Plastikler…
Hayatımızı kolaylaştırdığını zannettiğimiz, kullan at pet şişeler, “karton” adını verdikleri plastik bardaklar, kullan at çatal-kaşık-tabaklar, hele hele, plastik torbalar…
Kullan at da nereye kadar abi?
Bunlar nerelere gidiyor, nerelerde birikiyor? Ne oluyor? Neye dönüşüyor?
Bunları hiç düşünüyor, hiç sorguluyor muyuz? Hatta hiç aklımıza geliyor mu?
Plastiklerin her gün yeni bir zararı, yeni bir tehlikesi, sağlığa yeni bir tehdidi ortaya çıkıyor.
“Atık toplayalım”, “geri dönüşüme gönderelim”, “sıfır atık”… Bunlar büyük çapta sözde kalıyor. Plastiğin çok çok çok küçük bir bölümü toplanabiliyor, geri dönüştürülebiliyor. Büyük bölümü, ne yazık ki doğaya ATILIYOR! Caddeler, sokaklar, tarlalar, bahçeler, akarsular, göller, denizler ve okyanuslar plastikle DOLU. Bunlar zaman içinde parçalanıyor ve aşağıdaki kısa makalede de belirtildiği gibi, havayla, suyla ve besinlerle insan vücuduna hatta beynine giriyor.
Sözü uzatmadan, sizi, Bilim ve Teknik Dergisinin Mart 2025 sayısında, 11’nci sayfada yayımlanan Mahir E. Ocak’ın, “İnsan Beynine Ulaşan Atık Plastikler” başlıklı yazısıyla baş başa bırakayım:
“İnsanların beyin dokuları üzerinde yapılan çalışmalar, insanların beynine ulaşan mikrometre ve nanometre boyutlarındaki plastik atıkların zamanla giderek artmakta olduğunu gösteriyor. Alaxsander Nihart ve arkadaşları tarafından yapılan araştırmanın sonuçları Nature Medicine’da yayımlandı.
Plastik atıklar sadece çevreyi kirletmekle kalmıyor. Atık plastiklerden kopan mikrometre ve nanometre boyutlarındaki parçalar, hava, su ve besinler üzerinden insanların vücuduna da giriyor. Bugüne kadar insanların kanında, akciğerlerinde, karaciğerlerinde ve bağırsaklarında mikroplastiklere rastlandı. Geçmişte toksik maddelerin ve patojenlerin kandan beyne ulaşmasını engelleyen bariyerlerin mikroplastiklerin de beyne ulaşmasını engelleyeceği düşünülüyordu. Ancak bilimsel çalışmalar bunun doğru olmadığını gösteriyor. Üstelik bir grup araştırmacının yakın zamanlarda Nature Medicine’da yayımladıkları bir araştırmaya göre, insanların beynine ulaşan plastik miktarı yıllar içinde giderek artmakta.
Nihart ve arkadaşları, 1997-2024 döneminde hayatını kaybetmiş 91 insanın beyin dokularındaki plastik miktarını ölçmüşler. Sonuçlar 2016-2024 döneminde dokulardaki plastik miktarının %50 oranında arttığını gösteriyor. 2016 yılına ait örneklerdeki ortalama plastik miktarı gram başına 3.345 mikrogram iken 2024 yılına ait örneklerde bu değer 4.917’ye çıkıyor.
Yüksek miktarda mikro ve nanoplastik tespit edilen dokuların 12’sinin demans hastalarına it olduğu belirtiliyor. Ancak bu tespitle ilgili sebep-sonuç ilişkisi kurulamıyor. Demansın beyinde sebep olduğu değişimler, daha fazla plastiğin kan-beyin bariyerini aşmasına yardım etmiş olabilir veya beyne giren plastiklerin yol açtığı değişimler demansı tetiklemiş olabilir. Mikro ve nanoplastiklerin beyne tam olarak nasıl ulaştığı ve bu plastikleri temizlemenin mümkün olup olmadığı şu anda bilinmiyor. Daha da önemlisi, bu atık plastiklerin beyin sağlığına etkilerinin ne olduğu da bilinmiyor.”
x x x
İLGİLİ YAZILAR
PLASTİK TORBA Nasıl 'SIFIR ATIK' Olabiliyor?
PLASTİK POŞET KONUSUNDA ESNAF RAHATSIZ VE ÇARESİZ
Bir Aspirin Bir Poşet… Bir Simit Bir Poşet… 100 Gram Kahve Bir Poşet…
Hollanda’daki çiftlik hayvanlarının etinde, sütünde ve kanında mikroplastik tespit edildi
Her Şeye ZAM Var da POŞETE Niye ZAM Yok?
x x x
Öneri
DİKKAT: Bu uzun bir yazıdır. Sonuna kadar okumadan kızmayın, yargılamayın, hüküm vermeyin. Sonuna kadar okuyun önce, ondan sonra boynum kıldan ince.