Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump, ikinci kez başkan adayıyken, “ben olsaydım, Ukrayna-Rusya savaşını bir günde bitirirdim”, “ben olsaydım, Gazze’yi bir günde çözerdim”, “ben olsaydım Ortadoğu’dan ABD askerlerini çekerdim, her yere barış gelirdi” …Vs. Vs. diyerek attı da attı.
Trump’a inanmaya teşne bayaa bi taraftarı var. Nitekim onu hiç tanımıyormuşuz gibi, pek çoğumuz da bunlara inandı. İlk döneminde seçildiğinde de “Trump kazandı, ümmet kazandı” diye mebzul miktarda sevinenler, umutlananlar, Trump’tan ümmetin menfaatine icraat bekleyenler olmuştu.
Trump da yapmıştı el hak! İlk icraatı, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımak ve ABD’nin İsrail büyükelçiliğini Kudüs’e taşımak olmuştu.
Sonra, evangelist Trump’tan arka arkaya “ümmet menfaatine” icraatlar gelmiş, İsrail güçlendirildikçe güçlendirilmiş, her türlü saldırısına ve şımarıklığına göz yumulmuş hatta desteklenmişti.
Ayrıca, Trump’ın “küresel ısınma ve iklim krizi” inkarcısı, petrol ve kömür kartellerinin destekçisi olduğu da anlaşılmıştı.
İşte, bu Trump, ikinci kez seçildiğinde de sahiden dünyaya barış getireceğine inanan pek çok yandaş ve muhalif yazar-çizerimiz onun gelişini sevinçle karşılamıştı.
Ve…
İcraatlar hızla başladı!
Ukrayna-Rusya meselesinde bişeyler yapılıyormuş gibi görüntü verildi, havanda su dövüldü. Sonuç; aynı hamam aynı tas! Hiçbir şey değişmedi. Ne yazık ki barış falan gelmedi. Her iki taraftan ama en çok Ukrayna tarafından insanlar ölmeye devam ediyor.
Ortadoğu’ya barış gelmedi. Trump koltuğa oturmadan önce, Suriye’de Esad düştü. Yerine kurulan karanlık rejim barış ve istikrarı sağlayamadı. Suriye’nin kuzeyindeki PKK/YPG terör oluşumu devletleşmeye çalışıyor. ABD oradan ve diğer Ortadoğu ülkelerinden asker çekmek yerine üslerini daha da kuvvetlendiriyor.
Nihayet, en vahimi oldu: İsrail, İran’a, “topyekûn” bir saldırı başlattı. Bu saldırı, sadece İran’ı hatta bölgeyi değil bütün yerküreyi tehdit eden, çok tehlikeli bir girişim. Saldırı bölgeyi ve bütün dünyayı bir savaş felaketine sürükleyebilme tehlikesini taşıdığı gibi, çevre ve ekonomik felaketlere yol açabilecek bir tehdit de içeriyor.
Ha Netanyahu Ha Trump!
İsrail Başbakanı Netanyahu, elbette ABD’den en üst düzeyde bir onay almasaydı böyle bir saldırıyı başlatamazdı. Trump’ın onay hatta tam destek verdiği çok açık. Zaten kendisi de bunu hiç saklamıyor. “Haberim vardı” diyor. Trump, Netanyahu’nun tamamen arkasında durduğunu vurgularken, İran’ı da sürekli tehdit ediyor.
Trump’ın ikinci kez başkanlığı kazanmasına sevinen tatlı su balıkları, neye sevindiğinizi gördünüz mü? Trump, gelmiş geçmiş başkanlar arasında en fazla İsrail yanlısı, İsrail destekçisi başkandır. Bunu birinci devresinde çok net bir biçimde kanıtlamıştır. Şimdi onu perçinliyor.
Amerikalılar, Trump’ı seçmekle Netanyahu’yu başkan seçmiş gibi oldular. ABD başkanı Trump değil de Netanyahu olsaydı ancak bu kadar İsrail yanlısı bir başkan olabilirdi.
İşte, ikinci kez başkan seçilmesine sevindiğiniz kişi bu: Ha Trump ha Netanyahu!
Hayırlı-uğurlu olsun!
x x x
Bir Uyarı
“Bekara karı boşamak kolaydır.”
Türk Atasözü
x x x
İki Öneri
Trump Kime, Neye Güvendi: Trump kazandı, Ümmet Kazandı Diyenlere!