RUHUN SIZISI...

Özgür DENİZ - 11.04.2017

RUHUN SIZISI

 

Hayatım boyunca, kendi çapımda, aklımın yettiğince, elimden geldiğince, naçizane, Kur’an-ı Kerim-i tertil, tedebbür, taakkul ile okumaya, anlamaya, idrak etmeye ve mümkün mertebe yaşamaya çalışmış bir insan olarak Allah’ın adaletine inandım. Bu yüzden de adalet dendiğinde akan sular durur, içim bir garip olur, gözlerim buğulanır. İnsanlara bakışımda da kıstasım her daim adalet olmuştur. Adaletin her şey olduğuna inanırım. Adaletsizlik yapıldığında tüm yeryüzünün sarsıldığını hissederim. Allah, zerreden zerrata tüm mevcudiyeti adaletle yoğurmuştur ve her şey adalet ile kaimdir. Malum küresel emperyalizm tandanslı şeytani bir tertip tahakkuk etti. Ve kendi gülen ama insanları ağlatan, emperyalizmin kuklası şeytanın kurbanları olanlar oldu. Bu kurbanların içerisinde bizatihi bildiğim ve gerçekten masum olduklarına inandığım ve gerçekten de masum olan onlarcasının elan acı çektiklerinin şahidiyim. Onlar masum değillerse her türlü bedeli ödemeye şahsen hazırım. Bu topraklara, insani değerlere pozitif anlamda zerre katkıları olmayan sefihlerin devr-i âlem yaptıkları, dem sürdükleri, eğlenip, hoplayıp, zıpladıkları, kusasıya yiyip içtikleri şu dar-ı dünyada, analarının bu topraklara ve kadim değerlere hizmet etmesi için süt emdirdiği, hayatları elem, ıstırap, yokluk dolu vatan çocuklarının acı çekmesi vicdanımı sızlatıyor ve bu duruma isticalen bir nihayet verilmesi iktiza ediyor. Bunun zor olmadığına da inancım tamdır. İsmi herkesçe bilinen, bu devlette hem vekil, hem de bakan düzeyinde çalışmış ve üstelik şeytani teşkilatla da merbutiyeti bulunduğu herkesçe ifade edilen, en azından bu özelliğe sahip olan ve çok bilinen birinin, ellerini kollarını sallayarak dolaştığı yerde, masumların ekmeklerinden, yaşama sevinçlerinden mahrum edilmesi azim bir adaletsizliktir. Masumlardan olan birinden, ismini vermeden, daha önceden bahsetmiştim, birini de bir kadim dostum vesilesiyle öğrenmiştim ve yine burada mevzu bahis etmiştim, diğerlerinin isimleri de bende mahfuzdur. Doktoru, hukukçusu, emniyetçisi vs. Dövün, vurun, kızın, öldürün, acı çektirin ama yüreğimde ki sızımı dışarıya sızdırmama da müsaade edin ve gece başınızı yastığınıza koyduğunuzda vicdanınızın sesini duyumsayın, hissedin, bakalım vicdanınız ne diyecek? Emperyalizmin hizmetkârı olan melun şeytanı güldürmeyin artık, vatanın onurlu çocuklarını da kadim değerlerinden soğutmayın lütfen! Bu sözlerimde, bu mevzuda son sözlerimdir bundan böyle. Ve bu sözleri söyleyenin, hiçbir ama hiçbir gurupla, yapıyla iltisakı olmayan, sevabıyla, günahıyla sadece ama sadece Allah’a bağlı olan birinin sözleri olarak alın, dinleyin, anlayın ve gereğini yapın. Zira adalet gecikmemelidir!

 

BİR SORU SORAN KARDEŞİME CEVABIMDIR!

