MHP-CHP-AKP...

Özgür DENİZ - 17.09.2010

Bu yazıyı halkımın da düşüncelerine dayanarak yazıyorum lütfen yanlış anlaşılmasın. Ciddi bir çoğunluğa fikir danışarak serdedilen düşüncelerdir yani.  Üstelik tek bir düşüncenin savunucularına da değil, her düşüncenin savunucularına danışılmıştır. Ben görüneni yazıyorum, kafadan bir şey söylemiyorum. Yazılanlar yanlıştır diyebilirisiniz ama sonucu da görmezlikten gelemezsiniz. Eğer yanlışsam, yanlış olduğum yerlere anti-fikirle mukabelede bulunursunuz ve bende yanlış olduğuna kani olursam gocunmadan düzeltirim. Düşünceyle savaşmak yüceltir biliriz. Zaten ideal olana göre değil reel-politiğe göre bir değerlendirmede bulunmaktayım. Zira ideal-politiğe göre değerlendirecek olsam konuşmazdım çünkü hiçbirisinin konuşulacak durumu yoktur ideal-politiğe göre hatta bu minvalde değerlendirilecek hiçbir parti yoktur şu an. Bütün çabam; ülkem ve halkım içindir ve bu bilinmelidir. Eğer ülkemin ve halkımın çıkarından gayrı bir grubun çıkarını düşünüyor ve ona göre söz ediyorsam şerefsiz evladı olayım ve Allah beni ıslah etsin, affetsin. Âmin.

 

 

