VARİSLER...8...

Özgür DENİZ - 25.12.2018

‘’’’O zalimleri, korkunç bir gürültü yakalayıverdi de oldukları yerde çöküp kaldılar.’’’’ Hud-67

 

Kuşkusuz çöküp kalacaklar! Mukadderat ne acele eder ne de gecikir, muhakkak vakti zamanı gelince gelir ve bulur, olacak olan olur. Her şey halk içindir ve halk için olmalıdır, bu dünyada halkedilen her şey halkın ortak malıdır, hiçbir şeyi hiçbir insançocuğunun kendi inhisarına geçirmesi kabul edilemez ve düşünülemez. Kimin mülkünden kimi kovuyorsun? Belki zevahirde insançocuklarının kendi inisiyatiflerine göre kullandıkları şeyler olabilir ama batında her şey büyük ortaklığa aittir. Bu yüzden de hiçbir kimsenin, Bir’in, birler için halkettiği ama yine de mutlak malikin Kendisi olduğu mülk üzerinde mülkü mutlaklaştırması ve monopolüne geçirmesi tolere edilemez ve böyle bir şey kabil-i mümkün de değildir, velakin metazori olarak böyle bir ihanete teşebbüs edilirse orası başkadır ama orada da mukadderat konuşacaktır ve mukadderatın konuşmasına halk tavassut edecektir, o zaman herkes susacaktır. Halk susturduğu zaman kimsenin konuşmaya mecali kalmayacaktır. Zira dünyada ki tüm musibetlerin, felaketlerin, büyük acıların, ateşli yaşamların ardında böylesi sefil bir zihniyet ve aşağılık eylem vardır. Mülke tasallut edip, mülkün sahibine ihanet edip, ortaklığı bozmak ve mülkü inhisarına geçirmektir. Zira var eden öyle var etmiştir ve var edilenin nasıl var edildiğine muhalefet etmek ve var olanı tersyüz etmek kimsenin haddi değildir. Binaenaleyh hiçbir şey halksız düşünülemez, tasarlanamaz ve halktan bağımsız varsayılamaz. Halk için olmayan her şey halka ihanettir, ta ki halk cehaletinden dolayı bunun fevkinde olmasa da. Ama halka ihanet edenler muhakkak halkın gürültüsüyle dizlerinin üzerine çökeceklerdir. Çünkü her şey halk için halkedilmiştir. Halk için olmayan her şey anlamsızdır ve kendi fanusunda tükenir gider. Halkın acılarını anlatmayan, sevinçlerini paylaşmayan, dertlerini azaltmayan ve halkın büyük kalbine dokunmayan her şey hiçbir şey anlatamaz, anlatsa da anlamsızdır. Bir kere yeryüzü zalimlerinin acımasız ve vahşi zulümleri altında inleyen, hakkından mahrum olan, terleri, kanları, emekleri ve yaşları sömürülen, ortak mülk üzerinde ki hiçbir beşerin bahşetmediği haklarından metazori olarak mahrum bırakılan halk uyandığı vakit hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Yeter ki onu uyandıracak aklı ve uyanmaya cesareti olsun. Korkun o günden! Halk yeter ki hayal kurmasını bilsin, acılardan korkmasın ve ucuza da satmasın acılarını ve dahi çoğaltsın sevinçlerini. Duygudaş olunduğu gibi fikirdaşda olunabilir, velakin kalpler aynı duyguyla çarpmasa bile, kafalar aynı düşünceyle çarpabilir ve çarpışabilir. Halkın zayıf olduğu tahayyül ve tasavvur edilebilir, ki zayıftır da. Yaşam halkı sıkar, ezer ama acıyla iyileştirir ve güçlü kılar onu ve o gücün karşısında durabilecek hiçbir kuvvet yoktur. Halk konuştuğu zaman öyle bir konuşur ki, çığlıklar yükselir yerin derinliklerinden ve yerin üstü kaynar, çığlıklar çığ olup yeryüzünde yuvarlanır, toprağın damarlarında kan gibi dolaşmaya başlar. Allah vermesin ama sel geldiğinde önünde durulabiliyor mu, her şeyi sürükleyip yok etmiyor mu? Vazgeçmezler, hissedersiniz vazgeçmeyeceklerini ve çöker kalırsınız dizlerinizin üzerine. Halk uyanırsa yenilemez ve Allah, asla sözünden dönmez!

 

EKSTRA:

 

‘’’’Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkûmdurlar.’’’’

 

Mustafa Kemal ATATÜRK
Tarih: 25.12.2018 Okunma: 704

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?