YGS’DE 24. GÜNDE TATMİN YOK, TEHDİT VAR, Abbas GÜÇLÜ

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 20.04.2011

Abbas GÜÇLÜ, Milliyet

Ankara, tıpkı KPSS’yi olduğu gibi YGS’yi de unutturmaya çalışıyor. Ama bu kez unutturamayacaklar çünkü önümüzde seçim var ve bunun faturası çok ağır olabilir.
Bu kadar çok hata,
ÖSYM ya da YÖK’ün önceki yönetimleri döneminde olsaydı, örneğin Teziç, Gürüz ya da Yarımağan döneminde gerçekleşseydi, iktidar veryansın ederdi. Ama nedense şimdi cumhurbaşkanından başbakana, milli eğitim bakanından YÖK başkanına hemen herkes “tatmin olma“nın ötesinde yeni bir açılım getirmiyor.
ÖSYM Başkan Demir, adaylara yazdığı mektupta, Başbakan Erdoğan da milletvekili adaylarını tanıtırken yaptığı konuşmada aba altından sopa gösterdi. Oysa adaylar, veliler ve kamuoyu, “tehdit“ edilmek değil, moda deyimle “tatmin“ olmak istiyor.
Nasılını bulmak ve hayata geçirmek de iktidara düşüyor!..
YGS sonuçlarının şimdiye kadar çoktan açıklanması gerekiyordu. Demek ki ortada bir sıkıntı var. Öyle ya da böyle gelişmelerin kamuoyu ile paylaşılması gerekiyor. Zaten kafaları iyice karıştıran da bu sessizlik ve biz yaptık oldu dayatması.
Ankara, bu konuda iktidarıyla, YÖK’üyle, yargısıyla ne yapacaksa, bu hafta içerisinde artık yapmalıdır...

Memur alımları neden ertelendi?
ÖSYM ve iktidar, son günlerde sadece üniversite adaylarının canını sıkmış değil.
Atama bekleyen milyonlarca genç de bu konudan muzdarip. Nisan ayında gerçekleşmesi beklenen 24 bin memur alımının seçim sonrasına ertelenmesi, büyük tepkilere neden oldu. 
İşte yıllardır atama bekleyen mühendislerden birinin yaşadığı ruh hali:
“2010 KPSS’de 93,371 puan aldım ve alan sıralamasında Türkiye 35’incisi olmuş bir kimya mühendisiyim. Atamalardan bahsedilirken sadece öğretmenlerin sorunlarından bahsedilmektedir. Ama bu atamalar, asıl mühendisler için bir kâbusa dönüşmüştür. Öğretmenlik branşında ilk 35’te olup da atanamayan bir kişi daha duymadım ama bizim durumumuz budur.
Biz, hiçbir şekilde yaptıkları yetmeyen, sürekli olarak sınav üstüne sınavlara tabi tutulan ve eğitim hayatı boyunca bir kelime İngilizce öğretilmeyen ancak her alımda önlerine dil sınırlaması getirilen, bu sebeple de KPSS’ye verdikleri önem ve sıralamaları önem yitiren insanlarız.
Şimdi de umutla beklediğimiz atamalar iptal edildi. Ortak görüş, yapılacak atamalardaki kadro sayısının seçimi etkilemesinden korkulduğu için seçim sonrasına bırakılması. Yani biz de umutlarımızı artık hiç gelmeyecek bir bahara erteledik desek yalan olmaz.
93 puan alıp yine de atanamayacak, atansa da dil yüzünden veya kadro azlığı yüzünden hak ettiği bir ile atanmayacak bir mühendisim. Emin olun benim gibi o kadar çok insan var ki, öğretmen değiliz belki ama biz de hayat kurmak istiyoruz. Lütfen atamaların ertelenmesi hakkında ve öğretmenler dışında kadro bekleyenler hakkında bizim de sesimiz olun...”

Öğretmenler mutlu mu?
Peki, başta mühendisler olmak üzere diğer meslek gruplarının da gıptayla baktığı öğretmenler hayatlarından memnun mu?
Evet demek çok zor. 400 bine yakın atama bekleyen öğretmen vardı, sadece 30 bin kadro verildi. Daha da moral bozucu olan, atamaları seçimden önce yapılacak ama göreve eylülde başlayacaklar.
Yani memur atamaları seçim sonrasına ertelenirken, ağustosu bekleyen öğretmenlerin atamalarının öne çekilmesi, sonuçta hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
Seçim öncesine kaydırılan 30 binlik kadronun, ağustostaki 55 binlik kadrodan alınıp alınmadığının hâlâ belli olmaması ve sözleşmelilerden boşalan kadrolara hemen atama yapılıp yapılmayacağının netlik kazanmaması, gerginlikleri de beraberinde getirdi.
MEB’in de tıpkı ÖSYM gibi açıklama yapmaktansa, üç maymunu oynaması, çeşitli senaryoların konuşulmasına zemin hazırladı. Bunların en başında da ağustos atamasının 10 bine kadar ineceği söylentisi var.
Gerçekler saklandığında, bu boşluğu, doğruluğu, yanlışlığı kestirilemeyen iddialar dolduruyor ki, bu da kurumların yıpranmasının ötesinde hiçbir işe yaramıyor.
Seçimi çantada keklik görenler, eğer bu kafada giderlerse, hiç ummadıkları tablolarla karşılaşabilirler. Bizden hatırlatması!..
Özetin özeti: Milyonlarca eğitimli genç, elde diploma işsizliğin pençesinde cebelleşirken, bir o kadarı da neye yarayacağı belli olmayan o diplomanın peşinde. Eğitim penceresinden bakıldığında, işte 2011 Türkiye’si bu!

Tarih: 20.04.2011 Okunma: 693

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?