DOSTLUK UYARISI!...

Özgür DENİZ - 27.11.2018

Sevgili dostlarım! Bizler, her birimiz, bağımsız kişiliklere sahip özgür bireyleriz. Hayata yalnız geldik, yalnız yaşamayı da biliriz elbet ve gidişimiz de yalnız olacak zaten ama insançocuğu sosyal bir varlık olması hasebiyle bir toplumda yaşamaya mahkûm olacak şekilde varolmuştur ve bu varoluşa istinaden, kalabalıkta yaşamaya mecbur olacağı için de ama kalabalıkta olsa bile her insançocuğuyla birlikte olamayacağı için de ruh ve bir parça da olsa kafa birlikteliğini sağladığı insanlar illaki olacaktır yani dostluklar kuracak ve dostları bulunacaktır. Ama bu dostluk bir yerde mecburiyet gibi görünürken, bir başka açıdan mecburiyet iktiza edecek bir durum değildir. Yani olaya bir mecburiyet bağlamında bakarak farklı algılara kapılıp bir de bizler mecburiyet yaratamayız. Binaenaleyh, birbirimizin kölesi değiliz, bunu da üstüne basa basa, tekrar tekrar söylemenin mutlak şekilde iktiza ettiğine inanıyorum: birbirimizin kölesi değiliz ve son nefesimize kadar da olmayacağız. Ve biz, sadece birbirimiz için dostuz. Başkaları namına dost değiliz ve dostlukta kurmuyoruz, başkaları yüzünden de dostluğu zedeleyecek halimiz yok ve olmamalıdır da. Birimizin sevdiğini her birimizin sevmesi gibi bir şey sözkonusu olamaz. Sizin sevdiğiniz ve muhabbet ettiğiniz birinden bendeniz hoşnut olmayabilirim, bendenizin sevdiğim ve muhabbet ettiğim birinden de sizler hoşnut olmayabilirsiniz. Veyahut aynı kişilerle sohbet, muhabbet etmekten iki tarafta hoşnut olabilir bazen. Ve bizler hoşnut olmuyoruz diye, dostlarımız dostlarını terk edecek değillerdir. Bendeniz çok farklı insanlarla dostluk kurabilirim ve sizler de keza çok farklı insanlarla dostluk kurabilirsiniz ama bu birbirimizin dostluğunu asla zedelemez, tabi büyük ruhlara sahipsek ve büyük düşünen bireylersek. Tam da bu detaya binaen burada şunu söylemeye hiçbirimizin hakkı yoktur ve olamaz; o yaramaz biri, onda ne buluyorsun, onunla niye konuşuyorsun? Ki, böyle bir şeyi hangi saikle söylüyorsun? Nefsi mi, hakiki mi? Ve ardından da çekip gidemezsiniz ya da çekip gitmekle tehdit edemezsiniz. Sonra da ahlaksızca ve namussuzca itham edemezsiniz. Aynısını bendeniz de yapamam, ki bendeniz yapmam zaten, çünkü büyük dostluklara inanırım, öyle küçük işlerle de ve küçük kişilikler de uğraşacak kadar ne çok zamanım ne de o kadar güçlü kalbim ve kafam var. Hayatım boyunca da hiçbir zaman küçük işlerle iştigal etmedim, küçük düşünmedim, küçük ve ucuz şeylerle iştigal edenlerle de işim olmadı, bunu da büyük bir gururla ifade edebilirim. Ki, ucuz ve basit düşünecek kadar lüksüm de yok maalesef. Zaten böyle bir şeyde de dostluk diye bir şey yoktur. Eğer böyle bir şeye hakkınız olduğunu varsayıyorsanız bendenizle dost olmayın ya da zaten dostum değilsinizdir ve olamazsınız da. Bu kendini önemsemek midir? Bilakis, dostluğun bekası için olmazsa olmaz bir önkoşuldur. Çünkü herkesin insan olduğu bir yerde üstünlük diye ya da kendini önemsemek diye bir şey sözkonusu bile olamaz, orada eşitlikten başka bir şey yoktur ve zaten üstünlükte ruhun yüceliği mesabesiyle mütenasiptir. Bendenizin ne kölem olan dostum vardır ne de bendeniz tek bir dostumun kölesi değilim ve hiçbir zaman da olmayacağım. Haddinizi bilin, ya dost olun ya da buyurun kapı açık. Kızdınız mı buna? Elbette kızabilirsiniz. Umurum da mı? Vallahi artık basit şeylere kafa takacak bir durumda hiç değilim. Çünkü boş ve basit işlerle iştigal edecek ne zamanım var, ne de kafam ve kalbim buna müsait. Yaşam, büyük düşünmeye başladığınız an başlayacak, bunu asla unutmayın!

