Amerika –Batı-, Suriye’de yenildi mi?

İsmail Hakkı CENGİZ - 22.12.2016

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür


Evet, öyle gözüküyor!

Yenilmiş ve çıkıp gitmiş gibi…

Bilhassa, Halep’in yeniden Esad’ın eline geçmesinden sonra sanki sahadan silinmiş gibi… Hatta ve hatta hiç oralara uğramamış, Suriye’yle hiç alakası yokmuş gibi… 6 yıldır, Suriye’yi karıştıran, “Esad gidecek de gidecek” diyen kendisi değilmiş gibi! Sesi-soluğu kesilmiş gözüküyor!

Suriye’deki denkleme sonradan katılmış izlenimi veren Rusya, son yıllarda, bilhassa son aylarda başrolde… Moda deyimle, “başat aktör”!

Moskova, Suriye’ye şekil veren başkent konumunda… Dün (20 Aralık 2016), orada toplanan Rusya, İran, Türkiye dışişleri bakanları, “Suriye’nin geleceği” hakkında kararlar aldı… “Ateşkesin genişletilip, Şam yönetimiyle muhaliflerin barış görüşmelerine başlaması” konusunda anlaştı.

Yayınlanan bildiride üç ülkenin barış görüşmelerinin “garantörü” olacağı ifade ediliyor. (BBC Türkçe)

Garip bir tecelli; ABD -Batı- savaşı başlatmıştı, Rusya’nın önderliğindeki bölge ülkeleri “barış”ı tesis etmeye çalışıyor!

Rusya-İran-Türkiye, “Suriye’de önceliğin rejim değişikliği olmadığı, hedefin Suriye’nin toprak bütünlüğü ve terörle mücadele olduğu” konusunda mutabakata vardı.

Demek ki Esad’ın gitmesi, Türkiye için de öncelik olmaktan çıktı. Hâl böyle olunca, Türkiye, Suriye’de Rus tezlerine yakınlaşmış vaziyette. Dolayısıyla Batı, bir darbe de NATO müttefiki Türkiye’den yemiş oluyor!

Bütün bunlar olup biterken, Amerika’nın sessizliği çok garip değil mi?

Birdenbire ve bu kadar kolay pes eder mi? Nasıl oluyor da sesi-soluğu hiç çıkmıyor?

Trump’ın, 20 Ocak’ta, Beyaz Saray’daki koltuğa oturması mı bekleniyor?

Böyle, 2-3 ay hiçbir işe bakmamaları, Amerikan menfaatlerinden vaz geçmeleri mümkün mü?

Evet, Başkan değişikliği önemli bir faktör fakat sessizliğin tek sebebinin o olmadığı görüşündeyim.

Amerika’nın Ortadoğu’yu ve Suriye’yi kolay kolay terk etmeyeceği, yeni hamlelerin peşinde ve hazırlığında olabileceği kanaatindeyim.

Hiç beklemediğimiz bir yerde “yanlışlıkla” birilerini vurabilir veya “piyonları”nı harekete geçirebilir.

x   x   x

Sarıkamış Şehitleri

Sarıkamış Harekâtı, 22 Aralık 1914 günü başladı. Bu tarih büyük felaketin de başladığı gündür. O kahramanları, Bayrak Şairinin, onları ölümsüzleştiren mısralarıyla analım…

 

Soğanlı Dağlarında Saya gecesi (*)

 

Yol gittiği yerin farkında değil;

Geceler de sarhoş… Ayıkmaz artık!

Bu dağlarda ölüm, saya gecesi,

Otuz beş bin baş yedi… Acıkmaz artık!

 

Yazan böyle yazmış… Oldu olanlar;

Şuracıkta boynu bükük kalanlar;

Yürekten yananlar, gözü dolanlar

Yarına ya çıkar, ya çıkmaz artık!

 

Düğün bellemişti Paşa, sayayı…

Gidince fırkası, eri, alayı

Felek de başına çalsın dünyayı:

Dünya gözüme gözükmez artık!

 

Yok haberi ilerinin, gerinin:

Uyur altında kar kümelerinin

Canlar… Ki hasreti düşse birinin

Bin sabır ya çeker, ya çekmez artık!

 

Otuz bin can ne demek bir öğünde?

Kentinde ocaklar söndü, köyünde

Kapılar örüldü, Tanrı’ım… Göğün de

Yerlere göçmesi gecikmez artık!

 

Gün kıran günüydü; yıl, kıran yılı…

Sayanın, saymaya yetişmez dili:

Dünya durdukça bu kadar ölü,

Değme mezarlıkta birikmez artık!

-----------

(*): Kışın en soğuk gecesi (Doğu deyimi)

Arif Nihat Asya


x   x   x

Günün ibreti, Twitter’dan…


Tarih: 22.12.2016 Okunma: 804

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?