Yeni Kutsallarımız; Para, Güç, Şöhret

İsmail Hakkı CENGİZ - 17.07.2008

            Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

 

 

 

         Bir tanıdığımız, bir faaliyette bulunuyor veya bir işe giriyor.

Bu faaliyet veya işle ilgili ilk merak edilen husus, kaç para kazandığıdır.

İnsanların değerini, ne kadar zengin olduğuyla veya ne kadar kazandığıyla ölçüyoruz.

Yaptığı iş ne kadar önemli olursa olsun, kişi eğer az kazanıyorsa yaptığı işin değeri gözümüzde küçülüveriyor.

*          *                 *

Para, güç sağlıyor; ikisi birlikte “şöhret”i getiriyor.

Bazen sıra değişiyor

Bir yerde görevlisiniz. Misal; bir hastanede en yetkili kişi başhekim olduğundan en büyük güç ve nüfuz (prestij) onundur. Fakat aynı kurumdaki hastabakıcının da kendi çapında bir nüfuzu vardır.

Her şeyi satın almaya alışmış para sahipleri sizin nüfuzunuzdan da paralarıyla yararlanmak istiyor.

Eh, toplumda da değer ölçüsü parayla tartıldığına göre, siz de elinizdeki gücü paraya tahvil ediyorsunuz.

Nüfuzunuzu satıyorsunuz. “Nüfuz Ticareti” yapıyorsunuz.

“Nüfuz Ticareti” kavramını lügatlerimize sokan eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın kulakları çınlasın.

Tabii ki, herkes “nüfuz ticareti” yapmıyor. Nüfuzunu, daha doğrusu kendisini satmayan, vicdanını güç-para terazisinin kefesine koymayan, maddenin satın alamadığı onurlu yetki sahiplerine saygılarımı sunuyor, önlerinde eğiliyorum.

*          *                 *

Paranız ve gücünüz yok!

Üzülmeyin. Sesiniz, fiziğiniz, herhangi bir sahne yeteneğiniz, artı hırsınız varsa; bunlar size “şöhret”i getirecektir.

Şöhretin arkasından kendiliğinden para ve güç de gelecektir.

Şöhret yaratma organizasyonlarını, şöhret olabilmek için katlanılan zillet ve maskaralıkları görüyorsunuz.

*          *                 *

Gerçek mukaddeslerimiz Allah, Peygamber ve Kitabı bırakıp yerine para, güç ve şöhreti koyarsak kıyamet mi kopar?

Belki!

Allah, Peygamber ve Kitap yolunda yürümek yerine; para, güç ve şöhret yolunda yürürüz.

Gerçek mukaddesler uğruna, ölümü göze almak dâhil her şeyi yapmak yerine, şu yeni mukaddesler için her şeyi yapar hale geliriz.

Hayatımızın merkezine, doğru değerler ve ilkeler yerine yalan ilkeler yerleşir.

Elbette yalan değerler yaradılış amacına aykırı olduğundan hayatın bütün dengesi ve nizamı kayar.

Bireysel ve toplumsal hayatımıza karmaşa hâkim olur.

Para Tanrı, güç Peygamber, şöhret Kitap haline gelirse; bunun bir bedeli olur.

Herhalde!

*          *                 *

 

Üstatlardan

 

Biz dünyayı olduğu gibi değil, olduğumuz gibi görürüz.

                                                                                       Stephen. R. Covey

Tarih: 17.07.2008 Okunma: 628

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?