AKP neden kazanır? Halkın değerleriyle az ya da çok fark etmez mütenasip olduğu için. Ahlakiliğe az ya da çok önem atfettiği için. Ahirete az ya da çok fark etmez inandığı ve topumda inananında çok olduğu için. Bu yüzden toplumda ölüm düşüncesi ve ahiret düşüncesi sürekli olarak ötelenir ve gözlerden ırak tutulur ve yok olması için darvinist propagandalar yapılır. Liderinin ve müntesiplerinin halkın değerlerine uygun şekilde yaşıyormuş gibi göründüğü için. Halkın içine karışabildiği için ve bu yüzden halkın bunları kendisinden biri gibi gördüğü için. Osmanlının mirasına iyi-kötü sahip çıkmaya çalıştığı için. Dine az ya da çok önem atfettiği için. Zaten bu ülkede politik neticeleri tayin eden en kuvvetli unsur kim ne derse desin din ve toplumsallaşmış değerlerdir. Bu yüzdende değerler sürekli yozlaştırılma seanslarına tabi tutulur ve değerlerine bağlı olan bireyler yadırganır ve değerlerine uzak kalması sağlanır. Bu halk, sürekli içkiyi yasaklıyorlar diye höykürenleri asla sevmez, ekranlarından bu toplumun ahlaki temellerini sarsanları kesinlikle tasvip etmez, lanetli dizilerde tecavüz vb iğrençlikleri toplumun damarlarına zerk etmeye çalışan ahlak cellâtlarına sürekli lanet okur. Halkın dilinden anladığı ve o dili etkili şekilde kullanıyor göründüğü için. Medyanın ve sermayedarların kim olduklarını iyi bildiği, oyunlarını sezdiği ve bunu halka çok iyi anlattığı için. Ve bir yerde bunlara karşı mücadele veriyor görüntüsü oluşturduğu için. Halkın kendini fişleyenlere karşı nefret duyduğu için. Halkın, çocuklarının ülkenin muayyen kurumlarında ayrımcılığa maruz kaldıkları için ve buna karşı sadece bu partinin mücadele veriyormuş gibi görüntü sergilediği için. Halkın, evlatlarının teröre bilerek kurban edildiğini düşündüğü ve bu yönde düşündürecek şekilde gelişmeler olduğu için. Siyonizmi bildiği için ve bir şekilde açık ya da gizli siyonizme karşı mücadele verdiği için. Misal: ‘’one minute’’ sözünün yankısı malumdur. İslam dünyasına önem atfettiği için ve bu dünya ile ilişkileri yüksek düzeyde tutmaya çalıştığı için. Kendisi yese bile halkın diğerlerinin de yediğine inandığı ve yerse de bu yesin ama hizmette etsin inancında olduğu için. Kendilerinden başka alternatif olmadığına halk tarafından inanıldığı için. Muhalefet edenlerin pasif ve kifayetsiz kaldığının düşünüldüğü için. Korkulara değil umutlara vurgu yapıyormuş görüntüsü sergilediği için. Halkın artık yaşamak isteğinin arttığı ve korkularla umutlarının çalınmasından bıktığı için. İdeolojilere göre mücadele vermenin önemini kaybettiğine inanıldığı için. Oysa gerçekte böyle bir şey yoktur ama kapitalizm bunun propagandasını yapmaktadır. İçini dökemeyenlerin dili olduğunun sanıldığı için. Ezilen kitlelerin duygularına tercüman olduğu gibi bir yargının oluşturulduğu için. Kardeşliğe vurgu yaptığı için. Herkesin malumu ki, Kürt kardeşlerimizden oy alabilen bir partidir, üstelik BDP denilen siyonizm uşağı partiden bile fazla almaktadır. Bu topraklarda hep zulümlere maruz kalmış kitlelerin vicdanlarına seslendiğinin düşünüldüğü için. Karanlık senaristlere karşı duruyor göründüğü ve onların netameli oyunlarını deşifre etmeye çalışıyormuş gibi imaj oluşturduğu için. Kurumlara yaslanmadan kendi ayakları üzerinde durarak politika ürettiği için. Kurumlara mukaddeslik atfetmeyip kurumlar içerisinde ki ihanetleri deşifre ederek kurumların normal seyrinde işleyişini istediği için. Ki muhalefetin gerçek kaybediş sebeplerinden en önemlisi budur. Çağı anlamaya ve çağa uygun politikalar üretmeye çalışıyormuş gibi görüntü yaratmayı başardığı için. Kurumların haksızlıklarına direndiği için. Bu söylediklerimize sahip çıktığı düşünülen cemaatlerin de yoğunlukta olduğu ve o cemaatlerinde AKP yi desteklediği için. Evet, karizmatik bir lideri var. Hitabeti çok güçlü bir lideri var. Ağzı laf yapan bir lideri var.  Ama bunlar bence önceki saydıklarıma göre tali durumlardır. Zira önce ki saydıklarım olmasında görünüz bakalım bu başarıyı yakalayabiliyor mu?  

 

 

