EVRENİN GİZLİ DERİN DEVLETİ...3...

Özgür DENİZ - 10.05.2016

Öyle bir bakmalıyız ki, baktığımız kişinin ciğerini görebilmeliyiz hatta en arkasında duranı bile fark edebilmeliyiz Allah’ın izniyle. İşte bu sebeple diyorum ki, sevgili kardeşlerim! Sizden görünenlere inanmayın. Gerçekten inanmayın. Çünkü onlar sizden değiller. Sizi sadece kullanıyorlar ve kolay kullanabilmek içinde sizdenmiş gibi görünüyorlar. Verilen rolü oynuyorlar. Ki, onların çapları, kapasiteleri, zekâları nedir Allah aşkına? Borazanlık yapmaktan, nutuk çekmekten, yalan üfürmekten başka yaptıkları ne vardır? Özerklik denilen safsataya, federasyon denilen salataya, imam görünümlü sahtekârca numaraya inanmayın, kanmayın. Bunlar fitne ve fesattan başka hiçbir şey değildir. Yalandır. Tuzaktır. Kumpastır. Düzenbazlıktır. Milletinize, devletinize, vatanınıza sadık kalın, ihanet etmeyin, hainlere yol vermeyin. Çocuklarınızı bunların kirli, kanlı, karanlık planlarına kurban etmeyin. Karışınızda duranlar ve sizdenmiş gibi poz verenler, Gizli Dünya Devleti’nin piyasada gezinen karanlık adamlarının zavallı ve sefil birer maşasından başka hiçbir şey değildirler. Bu gerçeği görmek, fark etmek, ihsas etmek ve idrak etmek iktiza ediyor. Hadi en kötü ihtimali düşünelim; faraza böyle şeyler oldubittiye geldi ve gerçekleşti, sizin elinize ne geçecek Allah aşkına? Özerkliğin, federasyon zırvasının size yar olacağını mı sanıyorsunuz? Size yapılan yanlışların arkasında olanlardan biri de PKK illetidir, eğer düşünürseniz. Size devletiniz ve kardeşleriniz değildir yanlış yapan, bunu asla unutmayınız. Tabi gerçeği öğrenmeye niyetiniz ve cesaretiniz varsa. Yani bir iki tane vatan haininin yanlışlarına kızıp, devlete kin gütmek ne kazandıracaktır, kardeşlerine uzak durmak ne kazandıracaktır? Kendi içinde bölünmeye meyletmek ve kirli, karanlık, kanlı cellâtların urganına yağ sürmek ne kazandıracaktır? Sizlere bir şey düşmeyecektir kardeşlerim. Vallahi düşmeyecektir. Her şeyiniz talan edilecektir. Yağmalanacaktır. Namusunuz, değerleriniz, malınız, topraklarınız, kaynaklarınız, oğullarınız, kızlarınız hep küresel tağutlara kurban edilecektir, sizden görünen zavallı ve sefil piyonlar tavassutu ile. Yarın o Gizli Dünya Devleti’nin görünen eli olan ama yine de gizli kalmayı beceren kahpe İngiliz ve küresel düzlemde havlattığı devlet temelli terörizm faaliyeti yapanlar, sizden olanlara demeyecek midir? Siz kimsiniz ulan, sizi var eden, besleyen, büyüten benim, her şeyiniz benim, ben olmasam bir hiçsiniz, mevkiiniz, şöhretiniz, lüks yaşamınız benim elimde, ben verdim dese ve benim dediklerimi yapmaya devam edeceksiniz ve benim isteklerimi koşulsuz yerine getireceksiniz dese, söyleyin tek sözleri olabilir mi, küresel tağutlara karşı, bu sizden görünenlerin? Olamaz, vallahi olamaz. Adamı kevgire çevirirler kardeşlerim. Ve bunlar yalan değil kardeşlerim. Allah belamı versin yalan değil. Sizin içinizde yaşayan, sizden görünen ve toplumun arasına fitne, fesat tohumu ekip, olmadık hayaller peşinde koşanlar tamamen küresel tağutların emrine amade olmuş tiplerdir. Kendi iradeleri, akılları, duyguları yoktur. İnsan görünümlü robottan başka bir şey değildirler. Hakikatler acıdır kardeşlerim!