 

İlk evvelde kelimelerimi yadırgama güzelinsan. Zira zat-ı aline matuf hiçbir şey yok, lütfen inan ve her şeyi doğallığıma ve namuslu duruşuma ver inşaAllah. Bendeniz iki kelimeyi kullanmıyorum güzelinsan. Kullananlara da elbette saygı duyuyorum. Zira kimsenin kararı sorgulanamaz, çünkü sebeplerini bilemeyiz. Hiç kuşkusuz soranlar oluyor ve elan da sormaya devam ediyorlar. Velakin cevap vermek gereği duymuyorum, zorunda da değilim. Bu sözlerimden de bir çıkarımda bulunmak haksızlıktır. Sorundan dolayı sana tavır yapmıyorum lütfen yanlış telakki etme sözlerimi ve senide gönülden sevdiğimi bil güzelinsan. Önyargılı olmak ve çıkarımda bulunmak bir yanılgı olur. Politikadan tiksinirim. Kahir ekseriyetle de fikirler üzerinde mülahazalarımı serdederim. Politikaya müteallik şeyler söyleyeceksem de bunu fikri plan dâhilinde dile getirmeyi tercih ederim. Zira bu evrende politikanın hayatın insicamını nakzettiğine inanırım. Herkes kendi kaderini çizer ve yaşar, bu minvalde de muayyen kararlar alır, tercihler yapar ve bu tamamen o şahsın takdiridir, kimseyi de ırgalamaz. Bendeniz malum durumla ilgili sorulan sorulara sadece sükûtla cevap vermekle iktifa ediyorum. Ama bitevi adaletin tarafında oldum, hayatımı adalet kavgasına adadım ve bunu da sizler dâhil tüm dostlar bilirler, eğer hakkaniyete iman etmişlerse de eyvallah çekeceklerdir. Bendeniz yersiz ve zamansız adalete inanırım. Adaletin bir zamanı olduğuna asla inanmam. Şimdi, söyle de, böylede, bilmem neyde gibi teraneler bendeniz için sefilane ve absürt terennümlerdir. Şu olmazsa bu olurda, bu olmazsa şu olurda, bu tür şeyler ucuz şeylerdir. Zira hayatımız boyunca bu tür şeyleri dinledik, ki eminim hepimiz için geçerlidir bu. Bendeniz şuna buna bakmam, ben olana bakarım. İnsanlar mütemadiyen bu tür sudan taktiklerle aldatılırlar, ezilirler, sömürülürler, yani emperyalist bir taktiktir bu ve insani değildir. Ki, bu yöntemlerle bendeniz tarih boyunca ne kazandım, ne kaybettim ona bakarım. Kazandığım hiçbir şey olmadı ama kaybettiğim çok şey oldu. Hatta handiyse insanlığımızı bile kaybettik sayılır. Zira hakikatin olmadığı, yalanın rüzgâr gibi savrulduğu yerde insanlıktan eser kalmaz. Kazananlarsa malumdur; kompradorlardır, zer-zor-tezvir şebekesidir. Bendenizin mutlak ölçütüm; Vahiy ve Töredir. Bendeniz hayata bu açıdan bakarım. Napayım bendeniz de böyle biriyim işte. Kadim değerlerimi hiçbir zaman dünyaya değişmem, alet etmem ve asla da kadim değerlerimle sömürülmeme geçit vermem. Bu konuda kesinlikle duygusal davranmam. Bendenizi nasıl, ne şekilde, hangi yolla, ne tür argümanlarla aldatmaya çalıştıklarını çok iyi ihsas ederim ve böyle bir şeyden de tiksinirim. Zira değerlerle aldatmayı haysiyetsizce, kahpece bir davranış olarak telakki ederim. Bir komprador varken, ikinci bir komprador olsun istemem yani kompradorların çoğalmasından hazzetmem. Kutsal kavgam hep bu minvalde şekillenmiştir. Korkularla da yaşayamam. Korkularla kaderimi çizemem. Zira böyle böyle, tarih sürecinde mütemadiyen itilen, kakılan, ezilen, sömürülen hep bendeniz oldum ve oluyorum. Adaleti ikame edeceksiniz! Bitti! O kadar! Gerisi tamamen ama tamamen hikâyedir, safsatadır, alıklıktır, bönlüktür. Adalet olacak güzelinsan adalet! Hiçbir şey var olmasın, yeter ki adalet yok olmasın. O kadar! Hayatın her anı, insanın her saati bir seçimdir, tercihtir zaten. İnsan her an bir oylamayla, onayla karşı karşıyadır. Kompradorları sevmem. Ama onların menfaat çarklarını döndürmeyi yaşamlarının yegâne gayesi görenleri asla ve kata sevmem. Ben yoksulların, yoksunların, gariplerinin hayatlarının çarkları dönsün isterim. Her ne pahasına olursa olsun bir insanın başarması gereken yegâne şeyin bu olduğuna inanırım. Sefih kompradorların kusasıya yiyip, içip, gezip, onayıp, zıplayıp dem sürdükleri ama güçsüzlerin, yoksulların, gariplerin çaresizlik içerisinde yaşadıkları ve kompradorların yaşamlarına bakıp terlerinin, yaşlarının, kanlarının nasılda berhava edildiklerini çarnaçar izlemeye mahkûm edildikleri bir dünyadan tiksinirim, iğrenirim, kusasım gelir. Her şeyin bir zamanı var sözünü severim evet ama adaletin asla bir zamanı yoktur, olamaz, olmamalıdır da, adalet hemen şimdi lazımdır. İşte budur! Zira adalet gecikmez gecikirse de adalet olmaz. Adaletin katli, yaşama sevincinin katlidir ki, çok ağırdır, o ağırlığı taşımak, tüm dünyayı sırtında taşımak gibidir. Bu yüzden hayatıma bakıyorum gerisi beni ırgalamıyor. Ha gidecek miyim? Kesinlikle. Bir mühür vuracak mıyım? Kesinlikle. Artık onun rengini bir bendeniz, bir de Rabbim bilir. Akli, kalbi, ruhi, derin, sonsuz; selam, dua, muhabbet, sevgi, ahlak, uhuvvet, adalet, hürriyet, müsavat, barış, umut, aydınlık, kitap, iman ve vatan ile güzelinsan.  

