KENDİ AKLINI KULLANMA CESARETİ GÖSTER!...5...

Özgür DENİZ - 31.01.2017

İnsan kendisi düşünmeli. Evet, münhasıran kendisi düşünmeli. Zira düşünmek, hariçten müdahale kabul etmez, bilakis büyü bozulur. Kendi aklıyla düşünmeli. Zaten hariçten müdahaleye kapalı oldu mu ve yalnızlık otağına attı mı kendini, kendi aklıyla düşünmesinden başka çaresi yoktur. Kendini düşünmeli. Zira kendisinden başka düşüneceği hiçbir şey yoktur, tüm düğüm kendisindedir ve kendisinden çözülecektir. Kendini anlamalı ve tanımalı ama kendisini, kendisi tanımalı ve anlamalı. Başkaları, seni sana tanıtmaya ve anlatmaya başladığı an, sömürünün çarklarına yağ olmaya başladığın andır. Evet, bu zordur ama insan daha da zordur ve daha da zor olan, zor olanı yener. Korkuyu korkutmak kâfidir bunu becermek için. Lütfen kendinize karşı biraz merhametli ve adil davranın ve söyleyin; engin okyanusları, görkemli dağları, sonsuz toprakları, masmavi gökyüzünü, berrak nehirleri, milyarlarca olan insanları, muhtelif hayvanları, yemyeşil ormanları ve varlığın sayısız tecessümlerini temaşa etmeyeniniz var mı? Peki, kendisini temaşa eden kim var? Gözlerin birazda seni görsün bebeğim! Seni görmeyen gözü, seni duymayan kulağı, seni fark etmeyen kalbi, seni hissetmeyen vicdanı, seni anlamayan kafayı niçin taşıyorsun? Hakikat, gizemli ve şeffaf kapılarını, ancak ve ancak kendi kendisini bilenlere, tanıyanlara açar. Kendini yenemeyenin, yenebileceği kim vardır? Kendini bilmeyenin, tanımayanın, bilebileceği ve tanıyabileceği ne vardır? Zarfın içinde ki mektubu merak ediyorsun da, vücudunun örttüğü ruhu niçin merak etmiyorsun?  Önemsemiyor musun kendi hakikatini? Peki, hakikat değişti mi, kendisini önemsemediğin için? Önemsememek, hakikati yalan yapmaz bebeğim! Hakikati önemsememek, önemsemeyenin önemsenmemesini tevlit eder ve önemsemeyenin kendisi zavallı bir duruma düşer. ‘’Hayatta en büyük facia, insanın, kendisinin farkına varamamasıdır’’ diyor Tagore. Bu facianın sonuçları, hiçbir facianın sonuçlarına benzemez, dikkat etmek icap eder. Ki, zaten yaşadığımız hayat göstermektedir bunu. Kendini tanımayan, bilmeyen, anlamayan insanların, tanıyıp, bilip, anladığı hiçbir şey yoktur. Konuşmaları, iddiaları, sözleri, kişilikleri, karakterleri, yaşamları; derinliksiz, boş, sığ, alelade ve kurudur. Ne söylerlerse yalan çıkmakta, ne yaparlarsa neticesiz kalmaktadır, eylemleri hüsranı intaç etmektedir. İnsanı ıskalayan, hayatı ıskalar bebeğim! Alık alık bakarsın öylece ve hayat acımaz sana!

 

Taoist bir filozof olan Stannus Gray; ‘’bilgelerin yargılamak yerine anlamayı seçtiklerini’’ ifade etmiştir. Çünkü zekâdan behresi olan biri, elbette ki, yargılamaya davranmadan önce anlamak gibi onurlu bir yolu intihap etmeyi tercih edecektir. Çünkü anlamak yolunu tercih ettiği zaman aynı şekilde anlaşılmak yolunu da tercih etmiş olacaktır. Böyle bir eylem, çok yüce ve yüksek bir eylemdir, sonsuz derin bir eylemdir. Fakat yargılamak yolunu tercih ettiği zaman hem anlamak ve anlaşılmak yolunu kapatmış olacak, hem kolayı intihap eylemiş bulunacak hem de malayani ile iştigal etmiş olacağından hiçbir şey öğrenemeyecektir. Yargılamak basit karakterlerin, anlamak ise yüksek karakterlerin işidir. Anlamadan yargılamak ise, alıkların, bönlerin, andavalların sefilane tepkileridir. Binaenaleyh, bir insan ilk evvelde muhakkak ama muhakkak anlamaya çalışmalıdır. Evet, anlamak kolay değildir. Sağlam bir düşünsel ve duygusal altyapıyı koşul kılar ama yine de anlama gayreti göstermek bile onurluca yapılan bir iştir. Anlayarak yargılamak gerçekten üstün bir meziyettir. Düşünen insanların alamet-i farikalarıdır. Anlamaya çalışmak, anlayarak yargılamaya çalışmak bilgeliğin delaletidir. Münhasıran yargılamaya çalışmak ve anlamadan yargılamaya çalışmak ise, basitliğe, cehalete, hamakatlığa, alıklığa, bönlüğe delalettir. Maalesef, milletimiz, anlamadan yargılamaya çalışan sefillerle lebaleptir. Çünkü anlamak işlerine gelmemektedir bu türlerin. Zira anladıklarında, anladıklarının haklılığı tezahür edecektir. Bu da can acıtır! Anlamak, hakikaten çok büyük bir iştir, yürek ve beyin ister. Yüreksiz ve beyinsiz olanların anlamak gibi zor bir ödevi deruhte etmeye tevessül edeceklerini düşünmüyorum elbette. Keza düşünmekte aynıdır. Zaten düşünmek ile anlamak birbirinden ayrılmaz, ikisi bir bütün gibidir, etle tırnak gibidirler. Anlamak, düşünmeyi koşul kılar; düşünen de anlamayı başarır. İnsanlığın, kötü ve kaba karakterlerin elinde esir olmasının yegâne sebebi; düşünememek ve anlayamamaktır. Gerçek özgür olanlar ve özgürlüğün tadına varanlar; düşünenler ve anlayanlardır. Düşünmek ve anlamak; özgürlüğün hem temeli hem de ilk adımıdır!