 

Bahusus, istikbalin neslinden akli ve kalbi istirhamımdır; lütfen Kur’an’a sımsıkı sarılınız ve asla bırakmayınız. Bahar, O kitabın temiz sayfaları arasından doğacaktır. Aklınız aydınlanacak, kalbiniz ferahlayacaktır. Bunu asla unutmayınız. Bir tavsiye mi dersiniz, vasiyet mi dersiniz, öneri mi dersiniz, öğüt mü dersiniz, ne derseniz deyiniz ama Kur’an’ı asla bırakmayınız. Önderinizin izini takip etmeyi asla bırakmayınız. Bıraktığınız an bitiksiniz! Tertil, tedebbür, taakkul ile okuyunuz. Tetkik, tahkik, analiz ediniz. Önderden başka takip edeceğiniz tek kişi olamaz. Kur’an’dan başka rehber bileceğiniz tek kitap olamaz. Eğer zararlı çıkarsanız ve nedamet duyarsanız, son nefesinize kadar istediğinizi söyleyebilirsiniz bana. Çalışmayı da bırakmayınız. Pozitif ilimleri tahsil etmeyi de bırakmayınız. Ama her alanda rehberiniz Kur’an olsun. Misal; bir şey mi üreteceksiniz, insanlığa faydalı mı, zararlı mı olduğunu düşününüz, zararlı olacaksa ondan vazgeçiniz. İşte size burada Kur’an’ın ahlakı yardımcı olacaktır. Bugün dünyanın malum hali, hakikatin, dünyamızdan çekilmesinin neticesidir. Ne acıdır ki, dünyanın dört bir köşesinde küçücük bedenler birer canlı bombaya dönüşebilmektedir ve o canlı bombayla nice canlar toprağa düşmektedir, küçücük çocuklara tacizler olmaktadır. Bu, insanlığın tefessüh ettiğinin bedihi resmidir. Niçin böyle olmaktadır? Üzerinde düşünmek ve çareler üretmek iktiza etmektedir. Gizli Dünya Devleti, insanlığı tedricen çürütmektedir, insanlıktan ulvi değerlerini, kimliğini, dinini çalarak insanları kendi kendisine yabancılaştırmakta ama bu meyanda kendisine de kul etmektedir. Bunu yaparken de ideolojileri birer araç olarak kullanmaktadır. Misal; kardeşlerimizi bizden nasıl çaldılar? Temiz dimağlarını Darvinizm’le, Marksizm’le narkozladılar. Dağları, pratiğe matuf kullandılar. Şimdi de ovaya inmek ve ovayı da, hem teoriğe hem de pratiğe matuf kullanmak istemektedirler. Türk Milletinin tarih sahnesinde ki kuvvetini kırmak ve Türkiye’yi parçalayarak dar alana hapsetmek istemektedirler. Uyanmalıyız. Oyunu anlamalıyız, oyun kurucuları fark etmeliyiz. En arka planda Gizli Dünya Devleti, bu devletin görünürde ki ayağı küfür milletleri ve bunlarında eli olan Küresel şeytani siyonist emperyalizmin baronları, Darvinist ve Marksist ajanlarını (siyasi, fikri, bilimsel ajanlarını) kuvvetle muhtemel sahaya sürmeye çalışmaktadır zımnen. Şimdi görüyoruz ki, her yerde örtülü bir Komünizm çığırtkanlığıdır almış başını gidiyor. Özellikle Kürt kardeşlerimizin masum gençleri kolayca avlanıyorlar. Şimdi bir de din maskesi takmaya başladılar ki, halk şüphelenmesin. Sağ olsun bizim antikapitalist Müslüman markasıyla tezahür eden zihniyeti bozuk tiplerde tuzu biberi oluyorlar olayın. Oysa hem Türkiye’ye, hem de Kürt kardeşlerimize çok yazık oluyor ve olacak. Ama dünya bizi aldatıyor. Sanki ölmeyecekmiş gibi her türlü melaneti yapıyoruz. Yazıklar olsun! Bu gerçekleri daha detaylı ve derinlikli olarak mutlak yazmalıdırlar aydınım diye piyasada arz-ı endam eyleyenler.

 