 

Sevgili dostlarım! Bendeniz dostlarıma sonsuz özgürlük vadeden bir dostluk sunarım her zaman ama dostlarımdan da aynısını beklerim. Dostlarım, her kimseler, kim olduklarını aynıyla bendenizin yanında muhafaza edebilirler. Çünkü dostlarımın kim olduklarıyla, kimden olduklarıyla, hangi tarafta bulunduklarıyla asla ilgilenmem, kafaları ve kalpleri ilgilendirir bendenizi ve bir de hayat içerisinde ki duruşları ve o duruştan hayata yansıyan güvenilirlikleri. Dostlarımın yanında istediğim gibi konuşamayacaksam, dostumun kendisini bile gereken zamanda gerektiği gibi dostluk yargıcıyla yargılayamayacaksam ve dostum dediklerim bunu bana sunmayacaksa öyle bir dostluk bendenizin kitabımda yazmadı, yazmaz ve bademada yazmayacaktır. Keza dostlarımın hazzetmediklerinden dostlarım münhasıran nefisleri için hazzetmediklerinden dolayı hazzetmedikleri insanlarla dostluğumu bozmamı teklif edecek cürette olabileceklerse böyle bir şey asla ve kata olmayacak yani böyle bir şeye cüret edenler dostlarım olamaz ama dostlarım dediklerimin reddettikleriyle dostluğum daim baki kalacaktır. Eğer dostum dediğiniz birine sonsuz özgürlük sunmuyorsanız, sizin dostlukla hiçbir merbutiyetiniz yoktur ve hiçbir zaman da olmamıştır. Ki, bendeniz yanında özgür olamayacağım ve bu özgürlüğün güvenlik dâhilinde olamayacağı hiçbir kimseyi dost bilmedim, bilemem, bilmeyeceğim. Sizin düşünceniz ne olursa olsun, ne şekilde duygulanırsanız duygulanın, kimlerle konuşursanız konuşun, ne konuşursanız konuşun ve hayatta kimi ve neyi ve nasıl savunursanız savunun bendeniz için hiçbir sorun yoktur, hiçbir zaman sorun olmayacaktır ve dostluğum asla zedelenmeyecek ve sizler de sonsuz bir güvenlik içerisinde olacaksınızdır. Bendeniz insanlığı özde ararım, özünde insanlık olanın gözünde güveni, yüzünde samimiyeti görürüm. İşte ona da dostum derim ve o dostluk öyle bir dostluk olur ki, onu hiçbir ateş eritemez Allah’ın izniyle. Hoşçakalın!

 

OKUMAK

 

Zor mu? Zor, hem de çok. Acı verir mi? Ziyadesiyle. Kalabalıktan koparır ve yalnızlığın kucağına atar mı? Malum sonuç. Kahir ekseriyet düşman olur mu? Şeksiz ve şüphesiz. Özgürlükten (tutsaklık içinde özgürlük) başka hiçbir getirisi olmazken, çok şey götürür mü? Kesinlikle. Sahip olduklarını bile kaybetmene sebep olur mu? Kuşkusuz. Önyargılarını parçalar, kesin inançlılıktan korur, gözlerini ve kulaklarını açar mı ve bu yüzden seni acılardan acılara sürgün biri kılar mı? Çok tabi. Tutsaklıktan ve kölelikten kurtarır mı ama buna mukabil seni sürülerin hedefi kılar mı? Kesinlikle evet. Yaşamın ekstrası mıdır ve bu yüzden seni yabancılaştırır, yalnızlaştırır ve sıradanlıktan kurtarır mı ve nihayetinde seni hayatın dışına atar mı? Aksi ihtimal dışı. Seni zorbaların, sömürgenlerin, tiranların, ahlaksızların, adaletsizlerin hedefi haline getirip yaşama sevincinin çalınmasına zemin hazırlayabilir mi? Doğru tespit. Tüm dünyayı karşına almana yol açar mı ama bu da tüm dünyanın karşısında yalnız kalman demek midir? Sebep sonuç tenasübü. Tüm bunlara ve daha başka sebep sonuçlara rağmen yine de OKU, OKU, OKU ey insançocuğu! Kavganda sana kuvvet verecek, cansuyu olacak, direnç kaynağı olacak, ışık olacak, kurtarıcı bir ses olacak, kafanı ve kalbini aydınlatacak yegâne şeydir; OKUMAK, tüm acı sonuçlarına rağmen. Çendan, kendin olmanı ve kendin için kendini yaşamanı sağlar ve kendin için yaşadığını sanarak ama başkasını yaşayarak ölüp gitmekten kurtarır. HER ŞEYİ AMA HER ŞEYİN KALİTELİSİNİ OKU ve her yerden her kaliteli şeyi okumaktan da korkma. Son tahlilde; okumak kaybettiriyor ama sen yine de OKU insançocuğu!

