Dostoyevski: ÖTEKİ

İsmail Hakkı CENGİZ - 16.11.2025

Pek çok hayranı tarafından, “dünyanın en büyük romancısı” kabul edilen Dostoyevski’nin çok şaşırtıcı bir romanıyla karşı karşıyayız: Öteki!

Neden şaşırtıcı?

Roman 1846’da, Dostoyevski daha 25 yaşındayken yayımlanmış. Bu kadar genç bir yaşta, roman kahramanının ruh halini didik didik eden müthiş psikolojik derinlik; hakikaten şaşırtıcı ve hayranlık uyandırıcı…

Romanı, işin sonu nereye varacak, bu çözümlemeler nereye bağlanacak diye merakla okuyorsunuz.

Okurken, son sayfası olan iki yüzüncü sayfaya kadar, her sayfada düşündürüyor!

Neyi?

İnsanın ikiyüzlülüğünü!

Roman kahramanı Bay Golyadkin sık sık, “efendim, ben maskeyi sadece maskeli balolarda takarım” diyor. Bu sözlerle, aslında, herkesin maskeli gezdiği gerçeğini yüzümüze vuruyor.

Her sayfada benim kafama takılan, cevabı çok netameli gelebilecek soru şu: İnsan, iki yüzlü olmadan, maske takmadan, İÇİ DIŞI BİR olarak yaşayamaz mı?

İnternette, “Öteki” hakkında bir inceleme yapınca, karşınıza, “kişilik bölünmesi” kavramı çıkıyor. Bunu bilimsel olarak açıklayamam ama bende uyandırdığı çağrışım ve düşünceler hakkında konuşabilirim.

KİŞİLİK BÖLÜNMESİ

Bu tamlamadan ben şunu anlıyorum: Eğer içiniz başka, dışınız başka olursa karakteriniz bölünür. Karakteriniz bölününce kendinize olan saygınızı kaybedersiniz. Kendi kendinizi değersizleştirirsiniz. Yüzünüzde bir maskeyle yaşadıkça zihinsel ve ruhsal olarak hastalanırsınız. “Ruh hastası” olursunuz. Hiçbir işiniz, hiçbir ilişkiniz sağlıklı ve gerçekçi olmaz. Olamaz. İşiniz, ilişkileriniz ve hayatınız yozlaşır. Hemen herkes yüzünde maskeyle yaşadığı, “riya” herkesi, her şeyi sardığı, kuşattığı için meseleler çözülmez hale gelir. Hemen herkes maskeli yaşadığından problemler biriktikçe birikiyor, içinden çıkılmaz hale geliyor. İlişkiler seviyesizleşiyor, kalitesizleşiyor. Birbirimizin yüzüne karşı başka, arkasından başka konuşuyor ve bu iki yüzlülük vicdanları, ruhları yaraladıkça yaralıyor. Uykusuzluk, mide ve baş ağrıları, psikolojik kökenli diğer rahatsızlıklara ve milyarlarca kişinin bunlar için kullandığı ilaçlara bir de bu gözle bakın!

Bu ikiyüzlülükten, bu ruh hastalığından kurtulabiliriz. Evet, çok zor fakat imkânsız değil.

İlk adım kendimizle yüzleşmek, cesaretle yüzleşmek!

Riya meselesinin diğer yönlerini daha önce işlediğimden, yazıyı uzatmamak için meselenin diğer boyutlarını ve ayrıntılarını bulabileceğiniz yazıları aşağıda sunuyorum.

x   x   x

İLGİLİ YAZILAR

Kendinle YÜZLEŞMEYE Bir Davet!

Riya, Himalaya!

RİYA… FECİ YA!

Bir VEFA, Destek, Samimiyet ve İnsaniyet Hikâyesi

AÇIKÇA İLÂN EDİYORUM

DİKKAT: Bu uzun bir yazıdır. Sonuna kadar okumadan kızmayın, yargılamayın, hüküm vermeyin. Sonuna kadar okuyun önce, ondan sonra boynum kıldan ince.

x   x   x

TAVSİYE - Kitap ve Dijital Kitap

Yüzleşme & İsmail Hakkı Cengiz - undefined Kitabı

Cinius Yayınları Yüzleşme & İsmail Hakkı Cengiz

Yüzleşme -İsmail Hakkı Cengiz

 

[email protected]

Tarih: 16.11.2025 Okunma: 70

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Özgür Deniz

16.11.2025 - 18:37

Dostoyevski; gerçekten ciddi bir yazar. İnsanı, hayatı, duyguları, düşünceleri iyi tanımış ve analiz edebilen bir yazar. Zaten; etkileyici, sahici, gerçekçi gelmesi de bu yüzden. Hayat maalesef tiksindirici. İnsan denile yaratık gerçekten iki değil bin yüzlü, adi ve aşağılık bir yaratık. Bu yüzden de hayat tam anlamıyla maskeli balo. İnsan; gerçek yüzüyle yaşayabilir mi? Tereddütsüz evet. Belki acılardan acılara sürgün yaşar ama yaşar. Aşağılık, adi, şerefsiz, kan emici, sömürücü, yalancı, aldatıcı, cani, hak hukuk gaspçısı, düzenbaz, onursuz ve her türlü yaftayı hak eden insan denilen yaratığa karşı isyan edebilir mi, gerçek kendi olarak savaşabilir mi? Kesinlikle evet. Çektiği acılara değer mi? Tereddütsüz evet. Zaten bir gün çekip gidecek, en azından acılarla yaşar ama yaşar ve yaşamış olarak gider. Köpek gibi, sürüngen gibi, aslak gibi, domuz gibi, yaltak gibi yaşamaz ve it gibi geberip gitmez. İnsan doğmulştur insanca yaşar ve ölür. Bu insanlığın kişiliği yok ki bölünsün. Handiyse tümü hasta. Yemin ederim hasta. Çünkü cahil. Hiçbir şey bilmiyor ama her şeyi bildiğini sanıyor. Bu yüzden zaten böylesi rezilce soysuzca yaşaması. Neyse sonsuz teşekkürler ve derin saygılar saygıdeğer paşam, saygıdğeer ağabey. Elinize emeğinize yüreğinize sağlık.

İ.Hakkı Cengiz

16.11.2025 - 19:55

Bu mesele çok düşündüğüm ve takıldığım bir mesele. YÜZLEŞME, özellikle bu konuyu işlemek üzere kaleme alındı. Senin isyanın benimkinden büyük. Bütünüyle hak veriyorum. Destek ve katkı için çok teşekkür ederim. Gönülden selamlar can kardeşim.