ÇILDIRMA NOKTASI...1...

Özgür DENİZ - 03.04.2010

Bu yazı bir çıldırma noktası yazısıdır!



Nasılda kaos egemen hayata. Paradoksların tutsağıyız adeta. İnsan, her yönde, dehşetli bir kuşatma altında. Medya, ideolojiler, siyaset ve televizyon, insanı sürekli parçalıyor, köleleştiriyor ve tüketimin nesnesi haline getiriyor. Samimiyet yok. Ahlakilik yok. Kimse gerçeği söylemiyor ya da kendi yalanlarının da açığa çıkacağından korktuğu için söylemekten kaçıyor. Yalanlar üzerine kurulan hayatların kuklalarıyız adeta. Gerçeğin güzel kokularına hasret kalmışız. İnsanca yaşayabileceğimiz bir dünya, bir düzen umuduyla yaşıyoruz her an. Hakkımızı alabileceğimiz bir düzen hasretiyle. Ve sanki herkes bu ortamdan, kıyısından köşesinden nemalandığı için, bir türlü düzenin tersine döndürülmesinden hoşnut değil gibi. Tabi, bu arada insan da çıldırıyor. Bazen Allah’la bile hesaplaşmaya giriyor. Tabi bu masumane bir hesaplaşma. Yoksa, hâşâ, haddi aşarcasına değil. Ki bendeniz bazen konuşurum Allah’ımla. Karşılıklı sorgulaşırız.



Allah, değil mi ki bizim dostumuz, öyleyse niye garipsensin ki, karşılıklı sorgumuz?


Misal, ben zulme karşıyım, elimden geleni de yapıyorum sonlanması için, ama, sonunda bende zulümlerin kurbanı oluyorum, adaletsizliklerin, hürriyetsizliklerin kurbanı oluyorum bu niye Rabbim diyorum ve cevabımı alıyorum vs.


Yoksa çıldırmamak elde değil, yemin ediyorum kafayı yiyeceğim. Bitmeyen kavgaların kurbanı oluyoruz, kavgayı yaratanlar bey gibi yaşarken kurbanları olan bizler sefaletin ve acının şarkılarını mırıldanıp duruyoruz, saçma, boş ve anlamsız dünyada. Rezilce geberip gideceğim diye korkuyorum. İnsanca bir yaşam yüzü göremeden. Birilerinin kurguladığı hayatın nesnesi olarak ömrümü tüketip gidecem diye çıldırıyorum. Öyleyse vur, dağıt, sorgula ve düzelmelere bir yol aç. Böylece, rahatla biraz olsun.


Şu partilere bir bakın Allah aşkına.


Halkçıyım diyene bakın. Sanki taş devrini yaşıyor. Zamanda donmuş kalmış. Ne dünden, ne andan ne de gelecekten haberi var. Halkla da bir ilgisi yok. Adı halk ama programı halksız. Terk edilince halkı suçluyor ama hizmete gelince kodamanların kölesi oluyor. Bu ne tenakuz? Bayım, benim de gülmeye, akıttığım alın terinin karşılığını almaya, yeniliklerden nasiplenmeye ve insan gibi yaşamaya hakkım var. Hangisini sundun ki benden ne istiyorsun? Sen ver geri almazsan o zaman hesaplaş. Bu topraklar da siyaset yap ama bu toprağın kodlarına muhalefet et. Bunu bilinçli mi yapıyorsun Allah aşkına? Bu ne ilkesizlik bayım? Bir insan ancak bu kadar ahmak olabilir.


Ayrıca, bu ülkeyi, yıllarca arka perdeden yönettiniz. Yegâne egemen güçtünüz, insanlar, devlet, kurumlar üzerinde. Her dediğiniz anında yapılırdı. Peki, ne haldeyiz bayım? Yüreklice sorgularsak, dürüst olursak halimiz pür melalimiz aşikâr değil mi? Şimdi durmuşsun başkalarını suçlayabiliyorsun. Peki, o kadar güç sahibiyken neredeydiniz baylar? Niye bu halkın gönlünde hizmetlerinizle taht kurmadınız ya da kuramadınız? Onca imkânı berhava ettiniz?


Sen hangi toplum içinde yaşadığını ve o toplumun değerlerinin neler olduğunu bilmeyecek kadar cahilsen siyasetle ne işin olabilir? Güçlü bir siyaset yapmanı bende çok istiyorum. İktidarsan iktidarlığını, muhalefetsen muhalefetliğini adam gibi yap bakalım oydan nasipsiz kalır mısın? Sizin gürültü çıkarmaktan başka işiniz yok mu Allah aşkına baylar? Cinayetlerde katledilenlerin kahir ekseriyeti ile aynı yoldaydınız güya ama ne yaptınız o karanlık cinayetlerin aydınlanması için söyleyin bakalım? Halkçısınız ya güya, gösterin bakalım teorik-pratik mücadelenizi alçak burjuvaya karşı. Neredeee… Bilakis kola kolasınız burjuvayla.