 

SÖZLER:

 

""Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun.""

 

Araf-44

 

""Boş beyninle, acemi ahmaklığınla, emanet edilen sözü dağıtırsan, o sözün ağırlığınca bedel öder, it gibi sürünürsün.""

 

Bendeniz

 

""Yüreği olanlar şerefleriyle ölürler, yüreksiz olanlar it gibi geberir giderler.""

 

Bendeniz

 

‘’’’İyi, dürüst ve doğru olanlar kaybetmez. Kaybedilir.’’’’

 

Peyami Safa

 

‘’’’Bize kalmayacak dünya için, bize kalacak günahlar biriktiriyoruz.’’’’

 

Malcolm X

 

""Yanıldığını kabul etmek, yeni bir hakikâtin fethiyle zenginleşmektir.""

 

Cemil Meriç

 

‘’’’Bir şeye sahip olmak değil, layık olmak önemlidir.’’’’

 

Erich Fromm

 

""Gelin ey dostlar şu Avrupa'yı terkedelim! Bu iğrenç ve şempanzelere has taklitten vazgeçelim. Gelin her daim insanlıktan dem vuran ama nerede bir insanlık bulsa ortadan kaldıran Avrupa'ya elveda diyelim.""

 

Ali Şeriati

 

""Her yerde insan haklarından bahseden ama yine her yerde insan kasaplığı yapan barbar bir milletler topluluğudur Avrupa.""

 

Frantz Fanon

 

NOT: Avrupa'dan elbette teknik anlamda istifade edilebilir ve edilmelidir de ve etmekte zaruridir. Zira teknik geneldir, bilim gibi. Ama Avrupa'nın kültür bataklığına saplanıp kalmak zorunda değiliz. Zira kültür özeldir, kimlik gibi. Binaenaleyh Avrupa'nın tefessüh etmiş kültürüne meftun olmayalım, velakin tekniğine de yabancı kalmayalım. Peki biz ne yaptık? Tam tersini yaptık maatteessüf. Bizim sorunumuz tam da budur işte. Evrensel fikir devi olan mezkur şahsiyetlerin de kastettikleri budur, zira bu minvalde ki fikirlerini biliyorum. Ne hazindir ki bizler Avrupa'nın tekniğini bırakıp, yarattığı kof, abes, absürt kültürel bataklıkta boğuluyoruz. Avrupa'nın ucube kültürüyle zehirleniyoruz. Kimliğimizi, değerlerimizi, haysiyet ve şerefimizi kaybediyoruz. Onun tekniğinin değil, manadan yoksun pespaye kültürünün mukallidiyiz. Teknik ve maneviyat olarak nerede olduğumuzun idrakindeysek ne denilmek istendiği anlaşılabilir. Çok basit bir misal vereyim: bugün hiçbir otelde, bazı devlet kurumlarının otellerinde ve bazı toplu yaşam yerlerinde Türk usulü WC'lerin bulunmayışı neyin eseridir, sonucudur? Böyle bir rezillik nasıl olabilir? Böyle bir pislik nasıl tolere edilebilir? Burası neresi ve biz kimiz? Bu topraklarda iş yapan herkes amme hizmeti verdiği mekanlarına en azından bir tane Türk usulü WC koyamaz mı ve devlet tarafından buna zorlanamaz mı? Resmen ve alenen bu milletin sağlığı ile oynanmaktadır. Bu rezilliğe, pisliğe isticalen çözüm bulunmalıdır. Basit gibi görünen bu durum, haddizatında sonsuz önemli bir durumdur ve muhakkak gereği yapılmalıdır. Tek bir cümle ile çözülecek bir şey nihayetinde. Sayın devlet büyükleri lütfen!

