ÇÜRÜYÜŞ...62...

Özgür DENİZ - 28.06.2020

Ey insançocukları! Bakınız ve lütfen insan gibi, olguyu ve olayı tetkik, tahkik ve analiz ediniz. Bir kez, okuma ve fikir işinde samimi ve ciddi olmamız, fikrin namusuna sadık kalmamız, anlama, kavrama, hissetme ve uygulama konusunda da dürüst olmamız şarttır ve böylesi bir şey insanca yaşamak için mübrem bir manevi eylemdir. Zira anlamakta ve uygulamakta samimiyetsiz, ciddiyetsiziz hatta riyakârız. Tiksindirici tavırlar içindeyiz, yüzüne tükürülesi bir haldeyiz. Kendimiz böyle olduğumuz içinde böyle olanlara ses etmemekte ve böylesi tipleri normal görüp tolere edebilmekteyiz ama kaybeden kendimiziz. Maalesef yaşamımızın her boyutunda, toplumsal her alanda bu şekildeyiz, zaten bu yüzden de hiçbir şeyde, hiçbir alanda başarılı olamıyoruz ya. Sonra da her şeye kaderdir deyip geçeriz, boyun eğeriz! Bilgiçlik taslamak, edebiyat ve felsefe yapmak için mi okuyoruz, öğreniyoruz? Bildiğin şeyi anlamak gayreti içinde olmayacaksan, anladığın şeyi de eylemek derdine düşmeyeceksen tükürürüm senin okumana ve bilmene. Maalesef her cephede ki tipler için marazi bir durumdur bu. Öğreniyoruz, biliyoruz ama bilgiçlik taslamak, nutuk irad etmek, edebiyat yapmak, filozofik biriymiş gibi takılmak için. Peki, uygulama ne olacak behey sahtekâr, şerefsiz? Binlerce söz öğren, binlerce ayet ezberle, binlerce hadis bil, binlerce kitap oku, muktezasını ifa etmedikten sonra, ne anlam ifade edecek tüm bunları okuman, öğrenmen, bilmen, ezberlemen? Analitik ve senkronik düşünmeyeceksen, şüphe etmeyeceksen, sorup sorgulamayacaksan, eleştirmeyeceksen, sigaya çekmeyeceksen, gerçeğin peşinde olmayacaksan ve nihayetinde insanca eylemler ortaya koymayacaksan o zaman niye okuyorsun, niye biliyorsun sefil? Kimin ihtiyacı var senin bilgiçliğine? Ya da bildiklerini gel anlat birader diyen mi var? Bildiklerini hareketlerinde görmüyorsam şayet, yerin dibine batsın senin bildiklerin. Keza bir de şöyle bir durum vardır ki büyük öneme haizdir; eğer ki masivaya dair bir olguyu bilmek, bir olayı anlamak derdiyle yanıyorsanız, tüm boyutlarını, iltisaklarını, ince yönlerini ve iltisaklı olunan ara bağlantılarını derinlemesine idrak etmemiz ve tetkik etmemiz icap eder, olguyu ve olayı gerçekten anlamak ve uygulamaya geçirmek için. Çelişik durumların özelliklerini tümüyle ve her sürecini özelliğine göre tetkik etmezsek duruma nüfuz edemez ve çelişkiyi tüm teferruatlarıyla kavrama gereğini önemsemeyiz, böyle olunca da işin özünü anlayamayız. İşin özünü anlayamayınca da münhasıran lafla peynir gemisi yürütmeye yelteniriz, tatbikata geçeceğimize. Münhasıran şöyle bir göz atmakla iktifa etmeye yelteniriz ve kabataslak müşahede etmekle iktifa eder ve bu halde durumu çözümlemeye kalkışırsak baştan savma bir iş yapmış oluruz ve hiçbir neticeye varamayız. Zaten böyle olduğu içindir ki, uygulamakta başarısız kalmaktayız ve her türlü belaya davetiye çıkarmaktayız. Tek yanlılık ve üstünkörü bakış bizi mahvetmektedir ve kaderimizin ağlarını istenmedik yönde örmektedir ama sonra da kaderdir deyip boyun eğmekteyiz yani sefilleri oynamaya yeltenmekteyiz. Velakin ne acayiptir ki, her daim şikâyetçiyiz! Geçelim!

Tarih: 28.06.2020 Okunma: 305

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?