AÇIK MEKTUP...21...

Özgür DENİZ - 27.07.2018

Sayın Cumhurbaşkanım! Bizler nasıl inananlarız? İnananlar mıyız? Tüm ciddiyetimle ve samimiyetimle ve kesif duygularla soruyorum hatta derin, sonsuz ve anlamlı bir hırsla soruyorum. Ne kadar da çok kolay kötülük yapabiliyoruz? Hangi işi yaparsak yapalım niçin namuslu yapmıyoruz da aldatma yoluna kaçıyoruz? Biz ne zaman kaybettik ahlakımızı ya da dinimiz var olduğu için zaten ahlaka gerek yok diye mi düşünüyoruz? Bir dakika sonra küt diye gitmeyeceğimizin garantisi mi verildi acaba bize? Sahi bizler ölümü hiç düşünüyor muyuz ve gerçekten hesap diye bir şeyin olduğuna inanıyor muyuz? Vallahi cevap veremeyeceğim buna, hiçbir kardeşim kusura bakmasın. Yani hakikaten ne garip insanlar olmuşuz böyle ya. Ya iyiliğin ne zorluğu var ki? Yani zahmetli mi? Yani büyük ücret mi iktiza ediyor? Yani yaptığımız an ölür müyüz? Yani üstümüzde dağ mı taşıyoruz? Altı üstü bir selam vermek; söz verince sözünde durmak; küçücük bir müsamaha tanımak; bir insanın işini yapıyorsan namusluca yapmak ve aldığını helal ettirmek; sattığın bir şeyi fahiş fiyatla satmamak; bir insana iftira atmamak; konuşurken adam gibi konuşup aşağılıkça hileye, yalana başvurmamak; bir insanın kim olduğunu bildiğin halde, kendisinin olmadığı zamanlarda hakkında konuşurken, yüzüne konuştuğun gibi konuşmak; bir insan hakkında verilen bilgiyi en dibine dek araştırıp ondan sonra hükme varmak ve haksızca yargılayıp kul hakkına girmemek ve garip ruhlara acımasızca, merhametsizce, zalimce acı çektirmemek; kibirden uzak durmak; bile bile bir insanın hakkını haksız yere gasp etmemek vb. erdemlere sahip olmak ve bu erdemleri kuşanarak yaşamak zor mu gerçekten ya da böyle yaşamıyorsak bizler neye inanıyoruz Allah aşkına, inananlardan olur muyuz böyle bir durumda? Tüm hücrelerimizle sahtekâr olmuşuz vallahi, billahi, tallahi. Bizler hangi Allah’a, Peygamber’e, Kur’an’a inanıyoruz sahi? Gerçekten merak ediyorum, biz bir dine inanıyor muyuz yoksa inanmıyor muyuz ya da inanıyormuş gibi mi yapıyoruz? Hani inanıyor olsak, inancın bir muktezası olmalı ve ifa edilmeli, inanmıyorsak da inanıyormuş gibi ahkâm kesmemeliyiz, inanıyormuş gibi yapıyorsakta dinin icaplarının yapılmaması çokta umurumuzda olmamalı ve yapmadıklarımızı, başkalarının yapmadığını görünce kendimizden sormadığımız hesabı başkalarından da sormaya tevessül etmemeliyiz. Bu ağır ve tiksindirici bir riyakârlık değil midir? Bizler inanıyoruz diyoruz ve inandığımıza göre yaşamıyoruz ama hesabı hep başkalarından soruyoruz ne hikmetse? Bizler münhasıran inanıyoruz demekle inanmış mı oluyoruz? Biz inanıyoruz dediğimiz halde dine riayet etmiyoruz ama inanmadığı ve zaten inanmadığı için riayet etmek gibi bir zorunluluğu olmayanları çok kolay yargılayabiliyoruz. Yoksa bizim nefsimiz mi vardı? Ha sahi ya bizim nefsimiz vardı ve o nefis, biz her günah işlediğimizde iltica ettiğimiz yegâne sığınaktı. Oh ne ala memleket, nefsim var de ve işlediğin tüm günahları mubah gör. Ne güzel kurtuluş yoluymuş be bu nefis denilen şey! Tabi bu nefis münhasıran bizlerde var, bizlerden başka hiçbir kimse de yok! Gerçekten anlayamıyorum. Eğer bir dinimiz varsa ve o dine inanıyorsak, dine göre konuşulduğu vakit niçin rahatsız oluruz? Kâfir değiliz eyvallah, münafıkta değiliz yine eyvallah, geriye Müslümanlık kalıyor, eğer Müslümansak niçin dine göre konuşmayız ve dine göre konuşulduğu vakit rahatsız oluruz? Bizler dindarız ama dinden rahatsız oluyoruz, çok garip değil mi? Din, müntesiplerinin