HAKİKAT ÖZGÜRLÜKTÜR...

Özgür DENİZ - 09.02.2019

Biz insanız! İnsanlığımızı hatırlayalım ve insan olalım, insan gibi yaşayalım. İnsanlığa ihanet etmeyelim. Bu dünya baki değil bebeğim, bir gün mutlaka öleceğiz. Ya insan gibi öleceğiz ya da gebereceğiz vahşi bir hayvan gibi. Ve kuşkusuz hesaba çekileceğiz, hem burada hem de orada. Öyleyse hesabı nasıl vereceğimizi düşünerek yaşayalım. Zira sonra keşkeler, son pişmanlıklar, nedamet gözyaşları fayda etmez ve etmeyecek. Çünkü ektiğini biçeceksin! Kurtulmuş değiliz hiçbirimiz ve kurtulduk biz diyemeyiz, kurtulmuşuz gibi görüp kendimizi keyfimizce dem süremeyiz. Bakınız başka hiçbir şey olmamıza gerekte yok, ihtiyacımızda yok buna. Sadece ama sadece insan olalım kâfi, olabilirsek elbette, ki insan olmaya geldik bu dünyaya, insan gibi göründüğümüz için insan olduğumuzu mu sanıyoruz yoksa? Öyleyse vay halimize, veyl olsun bize. İdeolojilerimizin canı cehenneme, insan değilsek kimliğimizin de ve dahi ne isek olduğumuz şeylerin de canı cehenneme, insanlığı aldattığımız yeter! Bir kere de insan olduğumuzu hatırlayalım be. İnsanlığın hakikate ihtiyacı var bebeğim. Hakikat balyoz gibi inmeli betonlaşmış kafalara, nasırlaşmış vicdanlara, çürümüş yüreklere, tiksindirici gövdelere. Hakikati haykırmalıyız insanlığa, çünkü tıkalı kulakların, uyuşmuş beyinlerin, kokuşmuş vicdanların, çürümüş gövdelerin hakikate ihtiyacı var. İnsanlık hakikatle uyanmadıkça, yalanlar insanlığı uyutmaya devam edecektir ve hakikatin olmadığı yerde her şey yalan olacaktır. Eğer hakikat özgürleşmezse, özgürlük asla hakikat olmayacak ve hayatlaşmayacaktır. İşte bu yüzden hakikate ihtiyacımız vardır. İşte bu yüzden hakikati haykırmalıyız tüm insanlığa, tüm dünyaya ve insanlığın ortak vicdanının sesi olmalıyız.

 

Eğer ömrümüz kul hakkı yemekle geçmişse ve midelerimiz haramla dolmuşsa; gözlerimiz varlığın güzelliklerinden mahrum kalmışsa; ağzımızdan pislik saçılmış, dilimizden yalan akmışsa; kulaklarımız kem söze açılmış, doğru söze kapanmışsa; hakikati haykıranı susturmuşsak ve acımasızca çiğnemişsek; zulmümüz merhametimize galebe çalmışsa; kendi mevcudiyetimizin idamesini bırakıp başka mevcudiyetlerin idamesini muhafazaya yelken açmışsak ama bunu da münhasıran rant için yapmışsak; kalbimiz kararmış, vicdanımız nasırlaşmışsa; masumların hayatlarını iftiralarla karartmışsak; açları doyurmamış, çıplakları giydirmemiş, yetimin başını okşamamışsak; zalimin karşısında hak budur işte diye haykırmamışsak; suçsuzları acılardan acılara sürgün kılmışsak; mazlumu hor görüp, zalimin önünde eğilmişsek; garibi ezmiş, yetimin hakkını yemiş, düşene bir tekmede biz atmışsak; yeri delecekmiş, göğe uzanacakmış gibi kibir abidesi misali tafra yapmışsak; suçsuzları kolayca tecziye etmiş ama güçlü suçlular önünde eğilip, onlara özgürlük bahşetmişsek korkumuzdan ve varlığımızın bekası uğruna; kanı, teri, yaşı ve emeği hayâsızca sömürmüşsek; ahlakı çürütmüş, adaleti, şerefi, izzeti çiğnemişsek; masum bir cana kıymışsak ya da kıyılmasına sebep olmuşsak; çocukların gülen yüzlerini soldurmuşsak; hakikati yalanla örtmüş, yalanı hayatlaştırmışsak; küçük, basit ve ucuz menfaatler uğruna insanları aldatmışsak ve haklarını gasp etmişsek EĞER; ötse de dilimiz bülbül gibi, şöhretimiz yeryüzüne yayılsa da, dolsa da kasalarımız Karun misali, kudrete de sahip olsak Firavun kadar, İbrahim’i ateşlere atan Nemrut’ta olsak hiçbir fayda etmeyecektir. ÖLECEĞİZ! Calut’ta öldü, Davut’ta öldü; Firavun da öldü, Musa da öldü; Nemrut’ta öldü, İbrahim de öldü; Ebu Cehil de öldü Muhammed’de öldü ama bir taraf insan gibi öldü diğer taraf vahşi hayvanlar gibi gebererek telef oldu ve biz de öleceğiz ya da telef olacağız, tercih bizim! Bu dünya kimseye kalmayacak, kimsenin de olmayacak, tıpkı Süleyman peygambere kalmadığı ve O’nun olmadığı gibi. Ya hakikati duyacağız ve uyacağız hakikate ya da uyuyacağız yalan rüzgârlarının beşiğinde! Tercih bizim, karar bizim, kader bizim ve biz hesap vereceğiz hesap vakti geldiğinde. Ama o vakit geldiğinde etmediysek merhamet, beklemeye hakkımız olmayacak merhameti ve muhakkak adil bir şekilde yargılanacağız… Ne amansız bir yargılamadır o yargılama!

Tarih: 09.02.2019 Okunma: 686

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?