PKK silah bırakmadı, ÖSO bırakıyor

İsmail Hakkı CENGİZ - 04.03.2016

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


ÖSO ne?

Özgür Suriye Ordusu!

Tuhaf bir isim!

Sanki devletin kendi ordusu esir, ona seçenek olarak da bu özgür ordu kurulmuş!

Öyle değil tabii!

Adında “özgür” sıfatı bulunan örgüt, devletin ordusuna karşı savaşıyordu. “Özgür” ülkelerin desteklediği bir “yapı”ydı. Özgür ülkeler kimmiş derseniz; meselâ; Katar, meselâ; Suudi Arabistan. Tabii Türkiye’yle birlikte Batı da az desteklemedi. 4-5 yıl önce gayet ümitlilerdi. Bunlara eski generaller kumanda ediyordu. Birkaç hafta içinde Esad’ı indirecekler; “özgür”, “demokratik” Suriye’yi kuracaklardı.

Birkaç hafta aylara, sonra, yıllara uzadı.

Suriye’de El Kaideler, Nusralar, Ahrar El Şamlar ve dahi IŞİD’ler türedi. ÖSO bayağı gölgede kaldı. Ama “ılımlı muhalefet” olarak varlığını sürdürdü.

Şimdi, ateşkesten istifade rejimle anlaşmaya vardığı bildiriliyor. “Bin iki yüz militanının silah bırakacağı” haber veriliyor. (Yeniçağ, 01.03.2016)

Nereden nereye?

Obama, az diretmedi, ipini çektiklerini az tekrar etmedi. ÖSO sayesinde Esad gidecekti…

Esad gitmedi!

Obama gidiyor!

Başka kim diretiyordu?

2011-2014 arasındaki Dışişleri Bakanı, şimdiki Başbakan Davutoğlu… 2012 Ramazan ayında (Temmuz), NTV’de, Oğuz Haksever, Cengiz Çandar ve İsmet Berkan’la bir programa çıkmıştı. Kıdemli yazarlar Esad’ın “siyasî ömrünü” sordu. Davutoğlu, yüzünden eksilmeyen gülümsemesi ve kendinden son derece emin tavrıyla, “Günleri sayılı, birkaç hafta, en fazla 2 ay” demişti.

Affedersiniz; kaç 2 ay geçti?

Esad gitmedi… Ama Ankara kulislerinde Davutoğlu’nun gideceği konuşuluyor… Nereden gideceği? Mayıs’taki kongreyle, AKP genel başkanlığından, dolayısıyla başbakanlıktan!

Büyük konuşmamak lâzım!

x   x   x

Öte yandan, Suriye’de “iç savaş” olur, kan gövdeyi götürürken, Türkiye’de bir “barış”, bir “bahar” havası esiyordu. Bir “çözüm” süreci yaşanıyordu. Terör örgütü PKK’nın silah bırakacağı aylarca konuşuldu. Sonuç: PKK silah bırakmadı, silah depoladı, silahlarını çeşitlendirdi.

Ama gitti-gidecek denilen Esad, ÖSO’ya silah bıraktıracak noktaya geldi.

Neye niyet, neye kısmet?

 

x   x   x

DÜŞMAN DEĞİL RAKİBİZ

Siyasette “hoşgörü” gittikçe azalıyor.

“Tahammülsüzlük” tırmanıyor.

Karşı görüştekiler birbirlerini tenkit edilecek “rakipler” olarak değil savaşılacak “düşmanlar” olarak görüyor. Bu da vatandaşı gerdikçe geriyor.

Anayla kız,

Babayla oğul,

Kardeşle kardeş görüşemez, konuşamaz, tartışamaz oldu!

Çok tehlikeli!

Karşınızdakileri düşman olarak kabul ettiğiniz vakit; onla rıyok edilmesi, öldürülmesi gereken kişiler olarak görüyorsunuz.

Her yol mubah hale geliyor: Yalan-dolan, iftira, hile, çelme, kumpas, tezgâh…

Mücadele korkunç kirleniyor…

Sinirler ve ortalık dehşetli geriliyor.

İktidar ve yanlıları daha sakin olmalı, çünkü adı üstünde iktidarsınız, “güç”sünüz, güçlüsünüz, devlet imkânları elinizde… Yatıştırıcı, sükûnete davet edici olmalısınız.

Muhalefeti, tenkidi içinize sindirebilmelisiniz.

Elbette muhalefet de iktidarı içine sindirebilmeli.

“Sonsuza kadar iktidar olmalıyım, iktidarda kalmalıyım” düşüncesi ne kadar sakatsa, “hemen indirmeliyim, mutlaka indirmeliyim” yaklaşımı da o kadar sakattır.

Demokrasi kurallarını benimsemeli, içselleştirmeliyiz.

Tahammül ve hoşgörü eşiği mutlaka yükseltilmeli.

Herkes biraz daha sakin olmalı.

İktidardakiler de muhalefettekiler de bu memleketin, bu vatanın evlatları. Kimse kimseyi hain gibi görmemeli. Eleştiriler yıkıcı değil, yapıcı olmalı.

Ortalığı yatıştırmak, sükûneti sağlamak iktidara düşer. Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye, yani “İKTİDAR”a öğütlerini hatırlayalım:

“Beysin! Bundan sonra ÖFKE BİZE; UYSALLIK SANA...

Güceniklik bize; GÖNÜL ALMAK SANA…

Suçlamak bize; KATLANMAK sana…

Acizlik bize, yanılgı bize; HOŞ GÖRMEK sana…

Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; ADALET sana…

Kötü göz, şom ağız, HAKSIZ YORUM BİZE; BAĞIŞLAMA SANA...

Bundan sonra bölmek bize; BÜTÜNLEMEK SANA…”  (Davetci.com’dan)

 

x   x   x

GÜNÜN ÇİZGİSİ,  Twitter'dan



Tarih: 04.03.2016 Okunma: 682

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?