anlattıkları ve yaşadıkları mıdır yoksa Allah’ın Peygamber’le gönderdiği Kur’an’da bildirdikleri midir? Bir karar vermeliyiz, bir karar. Dürüst olmalıyız dürüst. Yoksa Müslüman olduğumuzdan ve İslam’a inandığımızdan hatta Allah’a, Peygambere, Kur’an’a inandığımızdan şüphe edeceğim. Çünkü hayatı gözlemledikçe resmen kafayı yiyecem, zira gördüğüm şey Müslümanlık değil. Ya biz dine zımnen ihanet ediyoruz ya da münafığız, geriye başka seçenek kalmıyor maalesef. Misal; bendeniz Kur’an’a göre konuşmak istiyorum ve Kur’an ne diyorsa onu söylemek istiyorum. Yargılanır mıyım, tecziye edilir miyim? Senin işin Kur’an’ı haykırmak mı denir yoksa bana? Kötü mü olurum böyle yaparsam? Ehl-i din niye susar? Konuşmalı değil mi? Yemin ediyorum onca kötülük yapılırken, dine mugayir yaşanırken öylece susup oturamam. Kur’an’ı bilirken ve Kur’an’a sonsuzcasına mugayir hareket edilirken gözlerimi kapayıp öylece oturamam. O zaman neci olurum? Kur’an’a el basarım ki bu topraklarda suçsuz yere hayatı acılara boğulan insanlar var. Hayatı, ilk başta söylediğimiz güzel davranışların tersi olan tiksindirici davranışlarla lebalep olan insanlar var. Şimdi bendeniz Kur’an’a göre konuşmayayım mı ve Kur’an’ı okuyup, öğrenip, bilip, anlayıp, kavrayıp, hissettiğim halde susayım mı? O zaman bendeniz kendime nasıl Müslüman diyecem, İslam’ı nasıl anlatacam, anlatsam da kimi inandırabilecem? Benim yaşamadığım İslam’a kim inanır? Yaşamadığın şeyi bana niçin kabul ettirmeye çalışıyorsun derlerse ne derim? Büyük düşünmek çok büyük düşünmek zorundayım ve yüksek, daha yüksek, çok daha yüksek yaşamalıyım. Bu olamam, böyle olamam, sığ ve basit olamam, bu kadar küçük düşünemem, bu kadar basit yaşayamam. İnsanları Kur’an’a mugayir olarak tecziye etmek, hayatlarına el koymak, onları kımıldayamaz hale getirmek, hayır hayır bu bana göre değil. Her şeyin derin bir yanıtı olmalı ve o yanıtı bilmeliyim. Şu niye böyle oldu, o niye öyle oldu bilmeliyim. Bilmeliyim ki, haklılık varsa eyvallah etmeli, boynumu eğmeliyim, bilakis isyanımın önüne hiçbir insançocuğu geçemez. Bilmezsem kafayı yiyecem. Kur’an’a ne aykırı ise o aykırı şeyi haykıracağım, haksız yere hayatları çalınanları ve tüm mustazafları olanca gücümle son nefesime dek savunacağım ve Allah’a yemin ederim ki bundan asla ve kata hiçbir şartta ve koşulda imtina etmeyeceğim. Bendeniz hakikat ne ise onu söyleyeceğim, birisi de buyursun gelsin ve hakikat senin işin değil, otur oturduğun yerde desin ve en ağır şekilde tecziye etsin. Bir karar vereceğiz, ya insanca yaşayacağız ya da insanız demeyeceğiz ve hakikate göre yargılanınca kuru gürültü yapmayacağız!

Tarih: 27.07.2018 Okunma: 691

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

İsmail Hakkı Cengiz

17.07.2017 - 03:58

Kardeşim, ben de seni hayranlıkla okuyorum. Var ol. Bu memleketi, bu devleti karşılıksız sevdik ama sorgulamayacağız demedik! Selâmlar...

Özgür Deniz

17.07.2017 - 08:34

Aynı duygu ve düşüncelerle Kalben bilmukabele saygıdeğer güzelinsan saygıdeğer Paşam. Sonsuzcasına teşekkürler. Akli kalbi ruhi derin sonsuz selam dua muhabbet saygı ile inşaallah.

İsmail Hakkı Cengiz

17.07.2017 - 03:58

Kardeşim, ben de seni hayranlıkla okuyorum. Var ol. Bu memleketi, bu devleti karşılıksız sevdik ama sorgulamayacağız demedik! Selâmlar...

Özgür Deniz

17.07.2017 - 08:34

Aynı duygu ve düşüncelerle Kalben bilmukabele saygıdeğer güzelinsan saygıdeğer Paşam. Sonsuzcasına teşekkürler. Akli kalbi ruhi derin sonsuz selam dua muhabbet saygı ile inşaallah.