UYKUSUZ 15 GECE!

Nazmi HİSARLI - 27.08.2014

sportstv ekibinden Ulaş Çan, yaklaşan Amerika Açık öncesi son gelişmeleri ve beklentilerini kaleme aldı.

 

“Erkeklerde Rafael Nadal son aylardaki performansının daha da üzerine koyarak şampiyonluğa ulaşırken, kadınlarda Serena Williams hemen herkesin beklediği gibi kupanın sahibi oldu”

Takvim yaprakları 2013 yılının Eylül ayının ikinci haftasına doğru kıvrılırken, tenis medyasında yazılan/konuşulan cümleler aynen bu şekildeydi. Yılın son grand slam turnuvası Amerika Açık sona ermiş, Nadal müthiş geçirdiği sert zemin turnuvalarında pastanın kremasını New York’ta koyarken, Serena Williams da kadın tenis tarihine geçecek birçok rekoru alt üst etmeye devam etmişti.

Devamında Rafa, yılı 1 numara koltuğunda tamamlarken, Serena aylarca kimseyi yaklaştırmadığı tahtında gövde gösterisine devam ediyordu.

HIZLI GEÇEN AYLAR

Aylar birbirini kovaladı, 2014 sezonu yepyeni maçlar, birbirinden heyecanlı turnuvalarla göz açıp kapayıncaya kadar bir kez daha sona dayandı. “Yaş ilerledikçe zamanın hızı da artar” der büyükler, doğrudur. “Geçen yılki maçı dün gibi hatırlıyorum” dediğimiz noktada farkederiz koca bir yılın nasıl çabuk geçtiğini çoğu zaman; nasıl doğru olmasın.

İşte aynen bu şekilde; bir anda geliverdik yine yılın son slam’ine. “Sakatlığı devam eden Li Na ve Rafael Nadal Amerika Açık’ta yer alamayacak” bilgileriyle  sert bir giriş yaptığımız turnuva haftasına birbirinden çetin geçmeye aday maçların belirlendiği kura çekimiyle devam ettik.

sportstv ekranlarında devam eden Connecticut turnuvasının çeyrek final gecesinde mikrofonda olduğum maç esnasında, göz ucuyla takip etmeye çalıştım o anda gerçekleşen kura çekimini.  Her maçın ayrı hikayesi vardır; çok kişi seribaşı isimlerin final yollarını ezberler anında; ben çok kişinin uzaktan baktığı maçları seçerim aradan. Elbette final güzeldir, özeldir, unutulmayandır. Ancak “aradaki maçlar” dediğimiz o maçlar gidiş yoludur, özel ve güzel olana götürendir.

“FEDERER’İN YOLU AÇIK”

“Erkeklerde Federer’in yolu çok açık, şampiyonluğu kimseyi şaşırtmaz” cümlesi, ilk yarım saatte hemen her tenisseverin ortak paydası oluverdi. Nadal’ın da olmadığı bir turnuvada, kendi çeyreğinde Federer’i zorlayabilecek isimler olarak Gasquet, Monfils ve Dimitrov gösterilebilir. Aynı yarıda yolu açık olan isim, Tomas Berdych gibi görünse de, Ferrer, Anderson, Gulbis, hatta Cilic kesinlikle yabana atılmamalı. Feliciano Lopez-Ivan Dodig maçı da, yukarıda söz ettiğim ‘gidiş yolu’ maçlarından biri.

Novak Djokovic’in yer aldığı çeyrek elbette daha zorlu; Murray, Isner, Tsonga ilk göze çarpan isimler. Benneteau-Paire maçı, yine not etmeye değer maçlardan biri olacak. Aynı yarıda yolu en açık isimlerden biri Milos Raonic. Son dönemde formunu (servis gücünü) en iyi noktaya çeken Kanadalı tenisçiyi burada zorlayabilecek isimler, Wawrinka ile, sakatlığını tam olarak atlatabildiyse Nishikori olabilir. Jack Sock, Kyrgios gibi oyuncular gözlerin üzerinde olacağı isimler; buradaki en iyi eşleşmelerden biri de Youzhny-Kyrgios eşleşmesi…

Sözün özü, erkeklerde Djokovic-Raonic ve Federer-Berdych yarı final eşleşmeleri, gerçekleşmesi halinde en doğal karşılayacağım eşleşmeler olacak. (Çok kişi Raonic yerine Wawrinka, Berdych yerine Ferrer düşünüyor)

KADINLAR SÜRPRİZE DAHA AÇIK

Kadınlarda Sharapova ve Halep’in yer aldığı çeyrekte, apayrı bir turnuva var desek yeridir. Bu iki isim dışında Wozniacki, Lisicki, Petkovic, Venus, Errani, Muguruza gibi oyuncular bulunuyor. Sürprize en açık çeyrek diyebileceğimiz bu bölümdeki Venus-Date Krumm buluşması, 39 yaş ortalamasıyla, tecrübe abidelerinin maçına sahne olacak. Aynı yarıda Radwanska ve Kerber’i zorlayabilecek isimler; Jankovic, Safarova, Stephens ve Nara olabilir. Buradaki Bencic-Wickmayer maçı çok dikkat çekici.

Bir diğer çeyrekte Kvitova’yı zorlayacak tenisçiler, Azarenka, Bouchard, Makarova ve Keys olacaktır. Svitolina ve Cibulkova’nın performansları da merak konusu. Son çeyrekte Serena’nın yolu elbette açık. Geçen hafta Cincinnati’de rahat yendiği Ivanovic, O’nu en çok zorlayabilecek isimlerim başında gelirken, Stosur, Navarro, Pennetta ve Pavlyuchenkova, her zaman belli çizgide oynayan ve devamını görme potansiyeli olan rakipler olarak dikkat çekiyor. Burada Serena-Townsend ve Vekic-Vandeweghe eşleşmeleri, ilk bakışta en heyecan veren maçlar denebilir. Kadınlarda beni şaşırtmayacak yarı finallerse Serena-Kvitova ve Kerber-Wozniacki maçları olacak. Özellikle son dönem performansıyla bize geçmişten ezgiler sunan Wozniacki’nin, Halep ve Masha’nın bulunduğu çeyrekten çıkabilme ihtimali, çok ütopik bir senaryo olmasa gerek.

UYKUSUZ GECELER BAŞLIYOR

Elbette birbirinden farklı, birbirinden heyecanlı ve çok kişiyi yanıltabilecek mücadeleler izleyeceğiz. Önemli olan, yılın son grand slam’inin, yıldızlar geçidinin sonuna kadar tadını çıkarabilmek ve yıllar sonra anlatılacak hikayeler klasörüne yenilerini ekleyebilmek. Uykusuz, ancak uykusuz kalmaya sonuna kadar değecek 15 gece bizi bekliyor. “Geçen yılki maçları dün gibi hatırlıyorum” diyebileceğimiz güne kadar tenissiz kalmamak dileğiyle.

 

Tarih: 27.08.2014 Okunma: 798

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?