Gizli Dünya Devleti’nin baronları ne ister? Her ülkede profan yapılar teşekkül ettirilmesini, bu yapılarının kiminin legal, kiminin ise illegal konumda olmalarını, şayet teşekkül ettirilmiş olanlar varsa, bunlarla iletişime geçilip bağlantı kurulmasını ve bu yapıların legal olanlarının tavassutu ile insanların manipüle edilmesini, değerlerinden, dininden ve kimliğinden koparılmasını, zihinlerinin karıştırılmasını; illegal konumda olanların tavassutu ile de, tedhiş amaçlı ajitatif ve provakatif eylemler gerçekleştirilmesini emreder. Milletlerin, kendi içlerinde parçalara ayrılmasını ve her parçanın başına kendilerine muti tipler geçirilerek yapının otokontrolünün kendi ellerinde olmasını isterler. Bununda profan ideolojilerle gerçekleştirilmesini emreder. Zihinlerin karıştırılarak etnik unsurların hareketlendirilmelerini, etnik unsurların içinden, bu unsurlara tedhiş amaçlı kanlı eylemler gerçekleştirttirecek klikler türemesini, daha sonra da bunların birbirleriyle kavgaya tutuşturulmalarını ve nihayet çatışma çıkarılmasını ve kimlik krizi yaratarak bölünmenin yolunun açılmasını dikte ederler. Zihinlerin ekonomik anlamda karıştırılarak, iş verenle, iş alanın arasının bozulmasını ve buradan toplumsal dokunun zedelenmesini, nihayette insanların birbirlerine kinle, nefretle dolarak, an gelince kurşun sıkacak dereceye gelmelerini ister. Dinsizleştirilme, kimliksizleştirilme, insansızlaştırılma tehlikelerinden söz edenlerin susturulmalarını ve böyle bir tehlikenin olmadığı yönünde propaganda yapılmasını emreder. Zımnen din ve kimlik düşmanlığının körüklenmesini ve bu yolla insanların dinden, kimlikten uzaklaştırılarak dinsiz, kimliksiz bir yığına dönüştürülmelerini ister. Mezhep ve tarikat kavgaları çıkarılmasını, bunun için her mezhebin ve tarikatın içine gizli elemanlar yerleştirilmesini emreder. Her alanda, dine ve kimliğe muhalif duruş sergileyenlerin söz sahibi kılınmalarını, herhangi bir konuda bir şey danışılacaksa bunlara danışılmasını ve bunlarla yapılan konuşmaların toplumsal hücrelere sirayet ettirilerek halkın zımnen manipüle edilmesini ister. Milli Ahlakın, Milli Sezginin, Milli Varlığın dumura uğratılarak Milli Varoluş Mücadelesinin sekteye uğratılmasını emreder. Kimliğe ve dinine bağlı insanlara yaftalar vurularak, insanların, bu değerler temelinde hareket eden yapılardan uzaklaştırılmasını ister. Milletlerin nezdinde ortak değer mesabesine yükselmiş ve artık kanıksanmış şahsiyetlerin ya da milletlerin gönülden sevdiği tarihi ya da dini şahsiyetlerin sahiplenilerek, profan düşüncelerin bu türden şahısların düşünceleriyle karıştırılarak topluma sunulmasını, böylelikle toplumun kendi köklerinden koparılmasını ve zihin kayması yaşamalarını emreder. Düşün ve yazın dünyasında, bizatihi kendi elleriyle yoksullaştırılan insanların sefaletlerinin gündem yapılarak ajitasyon ve propaganda yapılmasını ister. Küresel düzeyde ki profan yayınların tercüme edilerek, insanlara okutulmasını emreder. Muayyen ideolojilerin ideologlarının kitaplarının milletlerin nesillerine okutulmasını emreder. İnsanlar arasında Kapitalist ve Komünist bloklaşma yaratılmasını, Komünist bloğun Kapitalizme karşı, Kapitalist bloğunda Komünizme karşı fasılasız faaliyet içinde olmasını, ideolojilerle ayrılan insanların bu taktikle iki bloktan birinin yanına çekilmesini emreder. Birini servet dostu, birini işçi dostu göstererek, insanların zihinlerinde sınıf algısının oluşturulmasını, böylece birini ezen, diğerini ezilen gibi göstererek insanların saflarının keskinleşmesini ve birbirlerine karşı nefretle dolmasını ister. Yine din maskesi takarak terörist faaliyetler gerçekleştiren guruplar çıkararak hem insanların dinden uzaklaşmasını hem de bunu bahane ederek dinden uzaklaşacak insanların, teşekkül ettirilen iki bloktan birinin yanına yönelmesini ister. Kanunsuzluk yapanların kollanmasını, böylece insanların zihinlerinde iyilerin tecziye edildiği algısı yaratılarak, insanlara zımnen kanunsuzluğun dikte edilmesini ister. Terörist eylemler organize edilmesini, böylece toplumda kaos çıkarılmasını ve toplumun bu tür tedhiş amaçlı eylemlerle korkutulmasını emreder. Sinemalarda ve televizyonlarda bahusus Moskova ve Washington eksenli filmler izlettirilmesini, bunun teşvik edilmesini emreder. Topluma, münhasıran cinselliği baz alan eğlencelerin, filmlerin, dizilerin bitevi empoze edilmesini ister. Toplumda fasılasız faaliyet içinde olan ve toplumla birebir iletişime, ilişkiye giren sendikaların, derneklerin, vakıfların, sanat kuruluşlarının, basın dünyasının, cemaat yapılanmalarının, politik yapıların ele geçirilmesini ya da bir şekilde kendi emellerine hizmet eder hale getirilmesini emreder. Kamu kurumlarının üzerinde gizli bir egemenlik tesis edilerek, devlet memurlarının kendi saflarına iltihak etmelerinin yolunun açılmasını, kendi saflarına geçenlerin zımnen onore edilerek, diğerlerinin de bu yöntemle fark ettirmeden teşvik edilmesini emreder. Bahusus Türk Milletinin kalbinden, Selçuklu ve Osmanlı sevgisinin yok edilmesini, Türk Milleti ile İslam Dininin merbutiyetinin sıfırlanmasını, bu uğurda ne yapılması gerekiyorsa yapılmasını emreder. Peki, biz, tüm bu tezgâhlara karşı nasıl direniriz ve varolma, varkalma kavgamızda muzaffer oluruz? Kur’an’a ve töreye bağlılığımızı pekiştirerek. Önderimizin izini takip ederek. Tarihimizi doğru okuyup, doğru şekilde ders alarak. Bilakis türap olmaktan asla ve kata kurtulamayız.

