YAPAMAM DİYE BİŞEY YOK!

Nazmi HİSARLI - 22.04.2013


Bir fırsat çıktı, bikaç arkadaş, geçen hafta Uludağ’a gittik.

Nisan’ın ortasında Uludağ’da kış devam ediyor. Pist kaymaya müsait.

“Kayma”yı öğrenmeye karar verdim.

Yaş kaç?

55...

Başladık ders almaya...

Daha üçüncü dakika, Hoca:

“Niye öne eğiliyorsunuz?”

“Neden ağırlığınızı öne veriyorsunuz?”

“Niçin oturuyorsunuz?” diye sürekli olarak yanlışlarınızı söylüyor...

Kaygan bir zemindesiniz!

Ayakta zor duruyor, sürekli düşüyorsunuz...

Kayak taktığınız ayaklarınızı kontrol edemiyor, sağa-sola kayıyorsunuz...

İçinizden, “Galiba, bu iş çok zor...

Herhalde olmayacak...

Kaymayı beceremeyeceğim” diyorsunuz.

Vaz geçmek an meselesi...

Tekrar başa dönüyorsunuz...

Hoca, ki yaşı çocuklarımdan bile küçük, hatalarınızı sıralamaya tekrar başlıyor...

Bırakmak ve devam etmek arasındaki bıçak sırtı çizgidesiniz!

İşte, bu noktada azminiz galip gelmeli...

Asla pes etmemelisiniz.

Sabretmelisiniz!

Kararlı olmalı, “eğitim”e devam etmelisiniz!

Ben de öyle yapıyorum.

Yüzlerce defa düşüyorum.

Kalkıyorum...

Zorlanıyorum...

O kaygan zeminde, o tipili havada sırılsıklam terliyorum.

Yoruluyorum... Ayak-bacak ve kol, karın, sırt adalelerim ağrıyor...

Bırakmıyorum. Biraz dinlenip tekrar başlıyorum.

Sonra yavaş yavaş ayakta durabiliyor, kısa kısa kayabiliyorum.

Bunların hepsi 2 saat gibi bir süre içinde olup bitiyor.

Bir denge haline ulaşıyorsunuz... Yani kayak takılı ayaklarınız, kaygan zeminde bir denge halinde ayakta kalmayı başarıyor...

Kısa kayma mesafeleri yavaş yavaş uzuyor...

Vücudunuz, kayaklarla dengeli, “doğal” bir duruş haline geçiyor... Kendiliğinden...

Ve size bir güven geliyor...

“Yapabileceğim” diyorsunuz...

x   x   x

İkinci gün de oldukça çok düşüp kalkıyorsunuz.

Gayret, azim ve kendine güven sürmeli...

Bu arada, gayet güzel kayan yaşlıca bir bey vardı. Tanıştık. Yaşının 74 olduğunu söyledi. Demek o yaşlarda bile kaymak, hem de iyi kaymak mümkün!

x   x   x

Ve üçüncü gün...

Karar verdim en tepeye çıkacağım. Hoca olmadan!

800 metrelik pistin başındasınız...

Buraya ilk defa çıkıyorsunuz... Sis, pus ve tipi var...

İlk kaymada, yolu şaşırmamak için bir arkadaşınızın nezaret etmesini istiyorsunuz. Yardımcı oluyor (Ahmet Kaynar’a teşekkür ederim) ve bütün pisti, üstelik hızlıca ve düşmeden bitiriyorsunuz.

Sonra pistin tepesine tekrar çıkıyorsunuz ve kimsenin yardımı olmadan ve düşmeden, bazen hızlanarak, bazen yavaşlayarak aşağıya kadar iniyorsunuz.

İşte, bitti!

Evet, bir yarışçı değilsiniz ama kaymayı öğrendiniz...

Artık, kendi başınıza 800 metrelik pistte kayıyorsunuz.

x   x   x

Hiç kimse, hiçbir şeyi anasının karnında öğrenmedi...

Her şey, her yaşta öğrenilebilir. Yapamam diye bir şey yok...

Eski müdürüm, Atilla Kamar, “Yapan senden iyi değil!” derdi. Bu sözf isabetli, kimseden eksiğiniz yok. Başkasının yaptığını siz de yapabilirsiniz.

Daima denemek, denemek, denemek lâzım...

“Yapabilirim” demek ve “yapmak” lâzım!

 


Tarih: 22.04.2013 Okunma: 813

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?