FELSEFE VE BİLİM...

Özgür DENİZ - 12.02.2023

İnsanlığın bu iki şeye sonsuz ihtiyacı var. Aklını sürekli aktif tutması ve her şeyi sorgulaması için felsefeye, yaşam koşullarını iyileştirmesi için doğayı tanımak adına bilime. Felsefe kesinlikle karakter inşa edici bir yoldur hem de öyle bir karakter ki, eğilip bükülmeyen, önüne konan her şeyi sorgusuz sualsiz yemeyen, kulağına üflenen her şeye körü körüne inanmayan, her şeyden önce insanlığın önemli olduğunun farkında olan, inanmadan önce şüphe etmeyi ilke edinen, hak yemeyi tiksindirici bir şey gören, her şeye inanmadan önce her şeyi anlamaya çalışan bir karakter; bilim de karanlıkları aydınlatan bir ışıktır, zira onun varlığıyla bilinmezlikte olan bilinir hale gelir. Zaten bilim yapmak demek, araştırmalarla, incelemelerle bilinmeyenin bilinir hale getirilmesi değil midir? Biz insanlar doğayla ilgili gizemleri, sırları hangi yolla öğreniyoruz? Bilim yoluyla değil mi? Öyleyse fazla söze ne hacet? Mesela; toprağı tanımak için o toprağı bilimsel inceleme yöntemleriyle analiz edersiniz, eğer o toprakta bir şey yapacaksanız bu incelemelerin neticesine göre yaparsınız. Bu iki olgu insanlık için hayati olgulardır. Demek ki, insanlığın bu iki olguya, ekmek gibi, hava gibi, su gibi, ateş gibi, toprak gibi ihtiyacı vardır ve bu ihtiyaç hiçbir zaman son bulmayacaktır. Tabiatın dili bilimse, insanın dili felsefedir. Bunlar varoluşun önkoşullarıdır. Gerçekten var olmak için, var olmanın koşullarına mütenasip hareket etmeniz kaçınılmazdır. Biz felsefeyi ve bilimi dışlayamayız, yok sayamayız, zira bu iki olgu Tanrı’nın insanlığa nimetidir. Zaten dinin özü de felsefedir, bilimdir. Tüm değerlerim, şerefim, namusum, onurum üzerine yemin ederim ki, Tanrı dini budur yani özü felsefe ve bilimdir, bunu da her zaman ispata hazırım. Aksini söyleyenlere kesinlikle itibar etmemek iktiza eder. İnsanlık, felsefeden ve bilimden uzak kaldığı müddetçe felaketlere yakın olacaktır. Felsefeyle iltisakın varsa, şüphe edersin, sorarsın, sorgularsın ve doğal olarak aldanmazsın, yanılmazsın, kandırılmazsın. Bilimle iltisakın varsa, yanlış inanmazsın, yaşam koşullarını daha iyi oluşturursun, doğayı daha iyi tanıyacağın için doğaya nasıl davranacağını bilirsin. Böylece de, özgür, onurlu, şerefli, namuslu bir insan olarak yaşarsın.

 

MERHAMET ETMEYİN

 

Deprem sonrası da sonsuz önemlidir. Zira bazı felaketler asıl deprem sonrasında baş gösterebilir. Öncelikle bölgeyi öyle bir kuşatın ki, o kuşatmayı yarabilecek tek bir şerefsiz, namussuz, soysuz olamasın. Sonra da depremzedeleri kalacakları yerlerde öyle bir takip edin ki, peşlerine düşemesin vahşi canavarlar. Depremzede çocukların gerek bedenlerine yönelik zulme meyledecek, gerekse ruhlarına yönelik zulme meyledecek namussuzlara fırsat doğmasın. Depremzedelerle ilgili aklından kötülük geçirip, o kötülüğü fiiliyata dökmeye yeltenecek hiçbir şerefsize merhamet etmeyin. Kanun yoluyla öyle bir yapın ki gerekeni, anasından doğduğuna pişman edin. Depremzedeleri hayatın hiçbir safhasında yalnız bırakmayalım lütfen. En azından ruhsal boyutta onlara her türlü desteği verelim. Şu acılar biraz olsun hafifleyene kadar destekler aktif olarak ve fasılasız devam etmelidir.

Tarih: 12.02.2023 Okunma: 152

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?