Plastik hem küresel iklim krizinin en başat sorumlusu hem üretim aşamasında harcanan su dolayısıyla su kıtlığını derinleştirmesi hem de toprağa, suya, havaya karışarak sağlığa verdiği zararlardan ötürü çok yönlü bir felaket. Plastik, insanlık için “beka meselesi”dir. Ya plastik yok olacak veya insanlık!
Bu felaketin durdurulması konusunda elbette yerel ve merkezî yönetimlerin yapacağı işler, çıkarılması gereken yasalar, hayata geçirilmesi gereken yasaklar var. Fakat plastikle yerel ve merkezî yönetimler mücadele etsin, yaptırımlar uygulasın diyerek bireyler kenara çekilemez, sorumluluktan kaçamaz, vebalden kurtulamazlar. Çünkü plastikleri tüketenler, tek tek biz, bireyleriz. O “karton” adı verilen tek kullanımlık plastik bardakları, pet şişeleri, plastik çatal-kaşık, tabakları, poşetleri tüketen tek tek bireylerdir. Bunu göz ardı ederek bir yere varılamaz.
Her yıl yüz milyarlarca poşet, pet şişe, 250 milyar plastik bardak kullanılıyor ve çöpe gidiyor. Bunları kullanalım diye kimse bizi zorlamıyor, başımıza silah dayamıyor. Bunları kullanmak tek tek kişilerin tercihi. Bir aspirin bir poşet, bir gevrek bir poşet, yüz gram kahve veya çekirdek bir poşet… Soğuk, bilhassa sıcak içecekler elimize plastik bardakla tutuşturuluyor, hiç itiraz etmiyoruz. Alıyor, kullanıyor, ATIYORUZ! Bu şekilde yılda, kişi başına 60 kilo plastik tüketiyoruz. Evet, her birimiz, ortalama, kişi başına 60 kilo… Sonra da plastik kirliliğinden, tehlikelerinden, mikroplastiklerin doğaya ve sağlığımıza verdiği zararlardan sızlanıyor, şikayetçi oluyoruz.
REDDEDEBİLİRİZ
Evet, elimize tutuşturulan plastikleri reddedebiliriz. Reddetmeliyiz. Reddetmek zorundayız. Bu bizim plastikle, plastiğin zararlarıyla mücadelede kaçınılmaz görevimiz.
“Sorunlarımızdan sorumluyuz” gerçeğinden hareketle, “plastikle mücadele, devletten, belediyelerden önce benim görevimdir” diyerek sorumluluğumuzu kabul etmezsek, sorumluluğumuzun bilincine varmazsak plastikle mücadelede bir arpa boyu yol alamayız.
Yerel ve merkezî yönetimlere düşen sorumluluğu hatırlatacak, gerekli yasaların çıkmasını, yasakların uygulanmasını sağlayacak, bu konuda yönetimleri yönlendirecek, zorlayacak olan yine bireylerdir. Bireylerin bilinçlenmesi, plastiği reddetmesi sonucu yönetimler harekete geçmek zorunda kalır.
KOLAY DEĞİL TABİİ
Konfor alanı tuzağından çıkabilmek kolay değil! Kullan, at, kurtul… Ne âlâ memleket! Ne bulaşık birikmesi ne yıkama derdi! At gitsin! Oh, tertemiz!
Bu kolaycılıktan kurtulmak, bundan vazgeçmek zor!
Yanında file veya bez torba taşımak... Çantada bardak veya su şişesi bulundurmak kolay değil. Hele hele lokantada, kafede, çay bahçesinde plastik bardak, tabakla gelen yiyecek-içeceği reddetmek, “bana lütfen cam veya porselen bardak/tabakta getirin” diyebilmek, getirmezlerse mekânı terk edebilmek zor! Zorun zoru!
Kolaycıyız! Kolaya kaçıyoruz! Kolaycılık bizi mutlu ediyor. Yarını, yerkürenin ve çocuklarımızın geleceğini düşünmek çok zahmetli, çok acı verici… O zahmete niye girelim, o acı ve üzüntüyle niye yüzleşelim? Di mi, gününü gün etmek varken! Boş veeer, ye-iç keyfine bak…
Bak, plastik bardakta içtik, ölmedik, bir zarar görmedik. Plastiğe devam!
SON SÖZ: Çevreyle ilgili konularda bireyin sorumluluğu daima güçlü bir şekilde vurgulanmalı. Gerçek çevre dostu bir yaşam kolayı tercih etmekle değil, bilinçle, emekle, emek harcamakla mümkündür.
x x x
İLGİLİ YAZILAR
Her Yıl 250 Milyar KARTON BARDAK Çöpe Atılıyor
KARTON BARDAK Kandırmacası ve Faciası
Yılda 450 Milyon TON Plastik Üretiliyor
Atık Plastikler Nerede? Beynimizde!
DİKKAT: Bu uzun bir yazıdır. Sonuna kadar okumadan kızmayın, yargılamayın, hüküm vermeyin. Sonuna kadar okuyun önce, ondan sonra boynum kıldan ince.
x x x
İLGİLİ VİDEO
İKLİM KRİZİ-PLASTİK POŞETLERİN ROLÜ, POŞET FACİASI! MARMARA ve OKYANUSLARDAKİ Kirlilik - YouTube