CHP neden kaybeder? Sayın Deniz Baykal’ın karizması, hitabeti vs çok mu kötü? Mücadelesi çok mu pasif düzeyde kalmaktadır? Bence asla böyle bir durum yoktur. Ama yoldaşları arasında bu toplumun değerleriyle çatışanlar var, ecdada muhalif olanlar var, tarihe küfredenler var partisel bazda olmasa bile kendilerini destekleyen aydınımsılar ve medya bazında var bu, dine ciddi düzeyde uzak olanlar var. Vatan kavramını önemsiz görenler var. Karanlık olayların deşifre olmasından korkanlar var hatta karanlıktakilerle işbirliği içinde olanlar var. Toplumun ortak değerlerine muhalefet edenler var. Ki peygamberi alaya almaya yeltenenleri biliyoruz. Medyayla bir olup toplumsal değerlere saldıranlar var. Sermayedarlarla iş pişirenler var. Bu halk kendine ‘’kıllı göbekliler’’, ‘’bidon kafalılar’’, göbeğini kaşıyanlar’’ diyenlerle birlikte olanları sevebilir mi sizce? Bu halk, emeğini gasp edenleri, devletini soyanları, soyup kaçıp doyanları ve bunlara arka çıkanları affedebilir mi? Hadi yiğitlerim, mücadele verin, arkanızda biz varız, durmak yok sabırla ateşe devam diyerek TÜSİAD denilen organizasyona arka çıkanları halk nasıl sevebilir ki ve destekleyebilir ki? Yalılarda, katlarda, saraylarda saltanat sürenlere halkı köle kılmak isteyenlere bu halk sevgi besleyebilir mi? Sol nedir siluetine (muhtevasına-özüne değil) baktığınızda? Emek savunuculuğudur. Bağımsızlıktır. Yoksulların destekçisi ve sesi olmaktır. Sermayenin muhalifidir. Peki, siz CHP nin hiç emekçilerden, yoksullardan, bağımsızlık yanlılarından ciddi düzeyde oy aldığını gördünüz mü? En azından referandum haritasına bakınız lütfen, nerelerden oy almış sarih olarak ortadadır. Ya da bu kitlelerin CHP yi desteklediğini gördünüz mü? Niçin hep medya ve sermayedarlar desteklerler CHP yi? Niçin sahillerin partisi haline gelmiştir CHP hiç düşünülmekte midir? Yoksul kitlelerden niçin en çok oy AKP ye ya da bir benzerine çıkar? MHP bile CHP den daha çok oy almaktadır yoksul kitlelerden.  