EĞİTİM ÜZERİNE MÜLAHAZALAR

Özgür DENİZ - 11.09.2008

Bir eğitim yazısıyla merhaba sevgili gönüldaşlarım. Sizleri coşkuyla selamlıyorum, eğitim camiasının aydınlık yüzlü neferleri. Malum olduğu üzere, hayatta, sürûru, meserreti, saadeti, huzuru, sevgiyi, güzelliği, barışı, kardeşliği gerçek manasıyla yaşamanın yoludur eğitim. Bireyin, toplumun, devletin ve medeniyetin dinamitidir. Zira, bir toplumun, alçalışı da, yükselişi de eğitimle olur. Şayet, terakki yolunda muhkem adımlarla ilerlemek ve uluslar arası platformda söz sahibi olmak istiyorsanız, kültürünüz ve değerlerinizle mütenasip bir eğitim mekanizması ihdas etmeniz iktiza eder. Yoksa, bu alem sizin için tedenni dünyası olur ve payandalık yapmak mukadder akîbetiniz olur. Binaenâleyh, üzerinde hassasiyetle durulması arzeden derin bir meseledir eğitim.

 

Haddizâtında eğitim, sorgulanması, tanımlanması ve tahlil edilmesi iktiza eden, toplumda en önemli yeri teşkil eden bir engin mevzudur. Öncelikle, eğitimi, sığ kalıplar içerisinde değil de, geniş bir yelpazede deruni bir şekilde, nesnel kıstaslarla tahlil, tetkik, tahkik ve muhakeme etmeli, tanımlamalıyız. Felsefesiz bir sorgulama, kısır ve sığ bir tenkitten ibaret olacağı için, yapacağımız işin de ciddiyetini yitirip, akamete uğraması da söz konusudur. Burada, İhsan TURGUT hocanın da ifade ettiği gibi, tüm eğitim kurumlarında dilimize pelesenk ettiğimiz sığ bir tanımlama vardır: ‘’istendik yönde davranış kazandırmak.’’ Peki bu ne kadar doğru, ne kadar nesnel ve deruni bir tanımlama? Şayet, maksadımız gerçekten de, istediğimiz davranış örgütlerini kazandırmaksa; hocamızın da izah etmek istediği gibi: ‘özgür birey’ler değil, ‘muti tipler’ yaratacağı muhakkaktır. Bu durum, muayyen davranışların menbaı olacağı gibi, bireyde o istikamette bir karakter kesbedecektir. Son tahlilde de, o kaynak her ne ise birey onun fanatik bir tutucusu olacak, bilinçsizce ve sekterce o şeyin apolojisini yapacaktır.

 

Filhakika eğitim, eleştiren, sorgulayan, senkronize ve analitik düşünen, analiz ve sentez yapabilen, mütecessis, dinin, bilimin ve aklın ışığında yönünü tayin edebilen özgür beyinler yetiştirmede, bir yol, yöntem ve araç olmalıdır. Son tahlilde gayesi ise: beşer tabiatlı insanoğlunu İNSANLIK mertebesine yükseltmektir. Alem-i insanlığa faydalı kılabilmektir. Ne diyor John DEWEY: ‘’eğitim yaşamın ta kendisidir, yaşama hazırlık değil. Eğitimin amacı, çocuğa düşünmeyi öğretmektir, ne düşüneceğini değil.’’ Gerçekten de mükemmel bir izah. Lakin, bugün biz bunu yapabiliyor muyuz? Ya da yapmak adına bir gayret sarfediyor muyuz? Şu anki  kritik süreçte, zamanımızın önemli bir bölümünü eğitimsel faaliyetlere hasredebiliyor muyuz? Haddizatında bizim yaptığımız, John Dewey’in aksine, İhsan Turgut hocanın ifadesinde olduğu gibi, muti ve fanatik tipler yetiştirmek, sıradanlaşan, sloganlaşan, papağanlaşan bir nesil ihdas etmek, özgür düşünen bireyler yerine, muayyen kalıplar çerçevesinde düşünen yığınlar güruhu teşkil etmektir. Tabi bu arada ciddi eğitimsel hedefler belirleyerek, aydınlık bir nesil ihdas etmeye çalışan güçlü, bilinçli ve şuurlu mekanizmaları da, değişik kılıflarla atıl hale getirmeyi de marifet sanıyoruz!!!

