BİLİM VE DİN TACİRLERİ...

Özgür DENİZ - 22.04.2020

Kalbimin, aklımın, bilincimin, vicdanımın olanca kuvvetiyle büyük yemin ediyorum ki ve Allah, Muhammed, Kur’an ve İnsanlık şahit olsun ki, bugün bilim diyenlerde, din diyenlerde kör kütük cahildirler. Bilimi de, dini de kendi küçük, basit, ucuz menfaatlerine payanda kılmaya yeltenecek kadar aciz ve zavallıdırlar. Yemin ediyorum insanlık, insanlığın menfaatleri, dünyayı saran kötülükler falan umurlarında bile değildir. Bunlara inananlar zaten cahildirler, çünkü sormaktan ve sorgulamaktan yoksundurlar, acizdirler. İnsan olan sorar ve sorgular kardeşim ya, hem de acımasızca sorar ve sorgular. Hiç kimse ne anam, ne babam, ne kardeşimdir, ki böyle olsa ne fark eder, çünkü önce ben varım ve ben için yaşıyorum. Ve tek bir insançocuğu bana ait olana el koyamaz, bana ait olan üzerinde istediği gibi tasarrufta bulunamaz. Benim hayatıma hiçbir boyuttan tasallut edemez. Herkes insan olduğu ve insanlığa faydalı olduğu kadar değerlidir, saygıdeğerdir. İnsan değilse ve insanlık uğruna kavga vermiyorsa, kim olursa olsun ne fark eder, acımasızca sormak ve sorgulamak bendenizin en tabii hakkımdır ve bundan zerre geri adım atarsam insan değilimdir ve insanca yaşamaya layık olamamışımdır henüz. Çünkü insan layık olduğuna maruz kalır ya da layık olduğunu bulur yahut layık olduğunu bulamamışsa bulmak uğruna amansızca kavga verir. Sen buna layıksın kabul et işte diyemez hiçbir kimse ve hiçbir kimsenin de böyle bir şey söylemeye salahiyeti ve hakkı yoktur. İnsan olarak halkolunan ve varolan birisi her şeyi olduğu gibi tolere etmez, edemez, olduğu gibi olması gerektiğine inanmaz, inanamaz. Sorularının cevabını alasıya kadar sormaktan vazgeçmez, vazgeçemez. İnsanlığı aldatmaktan ve insanlığı zifiri karanlığın tam ortasına atmaktan başkaca da yaptıkları hiçbir şey yoktur bilimi ve dini inhisarlarına alan tacirlerin. Aklı tutsak kılıp, insanlığı sürüleştirmek, kullaştırmak, köleleştirmek derdindedirler. Güya, ya bilimin veya dinin galibiyeti adına, bilim ve din adı altında yapılan tüm yanlışlara, aldatmalara, tahribatlara ve tahrifatlara onay verilmektedir. Yeter ki rantları mebzul olsun ve kesilmesin. Bilimin lanetlenmesi yahut dinin ağır tahribatlar alması tek birinin bile umurunda değildir. Tiksindirici bir cehaletin ve menfaatperestliğin mahkûmudurlar, iki tarafta. Filhakika çok uzun ve tafsilatlı olarak izhar edilecek bir mesele ama kısa kesmem icap edecek. Geçelim! İnsanların uydurduğu dinden de, bilimden de nefret ediyorum. Ne ille Allah’ı inkâr ettirmeye yeltenen bilime, ne de insanları her şeyde ille de Fatalizme mahkûm eden dine saygım yok kardeşim. Bendeniz Allah’ın dinine ve doğanın bilimine inanıyorum kardeşim. Ne insanlığı ille de dinsizleştirmek derdine düşen malların bilimine ne de insanları kör ve karanlık Fatalizme mahkûm etmek için bin dereden su getiren malların dinine inanmıyorum. Kardeşim bırakın insanlığın yakasını artık ya. Her şeyi kendi doğal mecrasına bırakın, inhisarınıza alıp insanlık üzerinde hegemonyanızı tahkim etme derdine düşmeyin. Bırakın artık bilimin ve dinin yakasını ya. Basitleşmeyin, küçülmeyin, ucuzlaşmayın. Bilimi de insanca ortaya koyun, dini de olduğu haliyle kendi haline bırakın. İkisini de tahrip ve tahrif edecek kadar adileşmeyin, ahlaksızlaşmayın. İnsan olun, dürüst olun, şerefli olun. Gidin, ille dinsizleşeceksin diyen biliminizi de, uyuşturan ve her şeyi varıp kör Fatalizme kurban eden dininizi de alın başınıza çalın. Ama Allah’ın dinini de, doğanın bilimini de bize bırakın. Bendeniz, münhasıran insanlık için varolan, insanlığa faydalı olan, bir şey yaparken hesapsız, umarsız, saf iyilik için yapan, insanlığın dünyasını güzelleştirmek için mücadeleyi teşvik eden bilimi ve dini arıyorum. Ne bilimsiz dininize ne de dinsiz biliminize itibar etmiyorum. Hayat ne mutlak maneviyattır ne de mutlak maddiyattır, ta ki insanın ne mutlak ruh ne de mutlak gövde olmadığı gibi, binaenaleyh hayat ne mutlak bilimle ne de mutlak dinle izah edilemez. Ki, bilim de, din de Allah’ındır nihayetinde. Çünkü ikisinin mutlak ve kök yasalarını koyan Allah’tır. Dinin ve bilmin teşriki mesaisi ile insanlık terakki kaydedebilir ve insanlığa daha huzurlu, daha güzel, daha mutlu, daha adil bir dünya sunulabilir. Din akletmiyor musunuz diyor ama insançocuğunun akılla alakası yok. Bilim sor, sorgula, tetkik ve tahkik et diyor ama insançocuğunun soruyla, sorguyla, analizle, çözümlemeyle zerre ilintisi yok. Birisi insanların sorup sorgulamasından, birisi de insanların Allah’ı bihakkın tanımasından korkuyor. Korkunuzla geberip gidin be sefil yaratıklar. İnsanlık neler çekti be sizin gibilerin elinden. Düşün artık insanlığın yakasından. Tek suçlu bunlar mı? Elbette en büyük suçlu: insançocuklarının ta kendileridirler. Çünkü düşünmekle, okumakla, hissetmekle, eylemekle zerre ilintileri yoktur. Ulan üç günlük dünyayı, kısacık ömrümüzü cehenneme çevirdiniz be, tek bir gün bile insanca yaşatmadınız, elbette insanca yaşamaya sevdalı olanları. Yazıklar olsun ervahınıza. Cahil ve zalim bir topluluk felaha eremez unutmayın. Oysa “el-emin” olmamız gerekiyordu, her zaman da, her zeminde, her şartta ve koşulda. Olabildik mi? Ne gezer! Ahlaksız ve zerre güven vermeyen insançocukları olduk maatteessüf. Ama elbet bir gün büyük mahkeme kurulacak ve hesap vakti gelecek! Ya o gün ne yapacaksınız, nereye kaçacak ve kime sığınacaksınız?

Tarih: 22.04.2020 Okunma: 314

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?