 

‘’’’Adil olmayandan tiksiniyorum, çünkü zalim değilim.

Kindardan nefret ediyorum, çünkü sevgiyle yıkanmışım.

İftiracıya lanet ediyorum, çünkü bir insanın hayatını karartmak domuzluktur.

Kötülükten ikrah ediyorum, çünkü en kolay olandır.

Riyakârdan kaçıyorum, çünkü kendisi olmayandan korkuyorum.

İhanetten illallah ediyorum, çünkü açıkça düşmanlık daha şerefli geliyor.

Dalkavuktan tiksiniyorum, çünkü insanlığın süründüğünü görüyorum.

Jurnalciden iğreniyorum, çünkü açık sözlüyüm.

Somurtan surattan ifrite oluyorum, çünkü tebessüm ruhun şifasıdır.

Güven vermeyenden kaçıyorum, çünkü çürük tahtaya oturulmaz.’’’’

 

Bendeniz

 

""Ama ben bu kadar acıyı sen de başkalarına benzeyesin diye çekmedim.""

 

Cemil Meriç

 

""Büyük insan, ne efendi ne de uşak olandır.""

 

Halil Cibran

 

‘’’’Mükâfat, bir kanat değildir fikir adamı için, hakikatte bir zincirdir. Nobel de küresel mikyasta, muhtelif milletlerin yetişmiş beyinlerine takılan bir zincirdir.’’’’

 

Cemil Meriç

 

‘’’’Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.’’’’

 

İsmet ÖZEL

 

‘’’’Bir şehrin uzak semtleri gibi gözlerin...

Üzgün...

Kara...

Ayaklanmaya hazır..!’’’’

 

İsmet ÖZEL

 

‘’’’Yalnız gözyaşı döken insan anlayabilir bazı şeylerin hikmetini...’’’’

 

Rasim Özdenören

 

‘’’’Zevklerin bayağılığı, düşüncenin asaletini zedeler.’’’’

 

İsmet Özel

 

""Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader, aldırma bu dünya böyle gelmiş böyle gider.""

 

Necip Fazıl Kısakürek

 

NOT: Maalesef maalesef maalesef, katı, sert, keskin bir gerçek. Kahrolmasın ki böyle. Ne güç yetiyor ne de takat kalıyor. Niye böyle, niçin böyle, nasıl böyle oluyor, bilemiyorsun, anlayamıyorsun, çözemiyorsun. Nasıl böyle olmaz, ne olur da böyle gitmez, ne yapılır da bu kadim gidiş tersine döner, bir türlü çözüm bulamıyorsun. Hayat yolu azap dolu. Anlamsızlık, boşluk, saçmalık, yabancılık. Anlamını kaybeden, cehaletin kör karanlığında kaybolan, ağırlığını kaybedip boşluğa yuvarlanan, saçmalığın karanlık kuyusuna düşen ve kendine yabancılaşan insan, dünyada, maalesef, anlamsızlıktan, boşluktan, saçmalıktan, yabancılaşmaktan başka bir şey bırakmadı.

 

‘’"Su ve çamur kaydından kurtulmadığın için, diyorsun ki: 'Ben Yunanlıyım, Afganlıyım!' Ben önce insanım, tamamen renksiz ve kokusuz. Ancak ondan sonra Hintli veya Turanlıyım."’’

