz vermeyin haklarınızdan, yaşamak sevincinizi de mutlaka hissedin yoksa şüphe edin varlığından ve alın onu behemehâl. Eğer bu olmayacaksa, söylediğiniz her şey kuru bir laftan, tüm eylemleriniz çocuk oyunundan başka bir anlam ifade etmeyecektir. Boş konuşmayın kardeşim. Dar kafalılığınızı ortay koyan eylemler yapmayın. Yaşanmaz bir dünya inşa ediyorsunuz ve o dünyanın içinde yaşamaya zorluyorsunuz. Bunu nasıl beceriyorsunuz? Hep kazanalım hep kaybetsinler istiyorsunuz. Kaybedecek bir şeyin kalmadığında yaşamanın da anlamı kalmayacaktır bilmiyor musun? Elbette bilmiyorsun. Zira bu kadarını bilecek kalibren olsaydı, o kadar yapacak hadsizlikte bulunmazdın. Ne çekti be din, vatan, cumhuriyet sizlerin elinizden. Bir türlü anlamadınız. Bu olguları sizler gibi anlamadığımızı ve hiçbir zaman da anlamayacağımızı. Ki, sizler gibi anlasaydık, zaten bu olguların indimizde ne anlamı olurdu ne de bir gram ağırlığı, bilakis bir hiç olurlardı. Bu olgular sizler sayesinde gadre uğramış olgulardır. Varlıklarıyla onurlar çalınmıştır, emekler sömürülmüştür sayelerinizde. Hayat boyu suçlanarak mı yaşayacağız kardeşim? Biz insanız be. Sizin gibi yaşamak zorunda değiliz. Ki, kaç kuruşluk beyninizle, kaç okka yaşam sundunuz? İşiniz gücünüz suçlamak mı sizin? Ki, insançocuğu suçlanmaya başladığı gün korkutulmuştur ve o günden bugüne iflah olmamıştır. Tamam suçla. Şöyle dersem böylesin de. Böyle dersem şöylesin de ama bişey sun be gözüm onurlu yaşam adına lütfen. Ne üretiyorsun ve nasıl bir yaşam istiyorsun onu söyle bari. İşin gücün itham etmek olmasın. Ki, ithamlarınızın da haddizatında asıl muhatabı kendinizsiniz ama dönüp aynaya bakacak cesaretiniz yok. Suçlamakla ve korkutmakla ama hiçbir şey üretmemekle neyi umuyorsunuz? Ben yaşamak istiyorum kardeşim. Bana bir yaşam sunmayacak mısın? Görmek, bilmek, duyumsamak istiyorum onu. Hadi lütfen, bekliyorum! Çünkü yemin ediyorum ki, bu iğrenç dünyanızdan da, mahkûm ettiğiniz hayattan da bıktım, tiksiniyorum. Özgürlüğü özlüyorum! İnsanlığı özlüyorum! Yaşamayı özlüyorum! Yerden ayaklarımın kesildiğini duyumsamak istiyorum kardeşim.

Tarih: 09.07.2020 Okunma: 689

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?