YAŞAMIN İNCE NOKTALARI...

Özgür DENİZ - 22.10.2015

Maddenin prangasından ve cenderesinden kurtulup, mananın göksel ufuklarında bir kuş misali süzülmeye başladığımız gün tüm zincirler spontane parçalanacak ve biz işte o gün kurtuluş adına ilk adımı atmış olacağız. Çünkü bugün fiyatımız var, o gün ise değerimiz olacak.

 

Bir sözün, işinize yarayıp yaramadığına değil, hakikatle tenasüp içinde olup olmadığına bakınız. Adil ve namuslu iş yapmış olursunuz.

 

Bir kişi, bir kişi hakkında, olumsuz konuşuyor ve o kişiyi yanlış anlatıyorsa, o kişiye, hakkında konuştuğu kişinin, kendisine ve insanlığa hangi kötülüğü yaptığını ve bunu ispatlamasının kabil olup olmadığını sorunuz. Vereceği cevap, o kişinin, şerefli mi yoksa şerefsiz mi olduğunu, çıkarını kollayan bir ahlaksız, hasid ve kompleksli olup olmadığını size gösterecektir.

 

Eğer ki; bir kişi, sizin namusunuza yan bakmamışsa; size ihanet etmemişse; sizi gammazlamamışsa; sizin sırlarınızı ifşa etmemişse; sizin sınırlarınızı çiğnememişse; sizin hayatınıza müdahale etmemişse; sizin hakkınızı farkında olarak yememişse; sizin iyiliğinizi yok edip kötülüğünüzü açık etmemişse; sizi kıskanıp bu yüzden kötülük yapmamışsa; insanlığı bilinçli ve farkında olarak alenen sapıklığa yönlendirmiyorsa; ne düşündüğü, nasıl yaşadığı, dinlediği müzik, hülasa; yaşam felsefesi ve tarzı sizi asla ırgalamaz ve böyle bir insana kötülük yapmak, Kitapsızlık ve Allahsızlıktır.

 

Ne acıdır ki, dünyada ki namuslu aydınlar hep yalnız kalmışlar ve acıyı bal eylemişlerdir. Çünkü herkes, onların kendilerinden olmasını arzu etmişler ama onlar böyle bir arzuya cevap vermemişlerdir. Böyle olunca da itham edilmek, ötelenmek, yalnız kalmak kaderleri olmuştur. Maalesef bu tavır her devrin tavrı olmuştur. Oysa insan olan birinin yapacağı yegâne şey; hakikatin yanında olmaktır ve hakikatin yanında olanın yanında yer almaktır.

 

BİR SÖZ:

 

‘’Şiiler, ya beni idrak etmek istemediler ya da beni idrakte aciz kaldılar ve bana Sünni yaftası yapıştırmaya tevessül ettiler. Sünniler de ya beni idrak etmek istemediler ya da beni idrakte aciz kaldılar ve bana Şii yaftası yapıştırmaya tevessül ettiler. Demek ki, benim yolum, hakikat yoludur.’’ ALİ ŞERİATİ

Tarih: 22.10.2015 Okunma: 685

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?