 

Son tahlilde; Gizli Dünya Devleti, her milletin bağrına, o milletin tarihi, dini, kültürel yapısını dikkate alarak uygun bir ideolojiyi o milletin bağrına hançer gibi saplar. Ve o ideolojiyle, sair ideolojilere de yer açar. O ideoloji, toplumun malik olduğu tarihi, dini ve kültürel dokuyu bozarak, diğer ideolojilerin yayılmasına zemin hazırlamak içindir. Toplumsal bilinç kırıldığı zaman, o topluma sirayet etmeyecek hiçbir hastalık yoktur. Binaenaleyh, ilk evvelde, toplumun duyarlı noktaları tesirsiz hale getirilir, bilinci iptal edilir, zihni dondurulur. Küçük mikyasta Türk Dünyasında ki, büyük mikyasta İslam dünyasında ki tüm ideolojiler paravan ideolojilerdir. Taşeronluk görevini deruhte etmişlerdir. Toplumların içlerini oymak için, toplumları milli ve manevi değerlerine karşı soğutup, yabancılaştırmak ve nihayet düşman edip, toplumu muhasara altına almak içindir. Hiçbir ideolojiden ne Türk Milletine ne de ümmetin sair unsurlarına hiçbir fayda gelmedi, gelmez, bademada gelmeyecektir, velakin behemehâl tolere ettirmek için çıldırmaktadırlar. Her şey güneş gibi aşikârdır, yeter ki bakacak, bakınca da görecek gözümüz olsun. Bu gerçekleri hayata kusturmak yürek ister, cesaret ister. Bu gerçekler, kati, katı, sert gerçeklerdir. Kabul etmemek ya da kabul edemediğini ifade etmek, bilincimizin kaybolduğuna delalettir. Gizli Dünya Devletinin izhar ve izah ettiğimiz kanlı, kirli ve karanlık emelleri, güzel ülkemizde, aynıyla icra edilmiştir ve elan edilmektedir. Düşman uyumaz ve durmaz dostlarım! Bizde uyumayacağız, durmayacağız. Namusluca görevimizi yapacağız ve her daim uyanık kalacağız. Her denilene inanmayacağız, her sunulanı yemeyeceğiz. Kartel Medyaya kesinlikle inanmayacağız. Kodamanlar kulübünün, kimler olduğunu ve kimlere hizmet ettiklerini asla unutmayacağız. Dizilerle hayatımızı yönlendirmeyeceğiz. Bugün, kanalizasyonlardan akan pisliklerde, yukarıda ki kuralların icrasından başka bişey değildir. Birbirinizi yemeyeceksiniz, birbirinize kin gütmeyeceksiniz. Düşman ittifak içindeyken, vatanın altı oyulurken, milletin istikbali karatılmaya çalışılırken, devlet yıkılmak istenirken, kardeşlik zehirlenmeye çalışılırken; kendi içinde ihtilafa düşmek katıksız bir sekterliktir, dar ve geri kafalılıktır, yobazlıktır, alıklıktır.

 

Kur’an der ki; ‘’iman edenlerin velisi Allah’tır. Allah, iman edenleri karanlıktan çıkarır ve aydınlığa eriştirir. Küfre sapanların velileri ise tağutlardır. Onları aydınlıktan karanlığa götürürler. İşte bunlar cehennem yolcularıdırlar ve orada ebedi kalıcıdırlar.’’ Bakara-257

 

Hayatın değişmeyen kutsal yasasıdır: Değişmezseniz, Değiştirilmezsiniz. Ve mukadderatınız, Allah’ın, size bahşettiği yüce nimetleri olan akıl, kalp ve iradeye bağlı olarak, kendi ellerinizde!

Tarih: 10.05.2016 Okunma: 668

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?