Peki, böyle bir partinin sol parti olduğunun garantisi nedir? Bir kitle (medya-Tüsiad) kendi eceli olacak bir yapıyı destekler mi oysa? Ama medya ve sermaye destekliyor işte nasıl bir garabetse? Deme ki medya ve sermaye ya CHP iktidarından korkmuyor ya da CHP iktidarının kendilerine zarar vereceğini düşünmüyor, bilakis kendilerine nimetler yağdıracağına inanıyor. Ki bugüne kadar nasıl olduğu hepimizin malumudur. Kurumlara dayanarak politika üretmek nasıl bir şeydir ve halk buna destek olur mu? Sürekli korkulardan beslenmek nereye kadardır? Fail-i meçhulleri deşifre etmeye yanaşmayanlara halk nasıl inansın? Sürekli korku politikalarıyla halkın yaşamından çalanlara halk niye güven duysun sizce? Kendisi geldiğinde, dinine ve değerlerine darbe vuracağına inandığı bir yapıyı halk destekler mi sizce? CHP ne yaptı? Hep Atatürk Atatürk dedi durdu, laiklik dedi durdu, içki dedi durdu, giyim dedi durdu. Peki, halkın karnı doyurdu mu bu? Yoksulların istediği yaşamı verdi mi? Hayır. Peki, halk Atatürk ile mi yatıp kalkıyordu? Peki, halk laiklikle mi yatıp kalkıyordu? Ki bunu bir zamlarlar laiklik karın doyurmuyor, Atatürk demekle olmuyor diye bir CHP milletvekili de ifade etmişti ama sonra ne olduysa vazgeçti bu tür ifadelerden. Peki, halkın derdi milletin giyimi, laiklik vb miydi? Asla. Ama bu kavramlar birilerinin sömürü çarkını döndürüyordu ve sürekli korkuları besliyordu. Fakat halk bunlara asla prim vermedi. CHP nin kendini yasladığı medya ne yaptı? Sürekli milletin inancıyla alay etti durdu. Sürekli Atatürk üzerinden bu milleti ezdi, sömürdü, bu milletin umutlarını çaldı.  Oysa bunlar Atatürk’ü ne sevebilirdi ne de savunabilirdi. Daha geçen gün hürriyetleri boğan ve hürriyetin ‘’h’’ sinden çakmayan, kuruluşu siyonist katil devletin kuruluşuyla aynı zamana denk gelen yapının eskiyen ve kenara bırakılan, hatta bu ülkenin bölünmesinden bahsedecek kadar haddini aşan müdürü aynen şunu yazdı Sezen Aksu isimli sanatçı için, İzmir de ki bir sokaktan isminin kaldırılmasına yönelik olarak: ‘’ ömrünü mini etekle geçirmiş biridir Sezen Aksu’’ peki bu toprakların çocuklarıyla ne ilgisi var bunun. Yemin ediyorum aynen yazdı bunu. Gezerse gezsin millete ne. Ama o eskimiş müdür ve avanesi sürekli olarak her şeyi bir kadehe ve mini bir eteğe indirgiyordu, yücelişin yolu kadehten ve mini etekten geçiyordu. Peki, millet bunlara niçin itibar etsin? Millet bunlarda ne bulacak? Bunlar milletin hangi derdine derman olabilir Allah aşkına? Millete, ahlaka, adalete, insanlığa, haysiyetli yaşamaya, şerefli olmaya dair ne verebilirler?

