SİVİL TOPLUM BİLİR TOPLUM MU?

Lütfiye Kader - 26.02.2025

                   SİVİL TOPLUM BİLİR TOPLUM MU?

       Sivil toplum kuruluşları(  STK) dernek, vakıf, sendika ve oda adı altında faaliyet gösteren, toplumun oluşturduğu ve toplum yararına çalışan kuruluşlardır.2020 yılı itibariyle 121.720 dernek, 5.775 vakıf, 604 sendika, 3.003 oda ve 53.259 kooperatif bulunmaktadır. Toplamda 184.361 sivil toplum kuruluşu olduğu görülmektedir. İzmir’deki STK’ ların sayısı altı binin üzerinde. 16 Şubat 2025 Pazar günü “Adnan Saygun Kültür Merkezi’nde seçimli genel kurulunda hazirunda (yoklama belgesi)bulunan kurumsal temsilci sayısı <beş yüz >ün üzerinde. Sivil toplum örgütleri bu kadar çok sayıda olmasına rağmen, topluma etki derecesi neden istenilen seviyede değil! Bu derneklerin sayılarının çok olmasına rağmen< Kent Konseyleri > toplumu daha bilinçli yaparak üretken, yenilikçi, demokrat ve dayanışma ruhunu neden kazandıramıyor. Gerçek tüzel kişilikleriyle çok doğru işler yapan,  yararlı derneklerimizi elbette bunların dışında tutuyorum.

       "Kent Konseylerinin kökeni, 1992 yılında Rio de Janeiro'da düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı'nda imzalanan "Gündem 21" eylem programıdır. Yerel Gündem 21 (LA21), Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK'ların) yerel yönetimlerde karar alma sürecine girmelerini sağlayarak çevrenin korunması, ekonomik ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi amacıyla yürütülen yerel yönetişimi ve yerel demokrasiyi geliştirme projesidir. Kent Konseyleri, şehir sorunlarının belirlendiği, tartışıldığı, çözümlerin sunulduğu ve merkezi yönetim ortak aklıyla uzlaşının sağlandığı yapılardır.  https://www.researchgate.net/publication/361417534

          İzmir’de bu kadar çok sayıda dernek ve STK örgütlerinin olma sebebinin altında yatan sorun bellidir. Yerel yönetim veya idari yönetimlerin üst düzey mercilerindeki yöneticilerle vatandaşların görüşme taleplerine ulaşamamaları neden olmuştur. Türk insanı her zaman farklı kısa yollar bulmayı zekâsıyla bulabiliyor. Yani, madem üst düzey yöneticilere ulaşamıyorum ben de farklı yollar denerim diyor. Rahmetli Demirel ‘in söylediği “Demokrasilerde Çare Tükenmez. “ sözünden ilham alan Türk insanı hemen 5 kişi bir araya gelerek dernek kuruyor. Dernek başkanı olarak randevu alabilirim düşüncesiyle ‘Tabela Dernekleri’ ortaya çıkıyor. İzmir’deki derneklerin %85 ’i bu mantıkla kurulmuştur. Bu derneklerin faaliyetleri ve etki dereceleri yoktur,  sadece tabelası vardır. Bu derneklerin artık kurulmaması ve azaltılması gerekmektedir.

 Kentli, kent sorunlarını ve çözüm önerilerini sunmak istiyor.  İstek ve dileklerini üst düzey yönetici ve belediye başkanlarına ulaşabilmede zorluk yaşıyor. Belediye Başkanlarının haftanın bir gününü “halk günü” olarak ayırabilmeleri gerekiyor. Bu çanta derneklerinin amacına uygun çalışmalar yapmasını, yapmıyorsa sayılarının azaltılması sorunu temelden çözmese de büyük bir yol aldırabilir. Bundan sonra yapılacak ikinci çözüm ise denetim eksikliğidir. Bu derneklerin amaca uygun çalışmalar yapıp yapmadıkları kontrol edilmelidir.  Üçüncü adım ise, çalışmalarını başarılı bir şekilde sürdüren dernekler Kent Konseyinin bütçesinden yararlandırılabilir. Örneğin, derneğin kira giderinin karşılanması, elektrik veya su giderlerinin indirimli olması gibi…

Dernek federasyon ve konfederasyonların girdiği seçimde, federasyon altında temsil edilmelerine rağmen hemşeri ve köy derneklerinin de ayrıca oy kullandıklarını düşünürsek aynı derneklerin federasyonlarında da temsilci hakları olduğu için birden fazla oy kullanılmış oluyor. Bu da eşit temsil hakkını zedeleyen bir durumdur. Kentin yönetişimi yani ortak akıl ile kent sorunlarının birlikte çözüm noktaları Kent Konseylerini güçlendirecek demokrasiyi de geliştirecektir. Ayrıca dokuz kişi odalardan on kişi dernek temsilcilerinden başkan meclis başkanlarıyla beraber toplamda yirmi dört kişi yönetimde oluyor. Peki, dört yüze yakın bir dernek temsilcilerinin temsil edildiği oran sadece on kişidir. Bu da bir başka bir demokrasi ayıbıdır. Kent Konseylerinin yönetimi için kriterler de konulmalıdır. Örneğin, en az iki sene kent konseyi bünyesinde çalışmış olma kriterinin getirilmesi, kentli için  yararlı dokunuş yapması,vizyoner bakış açısının olması gibi…

        16 Şubat 2025 tarihinde yapılan seçimler geçmişi aratmadı. Yani biraz önce bahsettiğim çanta dernekleri ve ayrışmış bölgecilik ve mezhepsel örgütlenmiş hali, başkanı ve yönetime girecek adaylar hakkında tahakküm (baskı)kuruyor. Yani benim adayım seçilsin de kim olursa olsun anlayışı maalesef kent konseylerinin elini kolunu bağlıyor. Kent Konseyleri de özerk bir yapıda olması gerekiyor. Yedi yıldır emek verdiğim güzel projelere imza attığım bu seçimlerde söylediğim yanlışlardan dolayı yönetime giremedim. Toplumsal olarak gönüllük ve sorumluluk alanında da ne yazık ki çok dejenerasyona uğradık. Kent konseylerinin nasıl olması gerektiği ile ilgili önemli görüşlerimi sunduğum yazıya da bakmanızı öneririm. https://www.gazetemizmir.com/yazarlar/lutfiye-kader/kent-konseyleri-yonetmeligi-sivil-toplumcu-mu/2749/

                                                                                                         23.02.2025

   Lütfiye KADER 

  Em. Uz. Fen Bilimleri Öğretmeni

 

 

 

Tarih: 26.02.2025 Okunma: 84

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?