TERÖR-ZEHİR-DUA...

Özgür DENİZ - 12.11.2015

TERÖR

 

Acıma Sayın Devletim! Bir defa başladın, temizlemeden, bitirmeden asla geri dönme. Allah, vatan, namus ve şehitler aşkına geri dönme. Geri döndüğün vakit, hem vallahi, hem billahi, hem tallahi senin bittiğin vakit olacak. Tüm kalbimle, aklımla ve ruhumla inanıyorum ki, kardeşlerimizde yüreklerinin derinliklerinde, yapılanları onaylamaktadırlar, belki dışarıdan teki gösteriyor gibi olanlar olacaktır ama açıktan onay vermekte zordur malum, bunu en iyi sen bilirsin. Bitirip temizleyeceksin diye çok korkanlar var. Çünkü kullandıkları ucuz ve kahpe maşa yok olacak ve kirli, kanlı, karanlık emellere ulaşmak zor olacak. Sen kan kusturup tam susturduktan sonra inan ki herkes mutlu olacak, kardeşlerimiz huzur bulacak ve dağları saran korku def olacak. Çocukları babasız, eşleri kocasız, anaları kuzusuz, babaları yiğitisiz, vatanı kahramansız bırakan, Siyonizm’in ucuz ve sefil kahpelerine acıma. Suriye diyecekler, Filistin diyecekler asla aldırma. Çünkü böyle diyerek seni vazgeçirmeye ve kardeşlerimizi tam esir almaya, bölgemizi temelli kontrol altında tutmaya çalışmaktadırlar. Oyun büyük Sayın Devletim! Sen düşen yiğitlerinin intikamını aldıkça, arkadan gelen yiğitler daha bir iştahla şehadete koşacaklar ve bundan asla gocunmayacaklar. Milletin evlatları da seni asla suçlamayacaklar, yeter ki sen zalimlere ve zalimlerin kahpe maşalarına acıma. Çünkü boşuna şehit olmadıklarını görecekler analar ve babalar, evlatlarının. Ama sen acırsan ve intikam almazsan, hem suçlanacaksın hem de artık arkanda bu milletin desteğini bulamayacaksın. Ayrıca kahpeler daha da azgınlaşacaklardır. Seni, dört koldan, ucuz ve sefil kahpelerin hainliklerini durdurma harekâtından vazgeçirmeye çalışacaklar Sayın Devletim. Kahpeler daha da güçlensin diye, kahpeler daha da büyüsün diye, kahpeler geberenlerin yerine yenilerini kazansın diye barış çağrısı yapacaklar. İnanma ve vur! Diz çökesiye kadar değil, tek bir kahpe diri kalmayasıya kadar vur. Ama gerçekten vur, asla acıma, bir daha çıkamamaları üzerine vur. Çünkü sen ucuz ve sefil kahpeleri değil, hakikatte yeryüzü teröristi olan adi, vahşi ve büyük kahpe olan Siyonizm’i vurmaktasın. Bu yüzden durma vur ve mutlak hâkimiyetini tam ve yeniden kur! Dualarımız seninle ve yiğitlerimizledir.

 

ZEHİR

 

Şimdi bir şey zararlı ise şayet ve bu zarar o şeyin mahiyetinden kaynaklanıyorsa, bu herkes için geçerlidir ve kimsenin bunu inkâra tevessül etmesi adilde, ahlakide değildir. Binaenaleyh, ortaya konulan bir şeye, o şeyin mahiyeti göz ardı edilerek bakılmamalıdır. Şimdi kim diyebilir ki, faraza içiyor olsa bile, içki faydalıdır, herhangi bir zararı söz konusu değildir. Böyle bir iddia irrasyoneldir. Bunun düşüncesi, şusu busu olmaz. Bu böyledir; içki zararlıdır. Şu düşüncedekine zararı olmaz, bu düşüncedekine zararlıdır demek ya da düşünce temelli bakmak katıksız alıklıktır. İçkiyi içen, kendini kaybeder mi? Kaybeder. Ailesine zarar verir mi? Verir. Toplum huzuru nu bozar mı? Bozar. İster dindar olsun, ister dinsiz olsun hiç fark etmez. Ki, galiba geçen yıl olacak, Antalya vilayetimizde bira festivali adı altında bir zırvalık teşebbüsü oldu ve bir gencimiz öldü. Demek zarardan öte, insanı ölüme sürükleyen bir şey bu meret. Şimdi, eğer bir şeydir ki, bir milletin tüm fertlerine intikal ediyor ve etkisi tüm millete yöneliyorsa, bu durumu bireysel hürriyet olarak algılamak ve bu şekilde algılanmasını sağlamaya çalışmak haysiyetsizliktir. Hatta millete ihanettir; zira nesil katliamıdır. Ha, alırsın içkini, gidersin evine içersin, kimse de bir şey demez. Ama bunu toplumsal boyuta taşımak farklı bir şeydir ve burada devreye devlet girer ve müdahale eder. Bu müdahaleyi de, hürriyetle bağlantılandırmak, kimse kusura kalmasın ama şeytanlıktır. Türk Milletinin tarihinde, bira festivali, rakı günü diye bir şey yoktur, olamaz, olmamıştır. Badema da behemehâl oldurulamaz. Ha oldurulmaya çalışılır mı? Böyle bir teşebbüste bulunulabilir ama Türk Milletinin tokadı ağır olur. Herkes haddini ve hududunu bilecek cancağızım! Hiçbir kimsenin, bu milletin çocuklarını zehirleme hakkı da, hürriyeti de yoktur, olamaz, olmamalıdır, oldurulmamalıdır. Bu mülahazalar indi mülahazalar değildir. Olgu bellidir, olgunun olay boyutuna taşındığında hangi sonuçları intaç edeceği bellidir. Kimsenin de bu hakikati inkâra gücü yetmez. Çünkü burada indi bir mülahaza serdetmiyoruz.

 

Son tahlilde; devlet ya da devleti temsil makamında olan şahsiyetler, böyle muzır bir gün kutlamasına müsaade edemez. Nesil katliamına ruhsat veremez. Bunun münakaşası da olmaz. Devlet, böyle bir ricayla kendine gelene kuvvetli bir tokat patlamalı, o alık ve aptal şahsı sarsmalı ve kendine getirmelidir. İlle de hürriyet gaspı olarak telakki ediliyorsa böyle bir müdahale; evet devlet bu hürriyeti gasp etmelidir. Çünkü devlet, muayyen zümrelerin pespaye ve müptezel zevklerini tatmin etmekle değil; nesillerin akıl, ruh ve beden sağlığını korumakla görevlidir. Fazla söze hacet yoktur, gayrısı şarlatanlıktır cancağızım!

 

DUA

 

Allah'ım şu toprakları minaresiz, minarelerimizi ezansız bırakma. Büyük bir huzur kaplıyor manevi alemimizi, okunmaya başladığı an. Diri olduğunu anlıyorum şu altı şehitlerle dolu topraklarımın. Göklerimizi de Albayraksız bırakma Allah'ım. Derin bir mutluluk bahşediyor bize, nazlı nazlı dalgalandığını müşahede ettiğimiz zaman. Boşuna şehit olmadıklarını duyumsuyorum adsız kahramanlarımın. Türk'ün beldesi dendiği zaman ezanları işitmek, Albayrağı görmek istiyor bu gönül. Bizi imansız, değersiz, vatansız, duasız bırakma Allah'ım. Amin.

Tarih: 12.11.2015 Okunma: 758

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?