SÖNMEYEN MEŞALE:NECİP FAZIL

Özgür DENİZ - 14.05.2008

              Mukaddes davanın, mümeyyiz vasıflarla teçhiz olmuş mümtaz ve necip şahsiyeti. Mütemadiyen bıkmadan, usanmadan dehşetli bir mücadele veren, çilenin ve ıstırabın en yoğununu yaşamış, velut kalemi ile engin tecrübesinin ve kültürel hamulesinin aydınlığında layemut eserler ihdas eden, fikir hayatının eğilip bükülmeyen muazzez münevveri. Türklüğün küllenmeyen ateşi, mukaddes davanın batmayan güneşi. Gönüllerin sultanı. Asırlara hitap eden hatip. Yalansız yaşamayı şiar edinmiş söz ustası. Aydın ihanetine karşı istikameti şaşırmayan keskin ve bükülmeyen bir ok. Hakka esarette hürriyeti bulan bir gönül eri. Kanatsız bir kuş misali uçtu gitti, edebiyat bahçemizde derin ve köklü izler bırakarak sonsuzluk alemine…sessizce…

               Kederin gölgesi kaldı artık geride…

               Dev dalgalara karşı bir ömür direnen fikir gemisi ebediyete kayıp gitti apansız, aniden kayan yıldızlar gibi… geride fikrinden arta kalan dalgalar yaratarak…

               Asrımıza ebedi baharları yaşatan düşünce vadisinin suları çekildi ve yerini gönülleri kasavetlendiren yalancı baharlara, beyinleri kirlendiren edebiyat müsveddelerine, zampara edebiyatı yapan, milli ahlaktan, milli sezgiden ve milli hissiyattan yoksun nevzuhur züppelere bıraktı gitti…

               Fikir fırtınalarında semalarda bir al bayrak gibi dalgalanan düşüncenin sancağı apansız toprağa düştü. Zira ömür sınırlıydı ve sırası gelen ebediyete irtihal ediyordu, sonsuzluk yolculuğuna uzanıyordu. Bu muhakkaktı. Fakat sesi hala gönüllerde makes buluyor, soluğu genç ruhlara hayat veriyordu.

               Türk'ün ölümsüz ruhu adına, çağın soytarılarına ve maymuncuklarına karşı demir bir yumruk ve çelikten bir kaleydi.

               Bir yıldırım gibi inivermişti karanlığın hüküm sürdüğü, baykuşların tünediği, menhus zihniyetli ve rezil ahlaklıların işgal ettiği fikir meydanına.

               Ölüm ki; bir avcıdır, dolanır durur peşimizde biteviye. Bekler ki; punduna getire ve ala kollarına acımadan. İnsafsızdır o. Kader çizgisinin bitiş noktasında her faninin mukadder akıbetidir. Ne çelik gövdeler direnebilir ona, ne de demir yumruklular. Amansız ve keskin bir oktur o, yayından boşanıverdi mi acımaz deler geçer. Ne saray dinler, ne de kral. O kollarını açtığı an hepsi çaresizdir. Ebedilik ümidi, sonsuzluk sevgisi, korkunun muhalifidir, ölümün acımasız ve haşin göğsünde. Tuzağından kurtulan görülmemiştir insanlık tarihinde, bir tek tanık yoktur kurtuluşa dair.

               O bir destandı. Bağrında Türk'ün soylu mücadelesini barındıran. Fikriyle zamana direnen, kuvvetinin menbaı İSLAM olan. Sessiz bir milletin haykıran ve zulme isyan eden soylu bir evladıydı. Yüce bir medeniyetin sorumluluğunu yüklenmiş ve azgın dalgalara karşı varoluş kavgasını veren yorgun bir vapurdu adeta fikir denizinde yüzerken. Aydın ihanetinin, tiranların, fikirsizliğin ve cehaletin mengenesinde sıkışıp kalmış bir halka ab-ı hayattı.

               Fahişe fikirli soytarılara karşı susturulamayan bir yürek, gençlik bayrağını mavi semaların engin koynunda dalgalandıran çelik bir direkti o. Umulmadık bir anda, talihsiz bir zamanda ama en güzel tonda usulca düştü toprağın yumuşak göğsüne. Düşmana inat bir gün fazla yaşamaya sevdalıydı beklide..!