 

 

MHP neden kaybeder? MHP ilk evvelde söylemlerine mütenasip eylemler de bulunmadığı için kaybeder. Teşkilat bünyesinde derin odakların elamanları olduğuna inanıldığı ve kendisi de eylemlerde pasif kalarak bu imajı güçlendirdiği için ve o elemanların MHP yi halka rağmen ters yönde kanalize etmeye çalıştığı için kaybeder. Kurumlara, suçlarını görmeden tavizsiz destek çıkıyor görüntüsü oluşturduğu için kaybeder. Yoksullardan oy aldığı halde zenginlerin saflarındaymış gibi bir algı oluşmasına yol açtığı için kaybeder. Kendi evlatlarını yiyenlere karşı ciddi bir duruş göstermekte aciz kalıyormuş gibi durum sergilediği için kaybeder. Halk indinde yanlış imaj oluşturduğu, sol partilerin payandası olarak görüldüğü düşüncelerine sebep olduğu için kaybeder. Ha bunu birileri özellikle yapıyor olabilir ve halkı yanıltmaya çalışıyor olabilir ama parti tavanı da buna engel olmak ve halkı aydınlatmak zorundadır. Yani geçende internet sitelerinde ki bir haber dikkat çekiciydi: bir taksi, taksinin ayna bölümünde üç hilalli bayrak, içinde bir adam, bir eli bozkurt işareti yapıyor bir elinde CHP bayrağı. Yani halka yansıyan bu görüntü hangi düşüncelerin doğmasına neden olur Allah için? MHP teşkilatı halkta yanlış yargıların-algıların oluşmasına neden olan bu tiplere hadlerini bildirmelidir mutlak şekilde. Ya taşıyamaz mı denebilir, taşısın ama kardeşim o zaman kendi partisi ne olacak? Bunu da düşünmesi gerekir bu tip kişilerin. Halkın, teşkilat bünyesinde, ortak toplumsal değerlere muhalefet edenlerin bulunma ihtimaline inandığı için kaybeder. Toplumsal değerleri savunmakta pasif kaldığına inanıldığı için kaybeder.  Halka karşı yapılan zulümlere sert tepki veremediği için kaybeder. Ocaklarda ki gençlik kitlesini iyi organize edemediği için kaybeder. Tıpkı CHP gibi sermayedarlara ve medyaya önem atfettiği için ya da önem atfediyormuş gibi görüntü sergilediği için kaybeder. Onlara karşı (medya ve sermaye) şiddetli ve açık mücadele veremediği için kaybeder. Türk töresine ve İslam dinine düşman olanlarla değil de, sürekli Türk töresine ve İslam dinine önem atfeden yapılarla mücadele ediyormuş gibi bir görüntü oluşturdu için kaybeder. Eskiye sırt çevirdiği için kaybeder. Yani seçimden önce ‘’eski’’ diye nitelenen ülkücülere söylenenleri hangi vicdan tasvip eder Allah aşkına? Halkın diliyle konuşamıyormuş gibi bir imaj yarattığı için kaybeder. İçini çok iyi kontrol edemeyip, bazı tiplerin halkın nefretini çekecek şekilde aykırı konuşmalar yaptığı için kaybeder. Sayın rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş zamanında ki Nusret Demiral denilen kişinin ezanla ilgili konuşmasını ve karşı tepkiyi düşünün. Korku politikalarına prim veriyormuş gibi görüntü oluşturduğu ve bunu sürekli besliyormuş sanıldığı için kaybeder. Kurumlara mukaddeslik atfedip içinde ki kötülerin ayıklanmasına fırsat tanımadığı için kaybeder. Ve kurumlarda ki haksızlıkları ve ihanetleri dile getirenleri vatan hainliği ile itham ettiği için kaybeder. Kendi dayandığı temellere ileri düzeyde sahip çıkamadığı ya da belli bir sınıftan çekindiğinden dolayı sahip çıkmadığı için kaybeder. Cemaat yapılarıyla iletişim kuramadığı için kaybeder. Zira iletişim kurmak ayrıdır, yapılan yanlışlara sakin ve tutarlı bir dille cevap vermek ayrıdır. Ki karşı çıktığın durumları nasıl anlatacaksın iletişim kurmaksızın? Gençliğini olumsuz yönlerde yönlendirenleri ifşa edemediğinden ve onlara karşı şiddetli mücadele vermekte pasif kaldığından kaybeder. Yeni zamanlara yeni söylemlerle hazırlanmadığı için kaybeder. Sürekli bölünüyoruz deyip durduğu için kaybeder. Çünkü bu gerçekten çok kötüdür. Toplumun psikolojisini bozmaktadır. Yani korktuğunuz kimdir bir defa? PKK mı bölecek bu ülkeyi Allah aşkına? Siz hizmet üretmekle meşgul olacaksınız. Yeni söylemler üreteceksiniz. Yaşamı azaltmayacak çoğaltacaksınız. Büyük Türkiye’nin çocukları olmamızı sağlayacaksınız. Her alanda yeni üretimler yapacaksınız, yeni teoriler geliştireceksiniz. Hülasa; Türk-İslam düşüncesine sonsuz sadakatli olamadığına ve eylemlerinin temelini bu düşüncenin oluşturduğuna inanılmadığı için kaybeder. Teşkilat bünyesi içinde, ekranlar karşısına geçip, liderden bağımsız olarak sürekli konuşan, laf kalabalığı yapan kişilerin bulunmasından dolayı kaybeder. Ve bir an önce Sayın Dr. Devlet Bahçeli bu tipleri teşkilat bünyesinden tard etmelidir ya da pasif kılmalıdır bunları ve parti politikasında bir reorganizasyona gitmelidir, temelini Türk-İslam düşüncesinin oluşturacağı.