 

Bugün eğitim sistemimizde bir tecdid hareketi yaparak reorganizasyona gitmeliyiz. Yoksa, mefluç olmuş bir mantaliteyle, ne sağlıklı bir nesil, ne de güçlü ve müreffeh bir toplum oluşturulabilir. Ayrıca güçlü bir devlet olmakta muhaldir. ARİSTO diyor ki: ‘’bir sistemin doğurduğu sorunlar, o sistem içerisinde kalınarak çözülemez.’’ Yine Mustafa KEMAL diyor ki: ‘’hiçbir zaman hatırınızdan çıkmasın ki; cumhuriyet, sizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.’’ Lakin, bu temenninin, felsefesiz ve sığ bir eğitim mülahazasıyla ve paradigmasıyla realize edilmesi muhaldir. Toplum ve devlet olarak, büyük hamleler yapmak, uzak hedeflere yelken açmak istiyorsak; maddi ve manevi değerler ekseninde güçlü ve rasyonel bir eğitimsel alt yapımızın olması mutlaka elzemdir.

 

 

Bugün, isticalen sil baştan bir eğitim reformuna ihtiyacımız vardır. Şayet, aydın, hür ve sağlıklı bir ruha haiz bireyler ve güçlü bir toplum ve devlet istiyorsak bu reform mübremdir. John DEWEY bakınız ne diyor: ‘’okul kitapları ve dersleri, bize, başkalarının bilgilerini ve keşiflerini gösteriyor ve güya bilgi yolunda en kısa yola götürüyor. Hakikatte bu öğretim usulü, bize gerçekleri ve fikirleri anlamak yerine, hazırlop bilgileri ezberlemekten başka bir işe yaramayan bir papağanlık öğretiyor.’’ Sanki bizi anlatmış değil mi? Kendimizi fasit daireden ve fikr-i sabitten bir türlü kurtaramıyoruz ve temcit pilavı gibi aynı şeyleri mükerreren sunmaktan başka bir şey yapmıyoruz.

 

 Bugün bizim insanlarımızın yaptığı tek şey; ya araştırıp incelemeden reddetmek, ya da olduğu gibi alıp taklit etmektir. Unutulmasın ve zihinlere kazınsın ki: ‘’TAKLİT İNTİHARDIR.’’ (EMERSON) Netice itibariyle, eğitimin başlangıcı, araştırmak, sonu da düşünüp bulmaktır. Ne yazık ki, bugün araştırma, düşünme ve sorgulama yoksunu hazırlopçu bir toplumuz. Her şeyi olduğu gibi vermek, sığ düşünceleri berrak zihinlere zerketmek, muti ve sekter tipleri tevlit eder. Unutmayalım ki; eğitim, bir ulusun ve medeniyetin varoluş dinamitidir. Eğitimi olmayan bir bireyin, toplumun ve devletin hedefi de olmaz. Hedefsiz, plansız, projesiz terakki ise muhaldir. Mustafa KEMAL diyor ki: ‘’eğitim işlerinde ne olursa olsun başarı kazanılmalıdır. Bir milletin gerçek kurtuluşa mülaki olması ancak bu yolla olur.’’ Son sözü İslâm peygamberi yüce ve yegane önderimiz, göz bebeğimiz, kainat aydınlığı HZ. MUHAMMED’e (sav) bırakalım: ‘ilim Çin’de dahi olsa gidip alınız.’

 

Aydınlık ve hür bir dünya umuduyla, temennisiyle sevgili muallim dostlarım, aziz gençler ve şerefli halkım. Sevgiyle, muhabbetle, dostlukla, huzurla kalınız. KİTAPSIZ yaşamayınız. Şimdi sizlere eğitim üzerine söylenmiş mücmel ve nükteli sözlerden bir demet sunacağım.