               Bir yolcuydu, ama yol açıyordu açılan yollardan gitmek yerine. Çünkü; belirsizliğe uzanıyordu açılan yollar ve kendisiyle birlikte bir milleti belirsizliğe sürüklemek ağır bir ihanetti ve bunun doğruluğuna şahadet etmek acımasız ve kahpece bir yalandı ki; yalanı asla sevmez, sevemezdi, yalansız yaşamaktan ödün vermezdi. Yorgun yılların ağır yükü omuzlarında mecal bırakmadı, usulca ve soyluca bırakıverdi kendini toprak ananın yumuşak göğsüne cansız bedenini.

               Fikir maratonunun en hızlı, en kahraman koşucusuydu. Engel tanımazdı. Başlattığı koşuyu en şerefli bir şekilde ikmal etti ve bayrağı ardı sıra gelenlere tevdi etti, semaya yükselttiği halde. Fani koşuyu ikmal ederken, sonsuzluğun koşusuna mukaddime yapıyordu. Bu yola bu bilinçle çıkmıştı zaten. Son tahlilde yayından boşalan ok hedefine vasıl olmuştu.

                 Şimdi o'nun uzaklardan gelen sessiz terennümlerini işitiyoruz, sessizliğin kalbinden… Bizlere ebediyetin enginliğinden sesleniyor sanki… Sonsuzluğun türküsünü terennüm ediyor ince ince bilinmezliğin enginliğinden… Yaktığı meşaleyi asla söndürmeyeceğiz, yükselttiği bayrağı asla indirmeyeceğiz, indirtmeyeceğiz… Söz verdik biz, söz namustur biliriz…

                 Şimdi, onsuz öksüz kaldı edebiyat bahçemiz, fikrin çiçeklerinin boynu bükük onsuz… Şimdi sönük biraz meşalemiz… Ziyasız alınlarımız… Fersiz gözlerimiz… Davamız yetim kaldı yokluğunda… Şimdi yarım kaldı koşularımız… Suskun yüreklerimiz… Mecalsiz ayaklarımız yürümeye… Biraz daha yorgun gövdemiz… Dermansız bileklerimiz… Şimdi biraz daha kirli dünyamız… Yalanlar savruluyor, yürekler kavruluyor alemimizde şimdi… Baharların tadı yok onsuz… Şimdi tuzsuz hayat, o tuzuydu hayatın…

                 İnsanoğlu kanatsız kuştur, uçar gider...!

                 Ve susar alem, susar insanlık.

                 Çaresizlik en beter ölüm!

                     RUHUN ŞAD, MEKANIN CENNET OLSUN NECİP ÜSTAD.

             … sen aydınlıktın, karanlıkla savaşmadın, çünkü; sen geldiğinde o yoktu. Senin onunla savaşmaya ihtiyacın yoktu zira..!

                    

                  NOT:(değerlerimizin kıymetini bilmemiz, onların izini sürmemiz, onların kavgasını sahiplenmemiz, onları bu toprağın çocuklarına tanıtmamız temennisiyle NECİP FAZIL üstad olmak üzere, CEMİL MERİÇ, NURETTİN TOPÇU, EROL GÜNGÖR, SEZAİ KARAKOÇ, İSMET ÖZEL, OSMAN YÜKSEL SERDENGEÇTİ, REMZİ OĞUZ ARIK, DÜNDAR TAŞER, NURİ PAKDİL, VE TOPRAĞIMIZIN ÇOCUĞU OLMASADA YÜCE ÜMMETİN ŞEREFLİ BİR FERDİ OLAN DÜNYACA ÜNLÜ SOSYOLOG VE ŞEHİT DOKTOR ALİ ŞERİATİ ÜSTATLARIN ANISINA KALEME ALINMIŞTIR VE LAKİN BİLAHERE BU ÜSTADLARIN BAZILARI İÇİN ÖZEL MAKALEDE KALEME ALMAYI DÜŞÜNÜYORUM İNŞAALLAH RABBİM ZİHNMİZİ AÇSIN YÜREĞİMİZE GÜÇ KATSIN KALEMİMİZİ KESKİN EYLESİN VE HAKİKAT EKSENİNDE BİZLERİ YÜRÜTSÜN.amin.)

 

Tarih: 14.05.2008 Okunma: 586

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

özgür deniz

18.04.2008 - 18:11

teşekürler çok acı bir gerçeği ve dehşetli bir adaletsizliği ifşa ettiğiniz için.

özgür deniz

18.04.2008 - 18:11

teşekürler çok acı bir gerçeği ve dehşetli bir adaletsizliği ifşa ettiğiniz için.