TÜRK MİLLETİ...12...

Özgür DENİZ - 23.05.2012

Bugün, ülkemiz, dünkülerin aksine gafillerle dolu ne yazık ki. Ufacık çıkarı adına, bir milletin istikbalini karartabilecek kadar gözü dönmüş gafillerle dolu. Muayyen ve mukaddes mefhumlarla, milleti aldatmaktan hicap duymayan tıyneti bozuk sefiller geziniyor aramızda. Milletinin genç dimağlarını umursamayacak kadar bencil, o genç dimağların temiz ve güzel hayallerini karartacak kadar haysiyetsiz, uzak umutlarını berhava edecek kadar acımasız zalimleri barındırıyoruz bünyemizde. Gençliğin dine yakın olmasından korkan ama içkiye, fuhşa, kumara yakın olmasını isteyecek kadar alçalmış ve hayvanlardan bile aşağı düşmüş seciyesi bozuk tiplerle dolu ülkemiz. Gerçek, saltanatını sarsacağı için, gençliği, gerçekten uzak tutan hainler kol geziyor meydanlarda. Süslü nutuklarla gerçeği kamufle ediyorlar. Kendini bilmeyen, ecdadını tanımayan, sürekli dünyalık peşinde koşan, partisinin ve cemaatinin tapıcısı olmuş, yüce ülkülerden ve inkılâplardan bihaber olan, dinini-vatanını-milletini ve devletini korumaktan aciz korkaklar sürüsüyle lebalep vatan toprağımız. Ahlaktan ve adaletten behresizler sürüsü tarafından kuşatılmışız. Milletin kanını emenlere karşı boyun büküyoruz. Hatta milletin kanını emenlerin yolunu açıyoruz, onlara yılışmayı marifet sanıyoruz. Milletin malını, namusunu korumak yerine yağmalayan yamyamlara dönmüşüz. Millete saygı hayal olmuş. Dün Atilla’nın karşısında diz çöken Papa’nın, bugün kendisi karşısında diz çökmekten hicap duymayan gafiller kaderimizi çiziyorlar ne hazin ki. Dün Kürşad’ın yaptığını, bugün Kürşad’ın meydan okuduğu kâfirler sürüsü yapıyorlar, üstelikte Kürşad’ın torunlarına karşı. Hz. Hüseyin’in katili olan Yezidiler sürüsü bugün katledecek yeni Hüseyinler aramaktalar. Ülkemiz de fitne ve fesat kol geziyor ama biz uyuyoruz. Hainleri kucaklamaktan, öpmekten sarhoş oluyoruz. Ne çabuk aldanıyoruz, ardımızdan kuyu kazanlara, kazan kaldıranlara. Oysa fitnecilerin kaderi katledilmektir. Düşmanla işbirliği yapıp, kardeşi kardeşe kırdırmaya yeltenenlerin ve devlet gücünü zayıflatıp, milletin kaynaklarının israfına sebep olanların daima kelleri alınmıştır ve bu diğer hainlere ibret numunesi olmuştur. Suç aynıdır ama tavır farklıdır. Bu yüzden de izzetsizce yaşamak ruhlarımıza sinmiştir. Düşmana haddini bildirmek değil, düşmandan bir işaret beklemek zilletine katlanmak kaderimiz olmuştur. Ecdadımızdan utanmalıyız ve biz, bu kaderi bozmalıyız!

 

Evet dostlarım! Hedefteyiz bilmeliyiz. Artık kendimize gelmeliyiz. Kim olduğumuzun farkına varmalıyız. Oyunumuzu iyi kurmalı ve dikkatli oynamalıyız. Kurulan oyunları anlamalı ve bozmalıyız. Kimliğimizden, dinimizden, kültürümüzden taviz vermemeliyiz. Kimliğimizden hiçbir şartta ve koşulda feragat edemeyiz. Dinimizi hiçbir şartta ve koşulda arkaya itemeyiz. Ecdadımızı inkâra tevessül edecek kadar alçalamayız. Değerlerimize, töremize muhalefet edemeyiz. Temellerimizi sarsmaya çalışanlara müsamahalı olamayız. Üstat Cemil Meriç’in şu sözü nice gerçekleri bir çırpıda anlatıvermektedir; ‘’bütün camileri yıksanız, bütün Kur’an’ları yaksanız, Batı’nın gözünde Osmanlısınız. Osmanlı, yani İslam.’’ Tıpkı içimizde ki Batı uşaklarının karşılarında olduğumuz gibi. Hatta üstadı bırakalım, Yüce Allah uyarıyor bizleri; ‘’ Kendi dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar senden asla hoşlanmayacaklardır. De ki; ‘Doğru yol, sadece Allah'ın yoludur.' Eğer sana gelen bilgiden sonra, onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah tarafından ne bir dost ve ne de bir yardımcı bulamazsın.’’ Evet, bizim kim olduğumuz bellidir ve derinizi soyup atsanız yine kendinizi değiştiremezsiniz ve kâfirlere beğendiremezsiniz. İlle de ben alık olmaya hevesliyim derseniz, ona bir diyeceğimiz olamaz. Ama alıklıkta, gerçeği değiştiremez. ‘’Küfür tek millettir.’’ Diyor Allah’ımız. ‘’Ancak Müminler kardeştirler’’ diyor yine Allah’ımız. Evet, küfür, Hak karşısında daima tek millet olmuştur. Hatırlayın Uygurların bir sözü vardı; ‘’köyün itleri küs olsalar da kurdu görünce birleşirler.’’ Kavga, kadim bir kavgadır ve boş, lüzumsuz bir kavga değildir. Hakkın ve batılın kavgasıdır. İmanın ve küfrün kavgasıdır. Salipin ve Hilalin kavgasıdır. Şirkin ve tevhidin kavgasıdır. İyinin ve kötünün kavgasıdır. Dinin (İslam’ın) ve dinlerin (yani bir nevi dinsizliğin) kavgasıdır. Şu ayet mutlak ve yegâne din gerçeğini apaçık şekilde ortaya koyan bir ayettir;‘’Allah katında din İslam’dır.’’ Ve ecdadımız bu kavgada iyi taraftadır, Hilalin mümessilidir, tevhidin davacısıdır, dinlerin değil dinin yanındadır, Hakkın ve halkın safındadır, imanla koşmakta ve coşmaktadır ve böylece hükümdarıyla ve milletiyle aynı nokta buluşmaktadır.

Tarih: 23.05.2012 Okunma: 617

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?