Ayrıca hangi yönünüzle millisiniz Allah aşkına bayım? Enternasyonal üyesisiniz bilakis. Peki, milli olmayan tohumun bu topraklarda yeşerme ihtimali olabilir mi sizce? Milli olmayan bir hareketin neşv-ü nema bulması ihtimal dâhilinde midir sizce? Ve enternasyonal üyesi olmakla, Mustafa Kemal’in ‘’bağımsızlık benim karakterimdir’’ fikrinin nasıl bir bağı vardır açıklar mısınız sayın baylar?


Sanki asla iktidar olmak niyetinde değilsiniz gibime geliyor. Ve yemin ediyorum bütün eylem ve söylemleriniz buraya çıkıyor. Yoksa yaptıklarınızın tersini yapar ve iktidar olabilme şansını yakalarsınız. Bence derin ve büyük bir oyun içindesiniz. Aldatıyorsunuz. Düşünüyorsunuz kendi kendinize, ulan iktidar olursam halkın devasa beklentileri var, ya karşılayamazsam o zaman tarihe gömülürüm. Hem bu şekilde arkadan her şeyi kontrol ediyorum hem de iktidar olma umuduyla milyonlarca kitleyi peşimden sürükleyebiliyorum ve bunun rantı da çok güzel diyorsunuz. Yalansam eylem ve söylemlerinizle yalanlayın beni. Lanetlenmeye hazırım yemin ediyorum aksini ispat ederseniz. Ve inanın istiyorum dürüst olmanızı, hatta iktidar olmanızı ya da keskin muhalefet yapmanızı.


ÇÜNKÜ SİZ, GERÇEK-Çİ-LİĞİNİZLE, KARŞINIZDAKİLERİ DE DAHA GERÇEK-Çİ DAVRANMAYA İTECEKSİNİZ VE BÖYLECE KAZANAN BEN OLACAĞIM, ÜLKEM OLACAK, İNSANIM OLACAK.


Milliyetçiyim diyene bakın. Vatan kuşatılmış( tabi bu derin bir Siyonist kuşatması ve kurumlardaki kuşatma, yoksa yerlilerin kuşatması değil, ama sen bundan muhakkak yerli kuşatmasını anlayacaksın, çünkü iş yerliye gelince sen de halkçılar gibi kükrüyorsun ama Siyonist’e gelince tık çıkmıyor, ne acı!), toprağımız kuraklaştırılmakta, değerler yok edilmekte ama bunların hiçbir şeyden haberleri yok. Varsa da Türk yoksa da Türk. Söylemleri de eylemleri de basınları da slagondan ibaret. Tamam kardeşim, elhamdülillah Türk’üm. Amma benimde insanca yaşamaya hakkım var. İnsani gereksinimlerimi karşılamaya hakkım var. Akıttığım alın terinin semeresini almaya hakkım var. Ülkemde, kendi özüme, kimliğime, kültürüme uygun şekilde, onurluca yaşamaya hakkım var. Yaşayamıyor musun? Diyeceksin. İnsaf, insaf, insaf derim utanarak. Körlük insanı kirletir baylar!


Ne yaptın beni sömürenlere karşı? Hangi söylemi ve eylemi ürettin vahşi ve alçak kapitalizme karşı? Bu halkı birbirine düşürmek isteyenlere karşı yaptıklarını anlat hele. Sen bunları yapacağına tutuyorsun şehitlerim dediğin gençliğin katilleriyle el sıkışıyorsun, teşrik-i mesai yapıyorsun ve seni terk edenleri suçluyorsun. Bu ne ilkesizlik bayım? Bu vatan çocuklarına karşı yapılan zulümlere karşı aldığın tavrı anlat hele. Ne yaptın Allah aşkına? Bu vatan çocukları vatanlarından sürüldü değerlerinden ödün vermemek için. Sen ne yaptın? Bu İslamcıların işi dedin. O zaman oyda onların hakkı olmaz mı bayım? Samimi olacaksın. Dürüst olacaksın. Bir kere ülkücü insan korkmaz.


