ÇÜRÜYÜŞ...29...

Özgür DENİZ - 14.03.2020

Bir kere soru sorsan ve bir kere sorgulasan, inan ki soruların ve sorguların arkası gelecek ve çürümeden kurtulacaksın kardeş. Ama sormuyorsun ve sorgulamıyorsun. Niye yapıyorsun bunu kendi kendine? Haddizatında zulmediyorsun insan olan özüne. Hayat senin be kardeş ve her insan önce kendisi için yaşar öyle deyil mi? Kendisi yaşamayan neyi yaşatabilir ki?  Peki, hakkında sorun olmayan ve sorgulamadığın hayat yaşanmaya değer mi be kardeş? Sorun yoksa, var olduğunu nasıl iddia edebilirsin ki? Ölüler sormazlar ve sorgulamazlar sadece. Sorular uyandırır ve diriltir insanı kardeş. Aldanmaktan, aldatılmaktan, uyutulmaktan, uyuşturulmaktan korur. Her söylenene inanmaktan, her gösterilene aldanmaktan korur. Kendi silahınla vurulmaktan korur. Başka hayatların kurbanı olmaktan korur. Başkalarının aklıyla yaşamaktan korur. Ortak, kuşatıcı olgularla ve değerlerle sömürülmekten korur. Sorularında ve sorgularında sınırda tanımamalısın. Herkesi, her şeyi, her olguyu, her olayı sorgulamalısın. Acımasızca sigaya çekmelisin herkesi, her mekanizmayı ve dahi her şeyi. Yanlış, yalan olanı reddetmeyi bilmelisin. Aklını kiraya vermemelisin ve aklına alay ettirmemelisin. Çünkü sen kimsenin umurunda değilsin yaşarken. Kimse de senin umurunda olmamalı sorarken ve sorgularken. Şu olgu şöyle değilde böyle olaylaşabilir miydi acaba ve böyle olaylaşınca ne olurdu, öyle olaylaştığında ne oldu diye sorsana. Şu adam kim diye sorsana. Kim olursa olsun o adam, sorsana. Ne yapıyor, nasıl yapıyor, niçin yapıyor, ne yapmalı diye sorsana. Şu şey niye şöyle değilde böyle oluyor diye sorsana. Kulağıma üfürülen şey ya yanlışsa yahut ya doğruysa ve her iki olasılıkta ben ne yapmalıyım diye sorsana. Şu kurt kuzu, o kuzu kurt olabilir mi ve kendini bana yanlış gösteriyor olabilir mi diye sorsana. Gördüklerim gerçek mi yoksa yalan mı diye sorsana. Şu adam yalan mı yoksa doğru mu söylüyor diye sorsana. O adam kim olursa olsun sorsana bunu. Bugün ortaya çıkan hareketi çözümlerken geçmişte ortaya konulmuş hareketi göz önüne getirerek acaba aralarında paradoks bulunuyor mu diye sorsana. Şu harada ki atlar niye var, bana hizmet için değil mi, öyleyse bana hizmet mi ediyorlar yoksa ben mi onlara hizmet ediyorum diye sorsana. Yaşadığım hayat hak ettiğim hayat mı yoksa zımnen bana dikte edilen hayat mı diye sorsana. Ben niye böyleyim, hep böyle mi kalacam, değişebilir miyim, değişmek ne demektir, değişmek için ne yapabilirim diye sorsana. Ben köle olmak için mi yoksa insanca yaşamak ve varolmak için mi doğdum öyleyse niye zincirlendim benzerlerimce diye sorsana. Bu dünya neresi ve kimin diye sorsana. Dünyanın lanet düzenine eyvallah mı etmeliyim yoksa değiştirmek için ne yapmam gerekiyorsa yapmalı mıyım diye sorsana. Kapitalist pezevenklere ve onların işbirlikçilerine boyun mu eğmeliyim yoksa onlarla insanlık onuruna layık olarak kavga mı etmeliyim diye sorsana. Ve sorsana daha onlarca, yüzlerce, binlerce, milyonlarca soruyu ve sorarak dirilip, sorgulayarak dirensene kardeş! Kısa ömründe kulların kulu ve kölesi olarak yaşamaya değer mi be kardeş, insanca ve onurluca yaşamak ve kendine özgü özgün bir yeni hayat kurmak varken? Ahhh be kardeş!

Tarih: 14.03.2020 Okunma: 388

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?