TÜRK MİLLETİ...19...

Özgür DENİZ - 27.05.2012

Ey Türk Milletinin aziz ve necip evlatları! Sizler, tezlerle, antitezlerle, sentezlerle iştigal edemezsiniz. Sizlerin tek bir tezi, antitezi, sentezi vardır. O da kimliğiniz ve dininizdir. Sizler için, bunlardan başka gerçek yoktur. Başka gerçek arayanlar, kendilerini düşmanın kucağında bulacaklardır. Kimliğin bellidir, dinin bellidir. Ve ne kimliğini ne de dinini, zehirli düşüncelere payanda kılamazsın. Kılarsan namussuzsun.  Allah’a karşı hainsin. Peygamberine karşı hainsin. Ecdadına karşı hainsin. Allah’ın sözünün yanında söz olamaz. Peygamber’in sözünün yanında söz olamaz. Ecdadının yolu varsa, başka yol aranamaz. Ciğeri beş para etmez tiplerin peşinde kuyruk sallamak, ömür tüketmek sana yakışmaz. Milletine ihanet etmek, devletinin temellerini sarsmak, vatanına sahip çıkmamak, dinini nefsi heva ve heveslerine alet etmek, neslini zalimlerin elinde savunmasız bırakmak sana yakışmaz. Kötülüklere, özgürlük maskesi ardında geçit vermek sana yakışmaz. Batı denilen lanetliler zümresinin, domuzlar diktatoryasının girdiği delikten girmeye tevessül etmek sana yakışmaz. İsyancılara müsamahalı olmak sana yakışmaz. Ahlaksız ve adaletsiz otorite tesis etmek ve milleti bu otoriteye itaate zorlamak sana yakışmaz. Başka din aramak, başka kimlik aramak sana yakışmaz. Dinini ve kimliğini içi pislik dolu düşüncelere payanda kılmak sana asla yakışmaz. Dinini ve kimliğini; kapitalizme, komünizme, faşizme, kemalizme, anarşizme, liberalizme payanda kılmak sana yakışmaz. Kâfirlere, müşriklere, münafıklara yamak olmak, destek vermek sana kesinlikle yakışmaz. Öyleyse kendine yakışanı yap ey Türk Milletinin, İslam Dininin ve mukaddes vatanın evladı!

 

Son tahlilde; İman ettiğimiz yolda yürürken, kem talihin gadrine uğrarsak şehit olarak can vereceğimizi bilmeliyiz ve bu soylu sonun bilincinde olarak hazırlanmalıyız, yaşamalıyız. Şayet kalırsak, en güzel, hür ve aydınlık yarınlar bizleri beklemektedir bilmeliyiz. İnancımızı ve umudumuzu asla yitirmemeliyiz. Sabırla direnmeliyiz, yürümeliyiz. Kalbimiz ve beynimiz sağlam olmalıdır. Asırlarca hür yaşamış ve boy vermiş bir çınarın, kesilmeye, budanmaya ve aşılanmaya çalışıldığı ya da bu durumun gerçekleştirildiği zamanların tanığıyız. Hür limanlardan esir adalarına sürüklenmeye çalışılan ve müstekbirler karşısında mazlum hale düşürülen bir milletin hürriyetini iade etmekle mükellefiz, memuruz. Bu milletin ve bu coğrafyanın, güzel günleri hak ettiğine, bağımsızlığı arzuladığına, hürriyete ve türkü tadında bir yaşama herkesten daha çok layık olduğuna bütün beynimizle ve kalbimizle inanıyoruz. Sarsılmaz bir inancın duruluğu ile kaplıdır yüreğimiz. Yüksek idealler, büyük ülküler inancımızın ve umudumuzun direnç kaynağıdır. Âdem babamızın ve Havva anamızın çocuklarıyız. İnsan neslinin devamıyız. Hepimiz, kan ve can hazinesi aziz Anadolu’nun, masum ve yiğit insanlarıyız. Keskin bir duyarlılık ve ödünsüz bir bilinçle, yüzlerinden ızdırap ve acı akan Anadolu insanının kem talihini değiştirmeye ve yüreklere umut tohumları serpmeye ant içmişiz. Zincir vurulmayan umutlarla dolu yüreğimiz ve karanlığın perdesini yırtan aydınlık fikirlerle beslenmiştir dimağımız. Allah, yar ve yardımcımızdır. Yolumuz açık, bahtımız güzel olsun, talih bize gülsün. Âmin. Ey Müslüman Türk evladı! Titre ve kendine dön! Gök çökse de, yer sarsılsa da tefrikaya düşme, ilini ve töreni bozdurma.

 

 

‘’Atalarım İbrahim, İshak ve Ya'kub'un dinine uydum. Herhangi bir şeyi Allah'a şirk koşmamız bize yaraşmaz. Bu, Allah'ın bize ve insanlara olan lütfundandır. Fakat insanların çoğu şükretmezler.’’ Yusuf-38

 

 ‘’Ama onlara, "Allah'ın indirdiğine uyun!" denildiğinde, içlerinden bazıları: "Hayır, biz (yalnız) atalarımızdan gördüğümüz (inanç ve eylemler) e uyarız!" diye cevap verirler. Ya ataları akıllarını hiç kullanmamış ve hidayetten nasip almamış iseler?’’ Bakara-170

 

‘’Allah, inananların dostudur. Onları kopkoyu karanlıktan aydınlığa çıkarır. Küfredenlerin dostları ise Tağut'tur. Onları aydınlıktan derin karanlıklara çıkarırlar. İşte onlar ateş yaranıdır. Onlar orada temelli kalacaklardır.’’ Bakara-257

 

‘’Ve Allah’a, O’nun Elçisine duyarlılık ve bağlılık gösterin ve sakın birbirinizle çekişmeye girmeyin, yoksa yılgınlığa düşersiniz; cesaretiniz sönüverir, devletinizi kaybedersiniz. Ve zor durumlarda sabır gösterin: çünkü Allah, gerçekten, zorluğa göğüs gerenlerle beraberdir.’’ Enfal-46

 

‘’Gerçekte Allah katında din, İslam'dır. Ancak kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki ihtirastan dolayı ayrılığa düştüler. Kim, Allah'ın ayetlerini inkar ederse; şüphesiz ki Allah, hesabı çok çabuk görendir.’’ Al-i İmran-19

 

‘’Biz peygamberlerimizi KESİN KANITLARLA gönderdik, insanlar arasında ADİL BİR DÜZEN kurulsun diye. Onlarla birlikte kitabı ve ölçüyü indirdik.’’ Hadid-25.

 

‘’Sana ilimden bir nasip geldikten sonra, hak konusunda seninle tartışana de ki: "Gelin; oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, öz benliklerimizi ve öz benliklerinizi çağıralım, mübâhele edelim de Allah'ın lanetini yalancılar üzerine salalım." Ali İmran-61

 

 

‘’Sen, dinlerine uymadıkça Yahudiler de, Hıristiyanlar da, senden asla hoşnut olmazlar. Allah'ın hidayeti asıl hidayetin ta kendisidir, de. Şayet sana gelen ilimden sonra, onların heveslerine uyacak olursan; and olsun ki senin için Allah tarafından ne bir yar bulunur, ne de bir yardımcı.’’ Bakara-120

 

‘’Bütün müminler kardeştir. O halde, (her ne zaman araları açılırsa) iki kardeşinizin arasını düzeltin ve Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun ki O'nun rahmetine nail olasınız.’’ Hucurat-10

Tarih: 27.05.2012 Okunma: 630

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?