Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Bu 76 milyon da nereden çıktı diyeceksiniz?
Türkiye'nin nüfusu, resmi ağızlardan düne kadar 70 milyon olarak telâffuz edilmekteydi. 21 Ocak 2008 tarihli gazetelere bakarsanız, nüfusumuzun, Devlet Bakanı Nazım EKREN tarafından, 70 milyon olarak açıklandığını göreceksiniz. Eğer bu gerçekse, 48 milyon seçmen külliyen yalan! 70 milyon nüfusa göre, seçmen sayımız bu olamaz. En az 8 milyon fazlalık var.
Neden?
Hesap ortada; her yıl 1.6 milyon bebek doğuyor. 18 yılda ne eder? 32 milyona yakın bir nüfus eder. Bu çocuklar 18 yaş altında kaldığı için oy kullanamayacağına göre, seçmen sayımız 40 milyonu geçemez.
Fakat nüfusumuz 76 milyon. Ner yazık ki, bu rakam TÜİK'in internet sitesinde yok. Aşağıdaki tabloya dikkatle bakınız. 1927'den 2000 yılına kadar, her 5 yılda bir evlere kapatılarak yapılan nüfus sayım sonuçları var. Gerçi, 1927'den 80'e atlamış ama orası çok önemli değil!
Eğer eve kapatılarak yapılan sayımlara itibar ediyorsak; ki 1980'le 2000 yılları arasındaki artış gayet makûl gözüküyor; 2007'deki 70 milyon gerçekçi olabilir mi? 2000 yılına kadar, her 5 yılda ortalama 6 milyon artan nüfus, 7 senede 3 milyondan az artmış! Bu elbette gerçekçi değil.
Nüfus artışlarını, izdüşüm şeklinde değerlendiren bir internet sitesinin, 2008 yılı için kabul ettiği ve bizim de aşağıda kırmızıyla renklendirdiğimiz 76 milyon rakamı son derece gerçekçi gözüküyor.
Bu rakamı baz aldığımızda bile seçmen sayımız, yukarıda yaptığımız hesaba göre; 44 – 45 milyon arasında olması lâzım. Neresinden bakarsanız bakın 48 milyon seçmen yanlıştır. Bilindiği gibi sadece 18 yaş altındakiler değil, askerlik yükümlülüğü altındaki erbaş ve erler, tutuklu ve hükümlüler de oy kullanamadığına göre bu rakam daha da düşecektir.
Yıl Nüfus
1927 13.648.270
1980 44.736.957
1985 50.664.458
1990 56.473.035
1997 62.865.574
2000 67.803.927
2007 70.586.256
2008 76.028.600
* * *
Ortada bir “48 milyon seçmen” ayıbı var! Bu rakam hiçbir şekilde makûl bir rakam değil.
Üstelik seçmen listelerindeki anormallikler sadece sayının mübalağalı olmasıyla sınırlı değil ki! Olmayan adreslerde, inşaat halindeki apartmanlarda veya senelerden beri oturulan konutlarda hiç ilgisiz isimler, kayıtlar var. Bu 1 tane, 2 tane olsaydı gözden kaçmış, hata yapılmış denilebilirdi. Fakat öyle değil, hesap ortada, milyonlarca isimle yapılan bir suistimal var.
Fakat hiç sorumlu yok. Bu konuda görev alan, listeleri hazırlayan herkes sorumsuz. İşin daha da vahimi, hesap soran bir sorumlu da yok. Yani, bu listeleri hazırlayanların, askıya çıkaranların bir amiri, müdürü, müsteşarı, bakanı yok mu?
Yok, zahir!
* * *
Üstatlardan
SENELER GEÇERKEN
Beni
üzerdi hep gelen kötü haber,
Her bir seçim günü, sen eler
geçerken...
Oh olsun diyemem, çektik hep beraber!
Ülkemi mahveden seneler geçerken...
Ekrem Şama
Önceki Yazılar