 

SÖZLER:

 

""Ağaç budama ile özeleştiri birbirine benzer. Bunlar sık sık yapılmadıkça bünye/bilinç yeni sürgünler veremez ve gençleşemez.""

 

İlhami Güler

 

‘’’’En büyük başarı, hayatı imana şahid gösterebilmektir.’’’’

 

Muhammed İkbal/Cavidanme

 

‘’’’Paranın bir araç değil, en büyük arzu nesnesi hâline geldiği bir dünyada ahlâkî çürümenin önüne geçilmez.’’’’

 

Atasoy Müftüoğlu/Putunu Kıramayan Kabileler

 

"’’Tanrım!

Bir çiçeğe bakmak için bana yavaşlamayı öğret..."’’

 

Hitit Yazıtı (M.Ö.2000)

 

‘’’’Medeniliğin kötü ve bozucu taraflarından biri de -lüks ve konfordan dolayı- hiçbir ölçü ve sınır tanımayacak şekilde arzu ve şehvetlere aşırı düşkünlüktür. Bu önce mideye düşkünlük, yani en güzel ve lezzetli yemekleri ve içecekleri yiyip içmek şeklinde başlar. Sonra buna zina ve eşcinsellik de dâhil olmak üzere cinsi arzuların peşine düşüp onları tatmin etmek eklenir.’’’’

 

İbn Haldun / Mukaddime

 

‘’Mazlumun hakkını, zalimin midesinden çıkarıp iade edeceksin ki, dünyaya huzur gelsin. Öyle bir zalim, öyle bir gaddar, öyle bir vahşi, öyle bir vampir, öyle emsali görülmemiş bir haydut, öyle bir acımasız olacaksın ki, bu dünyada mazlum kanı içen, mazlum hakkı çalan, mazlum emeği gasp eden ne kadar it, kopuk, köpek, pislik, şerefsiz, kansız varsa kanını oluk oluk akıtıp zevkle içeceksin.’’

 

Bendeniz

 

‘’’’Bu milletin hazinesinden binlerce lirayı cebe indir. Bu toprağın ekmeğini ye, suyunu iç, bu devletin himayesinde yaşa, sonra da çık ahlaksızca, rezilce bu milleti alenen katillikle, soykırımcı olmakla suçla. Bu Taşnak ve Hınçak zihniyetli densiz, bu milletin meclisinden tard edilmelidir mutlak surette ve bu milletin hazinesinden payı kesilmelidir. Meclis kirletilmemelidir. NOKTA!’’’’

 

Bendeniz

 

‘’‘’Ben putperest değilim. Kitaba tapmıyorum. İçindeki ses, içindeki ışık, içindeki sevgi, içindeki ruh, içindeki çile, içindeki gözyaşı, içindeki aşk, içindeki tecrübe, içindeki Tanrı çekiyor beni.’’’’

 

Cemil Meriç

 

‘’‘’Türk düşünce tarihi, ülkesiyle göbek bağını koparan bir intelijansiyanın dramı. Bu bahtsız kafilenin, bayrağını taşıyacağı içtimai bir sınıf yok. Vatanında gariptir. Alkışlayıcısı ekalliyetler ve Avrupa.’’’’

 

Cemil Meriç

 

‘’‘’Biz Kahpelik bilmeyiz. Çünkü ödevimiz dünyadan küfrü kaldırmaktır.’’’’

 

Kemal Tahir

 

""İnsan, ayrıldığı bütüne ilişmek istiyor. Bu dünyada ki en derin acısı bu, insanın!""

 

Bendeniz

 

""Paranın öldürdüğü ruhlar, demirin öldürdüğü bedenden daha çoktur.""

 

Walter Scott

 

""Hayatımı büyük bir titizlik ve özenle, nasıl hareket etmeyeceğimi arayarak geçirdim.""

 

Fernando Pessoa

 

""Sözünü tartmayan, cevabından incinir.""

 

Sadi Şirazi

Tarih: 31.01.2017 Okunma: 683

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?