KADİM SAVAŞ...

Özgür DENİZ - 12.06.2018

İyi ile kötü vardır bu dünyada bebeğim! Zalim ile mazlum, ezen ile ezilen, muvahhid ile müşrik, namuslu ile namussuz, insan ile hayvan vardır. Ve bu tarafların arasında bitmeyen bir savaş vardır. Bu savaş ilanihaye sürecektir. İlla ki mağdurlar, kaybedenler, kazananlar, kazandığı halde kaybedenler, kaybettiği halde kazananlar olur bu savaşta. Hiç kimseyi dışarıda bırakmayan bir savaştır bu, bir şekilde gelir ve her insan tekini bulur, içine alır, darmadağın eder. Gidenler olur, gidenlerin yerini gelenler doldurur, böylece sonsuza kadar, son savaşçı insan kalıncaya değin sürer gider bu savaş. İnsanlığın doğuşuyla başlamış ve yok oluşuyla bitecek bir savaştır bu. İnsanlığın savaşıdır, adaletin savaşıdır, asaletin savaşıdır bu. Bu savaşta kimlik yoktur bebeğim! Münhasıran iyi ve kötü, zalim ve mazlum, ezen ve ezilen, muvahhid ve müşrik, namuslu ve namussuz vardır. Kimliğin ya iyidir ya da kötü, ya ezendir ya da ezilen, ya mazlumdur ya da zalim, ya namusludur ya da namussuz, ya muvahhiddir ya da müşrik. İyiden, ezilenden, mazlumdan, namusludan, muvahhitten taraf vardır; kötüden, ezenden, zalimden, namussuzdan, müşrikten taraf vardır, taraf olmayan vardır. Sen neredesin? Niçin oradasın, kim için oradasın, nasıl oradasın? Mesele budur! Tarafını iyi seçmelisin. Niçin savaştığını bilmelisin. Haklı mısın, değil misin sormalı ve sorgulamalısın. Niçin yaşıyorsun ve nasıl öleceksin nefis murakabesi yapmalısın her an. Nerede, niçin, kim için ve nasıl durduğunu bilmelisin. Niçin bu dünyadasın? Ya haysiyetli bir duruşun ve savaşın olacak ve ölümsüzleşeceksin, sonsuzlukta da kazanacaksın ya haysiyetsizce yaşayacak, gününü gün edecek ve lanetli bir varlık gibi tükenip gideceksin. Unutmak ki, geriye kalacak olan asla kimliğin olmayacaktır, duruşun ve tavrın olacaktır. Zira hayat sen yokken de bir şekilde devam edecektir ve sen bıraktıklarınla muhakkak anılacaksındır! Öyleyse ona göre yaşa, dik dur ve asla eğilme! Hissiyatını, hassasiyetini, haysiyetini, mesuliyetini kaybetme ve yitirme.

 

EKSTRA:

 

‘’’’Ey kardeşim! İnsan kardeşim! Cankardeşim! Aklın kalbine insin, kalbin aklına yükselsin, sen yüksel göklere. Al göklerin tüm ışığını ve dağıt yeryüzüne, aydınlat insanlığı. Oku kardeşim, ilim öğren, bilim öğren, yen cehaletin karanlığını. Aydınlansın ülken, aydınlansın toprağın, aydınlansın insanların. Uyan ve uyandır! Bilincin aydınlansın, aydınlansın bilinçler. El çek boş eğlencelerden. Çalış ve üret! Paylaş ve çoğal! Umudun çoğalsın. Cihan inlesin, gök çöksün, yer sarsılsın heybetinle. Varoluş, yokoluş kavgasıdır insanın verdiği bu cihanda. Nasıl anılacağını düşün! Bu vatandan yediğin ekmeği, içtiğin suyu helal ettir kendine. Ne kavgalar gördü bu meydanlar, ne yiğitlere yatak oldu bu topraklar, ne yiğitlere hoş geldin dedi melekler. Aklını kullan! Sor ve sorgula! İnancını koru! Umudunu kaybetme! Cesaretini kuşan! Korkularını yen! Ve yılmadan, yıkılmadan mücadeleni sürdür! Kırılsın zincirler, prangalar, parçalansın bukağılar. Yer gök tanık olsun yiğitliğine. Hikâyelerin olsun. Hatırlar biriktir. Okunsun ve hatırlansın yarınlarda. Savur tozunu göğe, üzerinde ki ölü toprağının. Diril kardeşim, diren kardeşim! Yüreğin gülsün, yüzün gülsün, gözlerin gülsün, gülmeyi unutmuşlar gülsün kardeşim ve sımsıkı sar kardeşim, kardeşini. Bu kavga insanın kavgası, umudun, hürriyetin, adaletin, aydınlığın kavgası. Ya savaşını kazanacaksın ya da kavganla türküleşeceksin ve ölümsüzleşeceksin!’’’’

 

Bendeniz

 

‘’’’Önemli ve değerli olan; benim sokağım pislik içinde deyip durmak değildir. Önemli ve değerli olan; işte ne bileyim, ben şöyle, ben böyle bir sokağı hak ediyorum deyip durmak değildir. Önemli ve değerli olan; sokağını temizlemek ve sana layık olan sokağa kavuşmak için ne yaptığındır. Sokağını temizlemek ve sana layık olana kavuşmak için hiçbir şey yapmıyorsan, aslında sen pislik içinde yaşamaya layıksındır ve hak ettiğin hiçbir şeyde yoktur. Sokağın pisliğinden bahsedip durarak sokağını temizleyemezsin, şöyle sokağı, böyle sokağı hak ettiğini söyleyip durarakta hak ettiğine kavuşamazsın. Gevezelik ederek şikâyet edip duracağına, sokağını temizlemek ve hak ettiğine kavuşmak için bir adım atsan zaten sorun kalmayacak. Bu şuna benzer; şimdi bir insan düşünün, işi gücü yok ama iş güç aramak gibi bir derdi de yok, fakat bitevi kendisinin çok iyi bir yaşamı hak ettiğini söyleyip duruyor. Herhalde o yaşama yatarak ve yattığı yerden mal mal konuşarak kavuşacağını düşünüyor! Burada şu sorun ortaya çıkıyor, sen kişiliksizliği kişilik, karaktersizliği karakter, pisliği temizlik olarak benimsemiş, içselleştirmiş birisin aslında ama bundan utandığın için sürekli bu durumunu örtmeye çalışıyorsun, mütemadiyen gevezelik yaparak, şikâyet ederek. Hayat; laf kalabalığı etmek değil, eylem ortaya koymaktır.’’’’

 

Bendeniz

 

“”Suçluyu yargılamadan önce, onu suça itenin yüreğine bakmak gerekir.””

 

Halil Cibran

Tarih: 12.06.2018 Okunma: 771

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Özgür Deniz

25.05.2017 - 12:57

Saygıdeğer Paşam! Mahiyeti ve verdiği önerileri ve tavsiyeleri ile muhteşem bir yazı. Allah sonsuz razı olsun. Her satırı özenli her satırı sarih her satırı anlamlı öneriler tavsiyeler. Akli kalbi ruhi derin sonsuz selam dua muhabbet saygı ile inşaallah.

Özgür Deniz

25.05.2017 - 12:57

Saygıdeğer Paşam! Mahiyeti ve verdiği önerileri ve tavsiyeleri ile muhteşem bir yazı. Allah sonsuz razı olsun. Her satırı özenli her satırı sarih her satırı anlamlı öneriler tavsiyeler. Akli kalbi ruhi derin sonsuz selam dua muhabbet saygı ile inşaallah.