                    ‘’Dinsiz ilim kör, ilimsiz din topaldır.’’

                    ‘’Küçük yaşta tahsil edilen ilim, taş üzerine oyulan süs gibidir.’’

                    ‘’Öğretmen öğretirken, öğrenci öğrenirken eğitilir.’’

                    ‘’Eğitilmeseydi insan, insan olamazdı.’’

                   ‘’İnsanı anlamanın yolu, mükemmel bir eğitimdir.’’

                    ‘’Eğitimin değeri, eğitilmiş insanların değeri ile ölçülür.’’

                    ‘’İnsanın vücudu da, ruhu da eğitilmek için halkedilmiştir.’’

                    ‘’Eğitim, bir insan yetiştirme sanatıdır.’’

 

 

Sevgili gönüldaşlarım mezkur sözler, ismini şu an hatırlayamadığım değerli ilim ve bilim ehli şahsiyetlere aittir. Muazzez dostlarım mühim olan bilmek değil anlamaktır, anlayıp muktezasını icra etmeniz temennisiyle. Yoksa havanda su dövmeye benzer yaptığımız işler. En derin saygı ve sarsılmayan muhabbetle canım gönüldaşlarım…

 

Tarih: 11.09.2008 Okunma: 637

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

ÖZGÜR DENİZ

24.07.2008 - 11:14

EVET KARANLIKLAR AYDINLANACAK. PENÇELER KIRILACAK. DÜŞÜNEREK DÖVÜŞMEK SANATI REVAÇ BULACAK. KAFASINA VE HİZMETİNE GÜVENEN KAZANACAK.VE FİKİR SAVAŞI BAŞLAYACAK.ÖZGÜRLÜK VE ADALET SUNAN HAKİM OLACAK. EZEN SÖMÜREN YOK OLACAK.SAYGI SELAM DUA UMUT

Ekre Şama

24.07.2008 - 12:01

Benim korkum da şu: Bunca patırtı kütürtüden sonra bir gün gelecek buraya kadar geldik diyecekler. Yine boşuna heyecanlanmış olacağız. Sususrlukta olduğu gibi. Amatemenni etmiyorum. Artık gerçekler bizim de bilmeye ve öğrenmeye hakkız var sanıyoum. Selamlar...

Adem şahin

24.07.2008 - 17:49

ELEBK

24.07.2008 - 23:32

Bunu bu gün ben de düşündüm, bariz sorgu yaptırılmıyor...Bunlara seyirci kalmanın cinayeti işlememekten daha ne farkı var? ,İyi niyetli, gariban insanlar öldürülüyor, bize seyrettiyolar...Elinize sağlık, Çok can yakıcı bir mevzu.

ÖZGÜR DENİZ

24.07.2008 - 11:14

EVET KARANLIKLAR AYDINLANACAK. PENÇELER KIRILACAK. DÜŞÜNEREK DÖVÜŞMEK SANATI REVAÇ BULACAK. KAFASINA VE HİZMETİNE GÜVENEN KAZANACAK.VE FİKİR SAVAŞI BAŞLAYACAK.ÖZGÜRLÜK VE ADALET SUNAN HAKİM OLACAK. EZEN SÖMÜREN YOK OLACAK.SAYGI SELAM DUA UMUT

Ekre Şama

24.07.2008 - 12:01

Benim korkum da şu: Bunca patırtı kütürtüden sonra bir gün gelecek buraya kadar geldik diyecekler. Yine boşuna heyecanlanmış olacağız. Sususrlukta olduğu gibi. Amatemenni etmiyorum. Artık gerçekler bizim de bilmeye ve öğrenmeye hakkız var sanıyoum. Selamlar...

Adem şahin

24.07.2008 - 17:49

ELEBK

24.07.2008 - 23:32

Bunu bu gün ben de düşündüm, bariz sorgu yaptırılmıyor...Bunlara seyirci kalmanın cinayeti işlememekten daha ne farkı var? ,İyi niyetli, gariban insanlar öldürülüyor, bize seyrettiyolar...Elinize sağlık, Çok can yakıcı bir mevzu.