Ama sen gerçek siyaset yapmaktan korktun ve korkuyorsun. Peki, burası vatanın değil mi senin? Sen Türk değil misin? Bir Türk kendi vatanında özgür ve namuslu siyaset yapmaktan korkar mı? Hem Müslüman’ım diyorsun hem de değerlerini sahiplenmekten ürküyorsun, bu nasıl iş efendiler? Ve siz İslam’ı temel almasanız bu ülkede nasıl bir karşılığınız olacağını biliyor musunuz? Öyleyse lütfen yüreklice mücadele ediniz ve kardeşlerinizle didikleşeceğinize, gerçek vatan hainleriyle, alçak din düşmanlarıyla hesaplaşınız. Sizin slogan atmaktan başka işiniz yok mu Allah aşkına baylar?


Söyleyin lütfen, İslam’ın ve Türklüğün mazlum evlatları ve Büyük Türk İmparatorluğu’nun emanetleri için (Filistin, Özbekistan, Doğu Türkistan, Gazze, Kerkük, Somali, Çeçenistan, Felluce, Kudüs, Irak vs.) neler yapıyorsunuz?  Ülkemin en yüce nişanını Türkistanlı canlarımı denize döken alçak katillere vermekle mi meşgulsünüz yoksa? Yoksa onlar başkalarının ilgi alanına girer mi diyorsunuz? Bugün Özbek soydaşlarımızın saf ve temiz kız evlatları Siyonist köpekler tarafından kaçırılmakta ve türlü yönlerden arızalı Yahudilere peşkeş çekilmekte ve buna dayanamayıp öldüğünde ise organları satılmakta. Buna karşı bir eyleminiz, bir söyleminiz var mı Allah aşkına?


Bunları söylerken ağlıyorum beyler, yüreğim kanıyor, ruhum daralıyor, beynim donuyor. Ben insanım bayım! Ben İslam’ım bayım! Ben Türk’üm bayım! Kardeşlerimle değil düşmanlarımla savaşmakla yükümlüyüm. İç düşman ya-ra-ta-mam avunmak için. Benim asıl düşmanım bellidir. Müslüman değildir benim düşmanım. Kardeşimdir Müslüman. ‘’Ancak müminler kardeştirler’’ diyen bir dinin müntesibiyim. Hangi safta olursa olsun. Ben Türk’üm baylar! Bu Siyonist kahpelikleri görmezden gelemem. Ve sizi uyarmaktan geri duramam.


Ben Osmanlı torunuyum baylar. ‘’Bu yol kuru bir kavga yolu değildir’’ diyen Osman Gazi’nin, ‘’mazinize layık şekilde savaşınız’’ diyen Fatih’in, ‘’davamız İslam içindir’’ diyen Alparslan’ın, ‘’Kudüs ve Mescid-i Aksa, Haçlıların işgalinde olduğu müddetçe, ben nasıl olurda gülebilirim, sevinebilirim ve hele gözüme uyku girebilir?’’ diyen Selahaddin Eyyübi’nin torunuyum.


Ben öyle bir ülkücü tahayyül ederim ki, hiçbir kefereden korkmasın, değerlerine sonuna kadar sadık olsun, ne küresel alçaklardan ne de yerli köpeklerinden korkmadan siyaset etsin. Rüzgâr gibi kılıç sallayan atalarına sadakatten şaşmasın ve onun yolundan ayrılmasın. Türkoğlu Türk gibi olsun. Onurlu ve asil. Heybetli ve cesur. Kardeşini kollayan, düşmanını ateşli cehenneme yollayan.


Sanki asla iktidar olmak niyetinde değilsiniz gibime geliyor sizlerde halkçılar gibi. Ve yemin ediyorum bütün eylem ve söylemleriniz buraya çıkıyor. Yoksa yaptıklarınızın tersini yapar ve iktidar olabilme şansını yakalarsınız. Bence derin ve büyük bir oyun içindesiniz. Düşünüyorsunuz kendi kendinize, ulan iktidar olursam halkın devasa beklentileri var, ya karşılayamazsam o zaman tarihe gömülürüm. Hem bu şekilde arkadan her şeyi kontrol ediyorum bir şekilde –Halkçılar kadar olmasa da- hem de iktidar olma umuduyla milyonlarca kitleyi peşimden sürükleyebiliyorum ve bunun rantı da çok güzel diyorsunuz. Yalansam eylem ve söylemlerinizle yalanlayın beni. Lanetlenmeye hazırım yemin ediyorum aksini ispat ederseniz. Ve inanın istiyorum dürüst olmanızı, hatta iktidar olmanızı ya da keskin muhalefet yapmanızı.


ÇÜNKÜ SİZ, GERÇEK-Çİ-LİĞİNİZLE, KARŞINIZDAKİLERİ DE DAHA GERÇEK-Çİ DAVRANMAYA İTECEKSİNİZ VE BÖYLECE KAZANAN BEN OLACAĞIM, ÜLKEM OLACAK, İNSANIM OLACAK.

Tarih: 03.04.2010 Okunma: 640

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?