BATAKLIK

İsmail Hakkı CENGİZ - 06.06.2009

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

 


 

Her yıl, 05 Haziran “Dünya Çevre Günü” olarak kutlanıyor. Biz de 1 TEMA’cı olarak İzmir’deki kutlama ve etkinliklere katıldık. Hakikaten ilgi çekici bilgiler aldık.

 

Tabii “Dünya Çevre Günü” dolayısıyla pek çok televizyon kanalı da, çevreyle ilgili programlar yaptı. Bunlardan birine NTV’de rastladım. Son 40–50 yılda, bütün dünyadaki olumsuz gelişmeleri ele alan bir belgesel yayınladı.

 

Konuları ve yerleri kısa kısa ve hızla geçti. “Bataklık” konusunda verdiği bilgiler çok şaşırtıcı ve çarpıcıydı. Çünkü “bataklık” kelimesi, gerek birinci, gerekse mecazî olarak daima menfî anlamda kullanılır. Bataklıkları, sivrisinek ve haşerenin ürediği, barındığı pis yerler olarak tasavvur ederiz.

 

Mecazî olarak da; meselâ, kumarhaneleri “bataklık” olarak niteleriz. Veya kötü yola düşen, suça itilen kişiler için “bataklığa düştü” deriz.

 

Meğer öyle değilmiş. Bataklık, denilen coğrafî bölgeler yeryüzü dengesi bakımından son derece elzem doğal varlıklarmış.

 

Bataklıklar;

Yeryüzünün nem dengesine katkıda buluyor…

Suyun tutulmasında sünger gibi bir etki yapıyor…

Bu etkisiyle akarsuların akış hızını düzenliyor.

 

Bunları ilk defa duydum ve çok şaşırdım. Çevreyle ilgili öğrendiğimiz her şey, bir büyük denge üzerinde yaşadığımızı ispatlıyor. Bize zararlı gibi gözüken her nesnenin en az 1 işlevi var. Bataklığın bile 1’den fazla faydası var.

 

50 yıl öncesine kadar, yeryüzünün yüzde 6’sı bataklıkmış. Ne yazık ki, geçen süre içinde bunun yarısı kurutulmuş. Tabiatıyla doğal dengeye de bir darbe vurulmuş.

 

Bunları öğrenmek, bilinçlenmek güzel de, ne yazık ki harekete geçilmiyor. “Çevre Günü” gibi etkinliklerde konuşuluyor, sonra unutuluyor.

 

İnsanların yaşayabilmesi, varlıklarını sürdürebilmeleri için önce üzerinde yaşadıkları yeryüzünün yaşaması lâzım.

 

“Çevre”yi sadece yılın 1 gününde hatırlarsak, 364 gün tabiatı tahrip edersek, yerkürenin hayatını idame ettirmesi mümkün mü?

*                        *                      *

PARA VAR MI? EVET, VAR!

 

Başbakan böyle söylüyor; “Kusura bakmayın ama para var!”

 

Başbakan’a aynen katılıyorum. Daha 2 ay önce seçim yapıldı. Ülkenin bugünkü ekonomisinden sorumlu olan, 6,5 yıllık iktidara ne kadar oy çıktı? Yüzde 39!

 

Demek ki halkın yüzde 39’u halden ve gidişattan memnun… İktidardan ve istikbalden ümitli… Vatandaşın en az yüzde 39’unda para var. Hiç ekonomiden memnun olmasalar, paraları olmasa AKP’ye oy verirler miydi?

 

Erdoğan, para var derken, işte bunu kastediyor.

 

Nitekim devletin de parası var! Çok…

 

Başbakanını özel uçağında 140 çeşit yemekle besliyor!

 

 

 

Önceki yazılar

Tarih: 06.06.2009 Okunma: 726

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?