Çok Büyük Bir YANILGI İçindeyiz

İsmail Hakkı CENGİZ - 29.04.2025

Hiç ölmeyecekmişiz gibi hissediyor, bu dünyada hiç ölüm yokmuş gibi yaşıyoruz.

Nasıl olsa çooook vaktimiz var diye uzun vadeli planlar yapıyor, pek çok önemli işi erteliyoruz. Çok değerli anları harcıyor, mutlulukları kaçırıyoruz.

Arkadaşları, dostları nasıl olsa görürüz, görüşürüz diye aramayı, buluşmayı, yakınlarımızı ziyareti hep erteliyor, ihmal ediyoruz.

Uzun vadeli hayaller için umutlanıyor veya gelecekte başımıza gelecek felaketler için kaygılanıyoruz. Bir yandan, hayatımızı kuruntularla zehir ediyor, öte yandan, yine hiç gerçekleşmeyecek çocukça hayallerle kendimizi kandırıyor, avutuyor, oyalıyor, uyutuyoruz.

Oysa…

O gelecek, o istikbal bitürlü gelmiyor!

Parlak bir istikballe avunmak, ileri bir tarihte başımıza gelecek felaketler için endişelenmek genç yaşlarda belki mantıklı olabilir. Bunlara göre davranıp, tedbir almak doğru bir düşünce ve tavırdır. Fakat 50-60 yaşlarına geldikten, bunların neredeyse hiçbirinin gerçekleşmediğini gördükten sonra bu umutlarla avunmak, bu endişelerle günümüzü zehir etmek mantıklı mıdır?

Yirmili yaşlarında, önünde uzun bir ömür olduğunu varsaymak yerinde bir algı olsa bile altmışını geçtikten sonra da aynı algı içinde bulunmak akıl işi midir?

Altmış yaşımızı geçmişiz, hâlâ hiç ölmeyecek gibi hayaller kurmak veya tersine, vehimlere kapılmak, çevremizle çocukça ilişkilerde bulunmak sağlıklı mıdır? Bu hayal veya vehimler, aslında, tam da sağlığımızın bozulduğunun bir kanıtı olmaz mı?

Hayatın sonbaharında hatta kışında kendimizi ve diğerlerini aldatmak, oyalamak, uyutmaya çalışmak nasıl bir ruh halidir? Söyleyeyim: Hastalıklı bir ruh hali!

Ellili yaşları geçince, olgun, durulmuş, sakin, dengeli ilişkiler kurmak gerekmez mi? Gençken kendimize rakip hatta tehdit olarak gördüğümüz tavır ve davranışlar bugün de tehdit olarak algılanmalı mı?

Yaşlı iki kişinin birbirine tehdidi ne olabilir, ne kadar etkili olabilir ki? En önemlisi yaşlının tehdidi ne kadar, kaç yıl, kaç gün daha sürebilir ki?

Yanımızda, yöremizde her gün bu kadar genç insan kazalar, çatışmalar, hastalıklar yüzünden ölürken, bizim sonsuza kadar yaşayacağımız ham hayali nasıl içimize yerleşebiliyor? En yakınımızdaki yaşıtlarımız hatta gençlerimiz ölürken biz nasıl hiç ölmeyecekmiş algısına kapılabiliyoruz?

Çok büyük hatta çok korkunç bir yanılgı.

Ölüm çok yakın!

“Belki yarın, belki yarından da yakın”!

x   x   x

İLGİLİ YAZI

Ölüm Korkusunu Yenmek… BİLGELİĞE Ulaşmak

 

[email protected]


Tarih: 29.04.2025 Okunma: 67

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?