 

Muhammed İkbal

 

NOT: Maalesef, temiz bir insan olmayı beceremedik. Sadece yüreğimizi ortaya koyup yüreğimizle yaşayamadık. Birbirimize insan nazarıyla bakamadık. İlle kendimize bir ad taktık ya da kendimizi insan kimliğinden önce başka şeylerle tanımlandırdık ve birbirimize insan olarak değilde kendimizi tandımlandırdığımız vasıflarla yaklaştık. Böyle olunca da birbirimize yaklaştığımızı sanırken aslında biz bizden uzaklaştık. Hatta biz bize düşman olduk. Oysa önce insanız diyebileydik ve sonra tanımlayaydık kendimizi belki de her şey daha güzel olacaktı. Birbirimizi daha iyi anlayabilecek, birbirimize karşı samimi olabilecek ve gerçekten saygı duyabilecektik. Biz bize kötülük yapacakken yüreğimiz sızlayacak ve vazgeçecektik.

 

 

""Fidan köklerini öyle bir sal ki toprağa, hiçbir fırtına dallarını incitemesin.""

 

Muhyiddin İbnü'l-Arabî

 

NOT: Söz her zaman güzeldir. Söze eyvallah. Amma velakin mühim olan sözün eyleme dönüştürülmesidir. Söz eyleme dökülmüyorsa hükümsüzdür. Sözü oku, bil, sözün üzerinde düşünülmezse ve söz eyleme dönüşmezse hiçbir anlamı kalmaz, okumak ve bilmek fayda etmez.

 

""Bütün ruhumla iyi bir insan olmayı arzuluyordum. Ama iyi bir insan olmanın peşinden koşmak için çok genç, tutkulu ve yalnız, yapayalnızdım. Bu samimi arzumu, yani ahlaki bakımdan iyi bir insan olma arzumu her dile getirişimde ötelenmeyle karşılaştım. Ne zaman adi ihtiraslara teslim oldum, o zaman insanlar beni övdüler ve teşvik ettiler. Hırs, iktidar düşkünlüğü, açgözlülük, şehvet, kibir, öfke ve intikam bunların hepsi saygı gören şeylerdi.""

 

Tolstoy

 

""Kötülüğünü düşünen kimseye iyilik yap. Çünkü köpeğin ağzının lokma ile kapatılması uygun olur.""

 

Sadi Şirazi

 

""Basit kişiler hep ilgi görür, kaliteli kişiler hep yalnızdır. Ucuz malın alıcısı çoktur.""

 

Necip Fazıl Kısakürek

 

""Güzel besteydin ey ömrüm!""

 

Hüsrev Hatemi

 

""Cahil insan gül ise de koklama.""

 

Aşık Veysel

 

""Yaşamak, sevmekle başlar.""

 

Shakespeare

 

""Sen görmeyebilirsin ama güneş yarın da doğacak, tabi bir yarın olacaksa.""

 

Andre Gide

 

İnsanlar değişir;

Kırıldıklarında

Kandırıldıklarında

Çok şey öğrendiklerinde.

 

R. Will

 

""Umudumuz acımızdan büyük olmalı.""

 

Cahit Zarifoğlu

 

""Özgürlüğün yolu tüm dünyaya karşı tek başına kalmak bile olsa kendi inancına bağlı kalmaktan geçer.""

 

Stefan Zweig

 

""Yalnız şunu iyi biliniz ki kahramanlar oyunlarını ve kaderlerini yalnız yaşarlar.""

 

Oğuz Atay

 

""Bizi yargılayacak olan çocuklarımızdır.""

 

Maksim Gorki

 

""Kuşkusuz ki en büyük önyargı; etrafımızda ki herkesi "insan" sanmamızdır.""

 

Charles Bukowski

 

""İnsan olmak şekil işi değil azizim, yürek işidir.""

 

Mirza Tazegül

 

""Dünyadaki hiçbir çıkar, verdiğiniz sözü tutmamaya veya kendinize olan saygınızı kaybetmeye değmez!""

 

Marcus Aurelius Antoninus

 

""İnsanlar, bize zarar verdikleri için değil; yaptıkları haksızlıklarla ruhumuzun ışığını söndürüp içimizdeki kötülüğün başkaldırmasına sebep oldukları için korkunçtur.""

 

Baruch Spinoza

Tarih: 11.04.2017 Okunma: 746

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?