 

 

Bugün bu konuda fikir serdedenlere asla inanmayınız, olayın özü, özeti budur şerefimle temin ederim sizi. Yani aslında yönetmek çokta zor olan bir şey değildir ama zormuş gibi gösterilerek yöneticilerin yaptıklarının onaylanmasını ve ses edilmemesini sağlamaya çalışıyorlar. Ve bazı durumların halktan bağımsız olduğu gibi bir algı oluşturmaya çalışıyorlar. Kimse kusura bakmasın ama ne Batı denilen yamyamlar topluluğu (Kemal Tahir’in ve Frantz Fanon’un deyimiyle), ne de ABD denilen yeryüzü şeytanı bütün Müslüman-Türk Milletini yönlendirebilecek güce sahip değildir. Herkes suçu kendinde aramalıdır ve aynaya bakma yürekliliği göstermelidir. Türk Milleti aptal değildir. Ama bazı şerefsizler aptal muamelesi yapmaktadırlar.  

 

 

AYRINTILAR:

 

BİR: Bu millete koyun sürüsü diyen domuz sürüsü mevcuttur bu topraklarda. Bu millete Atatürk zeki derken birilerinin aptal demesi daha layık görülmektedir bazı aptallar, şerefsizler nezdinde.

 

İKİ: KPSS de hırsızlık yapan şerefsizleri bulun ve halk meydanında kurşuna dizin. Bunu ciddi olarak söylüyorum. Yüz binlerce gencin emeğini gasp eden, alınterinin heba olmasına yol açan, beslediği umutları berhava eden bu kansızların, soysuzların, şerefsizlerin, alçak ve aşağılık insanların halk meydanında kurşuna dizilmesi bile ödüldür. Bunların lağım çukuruna gömülmesi gerekir yemin ediyorum. Bir insan bu kadar kahpe olamaz be. Çalışan ve hakkı ile 90 alan ve kimbilir kaç yıl sonra bunu alan ve nice güzel hayaller kuran bir genç ne yapacak şimdi Allah aşkına? Bunlar insan mı be? Bunlar domuz bile olamazlar şerefsizim. Yazıklar olsun ey siz hakların heba olmasına neden olan it soyları!

 

 

ÜÇ: Sayın Başbakanım Milli Basketçilere vermiş olduğunuz 28,5 milyon Türk Lirasını nasıl verebildiniz hayret ediyorum. Yani zat-ı âlinizden hiç beklemezdim bunu. O kadar memurunuza zam vermekte binler tereddüt içine düşen sizler nasıl oluyor da bir çırpıda o kadar parayı verebiliyorsunuz? Ne yaptılar ki hak edecek? Hadi hak ettiler diyelim bu kadar da çok değil mi? Hani para yoktu memura vermek için. Emekliye vermek için. Ülkemin eğitim kurumlarının vs kurumlarının hali pür melali göz önünde iken üstelik. Yani bu insanların; insanlığa, ülkelerine, adalet vb mücadeleye ciddi düzeyde hangi katkıları olmuş? Bunu durdurmalısınız bence Sayın Başbakanım. Bence o para toplumun ortak hazinesidir ve toplumun ortak hazinesinin toplumun müsaadesi olmadan hiç kimseye verilmesi tasvip edilemez.

 

 

DÖRT: Ülkemizde ki Liberal bozmalarına ve Batılı yamyamlara asla kanmayınız Sayın Başbakanım lütfen. Şimdi sıra daha ileri demokrasi için yeni anayasada diye çığırtkanlık yapmaktalar. Onların derdinin çok başka olduğunu zat-ı âlinizin bildiğinden şüphem yok. Çok iyi hukukçularla hazırlanmalısınız, çalışmalısınız. Ülkenin temellerini sarsacak durumlara müsaade etmemelisiniz. Bunların desteğini almak adına isteklerine eyvallah çekmemelisiniz ki çekeceğinizi de sanmıyorum Allah’ın izniyle. Lütfen dikkat Sayın Başbakanım! Çevrenizde ki mutemet adamlarınızı çok dikkatli seçmelisiniz.  

 

 

BEŞ: Artık, aydınlık, büyük, kendi ayakları üzerinde duran ve tam bağımsız bir Türkiye için verilmelidir bütün mücadeleler, bütün gayretler bu yönde olmalıdır. Terör bir an önce, gerekirse en şiddetli yöntemlerle sonlandırılmalıdır.

 

Son tahlilde: her durumda, her konuda, her adımda, her işte, her gidişte, her eylemde, sonsuz uyanık olunmalıdır. Başka ülke yoktur, başka millet yoktur, başka din yoktur, başka devlet yoktur. Birlik şarttır. Ülkenizi ve halkınız düşünüyorsanız namusluca mücadele etmek zorundasınız. İnsan da yoruluyor söylenirken be. Ülkesine ve halkına ihanet eden ne şerefsizdir, soysuzdur, alçaktır, aşağılıktır.

 

Tarih: 17.09.2010 Okunma: 622

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?