DEĞİŞMEK...

Özgür DENİZ - 15.06.2020

‘’Sorgulanmayan hayat yaşanmaya değmez’’ der Sokrates. Sorgulamak, belki de değişimin şifresi bu mevhum da saklı. An gelir, insan, tüm hayatını teşrih masasına yatırır ve sorgulamaya alır, kendi yaşantısına, alışkanlıklarına, bağımlılıklarına, bağlılıklarına, sair yaşantılara matuf amansız murakabelerle, sigaya çekişlerle baş başa kalır, bitmeyen bir kavgaya tutuşur kendisiyle ve eskiyle, yeniyle. Nasıl değişeceğini, eskiden nasıl kopacağını, nelere elveda diyeceğini, yeniye nasıl başlayacağını, yeninin nasıl bir halde geleceğini ve neler getireceğini, yeniye nasıl alışacağını, yeniye başlarken nelere merhaba diyeceğini sorgular, sorular sorar bitevi. Alacağı cevaplara göre kolaylaşacaktır kalmak ya da gitmek. Bilinmezliklere ve bilinmezliklerin neleri getirip neleri götüreceğine aldırmadan ardına bakakalır, içini derin bir hüzün kaplar, iççekişleri hızlanır. Hiçte kolay değildir alışmak bırakıp gitmeye, gidipte artık bir daha geri dönmemeye. Geçelim! Nice şeylerden yana umutları bittiği, inancı yittiği, artık tahammüle gücü tükendiği, ruhen ve zihnen bir çöküş sürecine girdiği evrede, hayatın, insanı değiştirdiği ya da değişime zorladığı o an tezahür ediverir vehleten ama kolay mıdır değişmek? Ya da hangi boyut daha etkilidir değişimde, duygu mu yoksa düşün mü yahut her ikisi de mi? İnsan bazen duygusal boyuttan, bazen de düşün boyutuyla kopar eskiden ama sanki duygu boyutuyla kopuş daha etkin gibi geliyor ve böylesi bir kopuş daha derin kopuşları tevlit ediyor gibi. Duygu ve düşünden mürekkep olan insan için çokta kolay şey değildir değişmek, çünkü her eskiyle derin duygu ve düşün bağları kurmuştur elinde olmadan ve yeniden kurmak zorundadır tüm bunları yeniyle. Elbette kurması da zorunludur değişmek isteyince ya da artık değişmek önkoşulsuz olarak gereklilikse. Hesap etmek kolaydır hesap görmekten derler ya, işte değişmekte aynen öyle bir şey gibi sanki, gönül veririsin değişmeye ama aklının bir tarafında eski yaşanmışlıklar, yaşamlar kıymık gibi kalır öylece ve ileriye matuf attığın her adımda batar yüreğine. Ama o kıymıklar bata bata, o batmalar acıta acıta değiştirecektir seni değişmen gerekiyorsa. İnsan birazda alışkanlıkları olunca, alışkanlıklardan vazgeçmekte kolay olmayınca, ya nasıl olacak değişmek? Değişse bile, her boyutuyla eskiye özlem duymaz mı yeniden? Yeniden, nerede kaybolduysa ya da nerede başladıysa yeniye oraya dönmek istemez mi? Değişince başkası mı olur insan ya da yanlışlardan vazgeçip doğrulara el vermiş mi olur? İçinde bulunduğu kişilik kendisi midir gerçekten ya da değişmiş haliyle mi kendisi olacaktır? Değişmek diyoruz ya bazen ama ya nasıl değişir insan? Değişmek zordur, gerçekten zor. Yaşadığın evi, yürüdüğün ve yürürken hayal kurduğun sokakları, bir ömür gülüp eğlendiğin ve soluksuz muhabbetlerle nice geceler geçirdiğin arkadaşlarını, dinlediğin müzikleri, okuduğun kitapları değiştirmek kolay mı ya da sen değişince bunların seni terk etmesine kolay mı olacak alışmak? Çünkü eskiler affetmezler bazen yeniyi, yeni ne kadar kucaklamak istese de eskiyi. Oysa değişen öz değildir ama yine de anlamak istemez eskiler yeniyi, isterler ki hep eskide kalınsın, bizle olunsun. Zamanı gelen şeyi ne durdurabilir ki? Yeni bir bakış açısıyla bakmak hayata ve yeni bir hayat kurmak kendine ne kadar kolaydır? Eski alışkanlıkları değiştirmek, tüm önkabullerini yeniden sorgulamak, tercih etmediklerine maruz kalıp onlarla bir ömür yaşamak nasıl olur? Üzerinde derinlemesine düşünmek, dönüp yeniden bakmak maziye ve yarınları hayal etmek zordur gerçekten de. Oysa maruz kaldığın mevcut koşullara tabi olarak yaşamak daha kolay geliyor insana ama hayatını da zorlaştırıyor insanın. Hangisi daha zor bilemiyor insan. Değişmeye direnerek değişmek istiyor yani amansız bir dilemmanın mahkûmu oluyor. Ama gerekiyorsa gereken şeyden kaçamaz insan, kaçamıyor da! Çünkü hayat zorladığı için değildir bazı şeyler, doğrusu o olduğu içindir… Doğrusu değişmek olduğu içindir. DEĞİŞMELİSİN! Çünkü değiştirmelisin, değiştirmek içinde değişmelisin. Süslü cümlelere, boş vaatlere asılsız nutuklara inanmamalısın. Allah ile aldatılmaya devam dememelisin.
Tarih: 15.06.2020 Okunma: 392

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?