DÜNYA-İNSAN-MERHAMET...

Özgür DENİZ - 24.09.2019

DÜNYA VE İNSAN

 

Dünya garip bir yerdir. Sıcağı soğuğu vardır, acısı sevinci, aptalı zekisi, yağmuru çamuru, kavgası teslim oluşu vardır, daha nice şeylerle lebaleptir; canlı, cansız. İnsan garip bir varlıktır. Kalbi, gövdesi, kafası vardır. Duyguları, düşünceleri, hareketleri vardır. Bir çiçeğin topraktan bittiği gibi, insan da vehleten bitivermiştir yeryüzünde. Kuşkusuz öylesine değil, bir şey için. Çünkü sebepsiz hiçbir şey yoktur ve hiçbir sebep boşuna değildir, bir sonuç doğurur. İnsan savaşır. Çünkü hayat bir savaştır. Mezarlar ölülerle doludur. Hep buraya ait değilsin. Ait olmadığın yere ait olmak için savaştıkça kaybedeceksin. Ait olmadığın yerde varolmak için savaşacaksın. Varolmak yokluğa direnmek değildir. Korkaklar sinerler, giderler sürüye uyarlar ve sürüleşerek yok olurlar. Çünkü savaşmak korkunçtur, her tarafından acı fışkırır, kazanması varsa da kaybetmesi de vardır. Sürüye uymak acıtmaz. Uyku acıyı hissettirmez. Ölüye acı dokunur mu? Acıya hisseden canlı bir yürek gerekir. Savaşmak bedel ister. İstemek önce vermeyi ister. Vermeyince, istemek vermez. Bir ideolojiye ya da dine niye inanılır; yaşamayacaksak, savunmayacaksak, anlatmayacaksak, yaymayacaksak ve uğrunda bedel ödemeyeceksek? Bir şeye varolmak için tutunmayacaksan, niçin vardır, niçin varsın? Varım diyebilmek için, varlığını ortaya koyacağın kuvvetlere ihtiyacın vardır. Olduracak olanlar yoksa, öldürecek olanların kurbanı olursun. Islanmıyoruz boşu boşuna yağmurlarda, debelenmiyoruz öylesine çamurlu toprakta, elbette göreceğimiz güneşli günler vardır ve her şey onun içindir. Sefaletle, acıyla, yoksullukla savaşıyorsak cesurca, elbette kavuşacağımız mutlu yarınlar vardır ve her şey onun içindir. Özgürlük göklerdedir, savaştığımız her gün, özgürlüğe yükselen merdivenin tırmandığımız bir basamağıdır. Bu dünyada beklediğimiz, özlediğimiz, uğrunda savaşmayı göze aldığımız tek bir ereğimiz vardır; insanın insan gibi ve onuruyla yaşamasıdır.

 

MERHAMET

 

Acı dolu bir dünya. Merhametsiz ve zalim insan. Karmakarışık, cevapsız bir bilmece gibi hayat. Allah’ım! Sana duam, bu kulunu böyle bir garabet hal içinde, merhametsiz bir insan kılma, hele merhametsiz bir inanan yapma asla. Merhametsiz kalacağıma canım çıksın daha iyi. Hele inanan bir insan olarak merhametsiz olamam, olmamalıyım, lütfen kalbimi kurutma, merhametimi öldürme. Çünkü hem inanıyor olduğum iddiasında olup hem de merhametsiz olmaktan utanç duyarım, kendimi insan olarak göremem. Böylesi tiksindirici bir duruma düşemem, çünkü o zaman düşerim. Zira hem inandığını haykırıp hem de merhametsiz olanlardan tiksindiğim kadar hiçbir şeyden tiksinmiyorum şu dünyada. Zaten bu dünyada insanlığı öldüren, kalbi acıtan, beyni çatlatan, insanı düşüren; merhametsizlikten ve adaletsizlikten başka nedir ki? Benzerlerini ölü canlara dönüştüren bir insanlık içinde yaşamak zehir gibi bir şey. Maalesef benzerlerimizi ölü canlara dönüştüren ve altımızda ki toprağı perişan eden insanlarız. Bir tek insan da olsa sevinçlerini çalmak, umutlarını öldürmek, hayallerini kirletmek, mutluluğunu yok etmek, bir çocuğun gülümseyen yüzünü karanlığa mahkûm etmek, elinden oyuncağını almak ne acı bir şey, zehir gibi bir şey, cehennem gibi bir şey. Eğer, bu dünyada yaşarken, bir gün bir zalimle karşılaşırsam ve çok karşılaşmak istiyorum bir zalimle, lütfen merhametimi öldür benim Rabbim, çünkü Senden daha merhametli değilim.

Tarih: 24.09.2019 Okunma: 370

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?