Tarih: 27.11.2018 Okunma: 675

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

İsmail Hakkı Cengiz

28.10.2017 - 07:23

Aynı dediğiniz gibi, yıllar, ömürler boş laflarla heba edilip gidiyor, sönüyor. Günün sözü olarak; ”Bir meslek edinmeden önce insan olmayı başaramayanlar, vazifelerini insanca yapamazlar.”'ı seçtim. Dosto'nun, "Başkalarının zavallılığına bakıp kendi haline şükredenlerden tiksiniyorum." sözü de duvarlara yazılmalı. Yüreğine sağlık, aziz kardeşim. Cumhuriyet'in aydınlığı hep yükselsin, sonsuza kadar parlasın. Selâmlar...

Özgür Deniz

28.10.2017 - 08:29

Saygıdeğer Paşam! Derin ve kalbi saygılarımla selamlıyorum saygıdeğer ve aziz varlığınızı. Sonsuzcasına teşekkürler. Maalesef maalesef maalesef. Nutuk nutuk nutuk, başka hiçbir şey yok. Dehşetli bir obskürantizm uygulanıyor yani bilmesinlercilik. Milletin bir şey bilmesi istenmiyor. Millette zaten hiçbir şey bilmiyor. Aldatılıp gidiyor ve aldanmayı da seviyor. Dipten bakınca iğreti çürümüş rezalet bir hayat. Yüzeysel bakınca farketmiyoruz, farketmeyince de her şey güzel zannediyoruz. Sizlerinde gözlerinize yüreklerinize sağlık. Rabbim huzur sağlık afiyet kuvvet versin. Cumhuriyetin Aydınlığı dünyamızdan hiç eksik olmasın. Cumhuriyet bilincimiz asla silinmesin. Derin ve kalbi saygılarımla selamlıyorum aziz ve saygıdeğer varlığınızı ve kalem tutan temiz ellerinizden hürmetle öpüyorum.

Özgür Deniz

28.10.2017 - 09:20

Türk Milletinin her bir ferdinin CUMHURİYET BAYRAMINI yürekten kutluyorum. Cumhuriyetin Aydınlığı hiç kaybolmasın, ışığı daim parlasın, bilinci ebediyen taze kalsın. Tüm bilincimle ve şuurumla ve mutlak katiyetle ifade ediyorum ki, Cumhuriyetin değerini bilelim.

İsmail Hakkı Cengiz

28.10.2017 - 07:23

Aynı dediğiniz gibi, yıllar, ömürler boş laflarla heba edilip gidiyor, sönüyor. Günün sözü olarak; ”Bir meslek edinmeden önce insan olmayı başaramayanlar, vazifelerini insanca yapamazlar.”'ı seçtim. Dosto'nun, "Başkalarının zavallılığına bakıp kendi haline şükredenlerden tiksiniyorum." sözü de duvarlara yazılmalı. Yüreğine sağlık, aziz kardeşim. Cumhuriyet'in aydınlığı hep yükselsin, sonsuza kadar parlasın. Selâmlar...

Özgür Deniz

28.10.2017 - 08:29

Saygıdeğer Paşam! Derin ve kalbi saygılarımla selamlıyorum saygıdeğer ve aziz varlığınızı. Sonsuzcasına teşekkürler. Maalesef maalesef maalesef. Nutuk nutuk nutuk, başka hiçbir şey yok. Dehşetli bir obskürantizm uygulanıyor yani bilmesinlercilik. Milletin bir şey bilmesi istenmiyor. Millette zaten hiçbir şey bilmiyor. Aldatılıp gidiyor ve aldanmayı da seviyor. Dipten bakınca iğreti çürümüş rezalet bir hayat. Yüzeysel bakınca farketmiyoruz, farketmeyince de her şey güzel zannediyoruz. Sizlerinde gözlerinize yüreklerinize sağlık. Rabbim huzur sağlık afiyet kuvvet versin. Cumhuriyetin Aydınlığı dünyamızdan hiç eksik olmasın. Cumhuriyet bilincimiz asla silinmesin. Derin ve kalbi saygılarımla selamlıyorum aziz ve saygıdeğer varlığınızı ve kalem tutan temiz ellerinizden hürmetle öpüyorum.

Özgür Deniz

28.10.2017 - 09:20

Türk Milletinin her bir ferdinin CUMHURİYET BAYRAMINI yürekten kutluyorum. Cumhuriyetin Aydınlığı hiç kaybolmasın, ışığı daim parlasın, bilinci ebediyen taze kalsın. Tüm bilincimle ve şuurumla ve mutlak katiyetle ifade ediyorum ki, Cumhuriyetin değerini bilelim.