ÜCRETLİ ÖĞRETMEN...

Özgür DENİZ - 22.11.2017

Şimdi bendeniz İslam’ın müntesibiyim değil mi? Öyleyse Allah’a inanıyorum değil mi? Öyleyse O’nun gönderdiği Peygambere ve O Peygamberin getirdiği Kitaba da inanıyorum değil mi? Öyleyse bendenizin bir sorumluluğum var değil mi? Zulme ve adaletsizliğe hayır deme yükümlülüğüm var değil mi? Aldatılmaya çendan manevi boyutta direnme hakkım var değil mi? İşte bu yüzden nereden geldiyse aklıma, akşam akşam geldi işte. Senin isteğine bağlı olmuyor ki aklına bir şey gelmesi. Aklıma gelen şeyi Kitap ile olumsuzlayabilirseniz sözüm yok, boynum kıldan incedir. Yalanlayamıyorsanız, olumsuzlayamıyorsanız elhak doğru demekten başka çareniz yok. Yalanlayamıyor ama zırvalıyorsun, söylediklerin saçma sapan şeyler ve tümü yanlış diyorsanız, size diyeceğim hiçbir şey ama hiçbir şey yok. O zaman bu milletin aklı var mı diye sorarım ve tüm samimiyetimle de olduğundan yana şüphe duyarım. Öyleyse inandığım Kitabın emrine uymakla sorumluyum değil mi? Susarsam, Kitabıma ihanet etmiş olurum ama susmazsam sorumluluğumu ifa etmiş ama ihanette etmemiş olurum değil mi? Şimdi; Ücretli Öğretmen diye ne menem bir şey olduğu belli olmayan bir şey var değil mi? Var. Şimdi; bu insanları bir ana doğurdu değil mi? Doğurdu. Süt emzirdi, besledi, ağlayınca ağladı, gülünce güldü, başarınca sevindi, kaybedince üzüldü, düşünce kaldırdı, hastalandığı zaman korktu, elini hiç bırakmadı, büyüttü, okuttu, nice okullara gönderdi değil mi? En son dört yıl üniversite okuttu, yemedi yedirdi, giymedi giydirdi, adeta varlığını varlığına armağan etti değil mi? Dört yıl üniversite okudular, nice zorluklarla okudular, gece gündüz çalıştılar, tıpkı benzerleri gibi aynı süreçten geçtiler değil mi? Görevlendirildikleri yerlerde benzerlerinden farklı bir iş yapmıyorlar, aynı teri, aynı yaşı akıtıyorlar, aynı emeği sarfediyorlar, aynı duyguyla ve düşünceyle çalışıyorlar değil mi? Aynı sorumluluğu taşıyorlar, gündüz kalkıp gidiyorlar, görevleri bitmeden dönemiyorlar değil mi? Askerlik yapıyorlar, vergi veriyorlar, ülkelerine ve milletlerine hizmet ediyorlar ve sadıklar değil mi? Ve bunlar da insan değil mi? Peki, bunlar niçin benzerlerinden çok çok çok az ücret alıyorlar? Fark nedir? Farkı izah edebilir misiniz? Adalet nedir? Ahlak nedir? Vicdan nedir? İnsan nedir? Bizim görevimiz nedir? Vicdanımı sızlatan bir durumdur bu, hatırladıkça ve düşündükçe! Sadece içimde kalmasın, insanlık vazifemi ifa etmiş olayım istedim. İnsanların aldanmaktan derin bir haz aldıklarını ve adam yerine konmamaktan tahminsiz bir mutluluk duyduklarını düşünüyorum naçizane, maateessüf. Zira ezilmekten, aldatılmaktan, adam yerine konmamaktan hazzetmeyen bir insanı, hiçbir kimse ne ezebilir, ne aldatabilir ve ne de adam yerine koymamazlık edebilir. Yeter ki, ben insanım desin, aklını kullansın. 

Tarih: 22.11.2017 Okunma: 724

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?