Rüzgârın taşıdığı bayrak sesleri, sokaklara, meydanlara, kalplere karışır.
Çünkü bugün, bir milletin yeniden doğduğu gündür.
Cumhuriyetimizin 102. yılı kutlu olsun!
Tarihin tozlu sayfalarına baktığımızda, Anadolu’nun dört bir yanında yanan bir direnişin, bir umudun ve bir inancın izlerini görürüz.
O inanç, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözüyle ete kemiğe bürünmüştür.
Cumhuriyet, sadece bir yönetim biçimi değil; halkın kendi kaderine sahip çıkma iradesidir.
Atatürk ve silah arkadaşları, bir ülke kurmakla kalmadılar; aynı zamanda bir aydınlanma devrimi başlattılar.
Karanlığa karşı bilimi, cehalete karşı eğitimi, eşitsizliğe karşı kadınların özgürlüğünü savundular.
Her köye okul, her çocuğa umut götürdüler.
Kız çocuklarının okula gittiği, halkın söz hakkı kazandığı, sanatın yeniden doğduğu o yıllar, Cumhuriyet’in gerçek anlamını taşıyordu.
Bugün, 102 yıl sonra, Cumhuriyet hâlâ yol gösteren bir deniz feneri gibi duruyor önümüzde.
Zaman zaman sisler bastığında, yönümüzü şaşırdığımızda, o fener yeniden ışığını yakıyor.
Bize hatırlatıyor: “Korkma, bu ülkenin harcı inançla, emeğinle, adaletle yoğruldu.”
Cumhuriyet, sadece geçmişin bir hatırası değil, geleceğin de teminatıdır.
Onu yaşatmak, demokrasiyi derinleştirmek, özgürlüğü savunmak hepimizin ortak sorumluluğudur.
Çünkü Cumhuriyet, her gün yeniden inşa edilir; fikirle, alın teriyle, vicdanla…
Bugün bir kez daha aynı gururla söylüyoruz:
“Yaşasın Cumhuriyet! Yaşasın özgür ve eşit yurttaşların ülkesi Türkiye!”
Figen Tezcan
29 Ekim 2025