Petrol, Ekonomi, Trafik

İsmail Hakkı CENGİZ - 02.06.2008

            Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

 

      
            Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) önceki günkü 63’ncü genel kurulunda konuşan TOBB başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, iç piyasada işlerin durma noktasına geldiğini, çek ve senetlerin ödenmediğini, harcama ve tüketim eğiliminde yavaşlama olduğunu söyledi.

            Hisarcıklıoğlu’nun sözlerine benzer sözleri aylardır duyuyoruz.

            Yaşanan pek çok hadise ve bir takım rakamlar, ekonominin neredeyse çökmekte olduğunu gösteriyor.

            Bunun böyle olduğunu biz de gözlemliyoruz ve yazıyoruz.
            Fakat…
            Bir tüketim maddesi ve onunla ilgili rakamlar var ki; ekonominin gerçeğini ondan daha iyi hiçbir mal, hizmet ve rakam gösteremez.

             Söz konusu olan tüketim maddesi, petroldür.

             Bildiğiniz gibi, petrol fiyatları bütün dünyada füze gibi artıyor. Bu yılın ilk 5 ayında yüzde 40'ın üzerinde artış yaşandı.

            Gerçi benzin ve motorinin pompa fiyatı aynı ölçüde artmadı ama herhalde artış, yüzde 20’den aşağı değil.

            Televizyonlar benzin pompacısını gösteriyorlar, elinde pompasıyla, konuşuyor; “artık yakıt alan çok azaldı. Alanlar da 10-15 YTL’lik alıyor.” Haber devam ediyor, yakıt pompasına yanaşan bir araç görüyoruz, TV’ci onunla da konuşuyor. Araç sahibi yakıta para yetiştiremediğini, cebindeki son 5-10 lirayla alabildiği kadar benzin alacağını söylüyor.

 

            Malûm, akaryakıtın etkilemediği sektör ve kişi yok gibidir. Rahmetli Ecevit, muhalefet döneminde her petrol zammından sonra, “bu zamlar doğurgandır.” derdi.

            Ecevit doğru söylüyordu. Hemen hemen satın aldığımız her ürün bir yerden bir yere taşınarak ve bize ulaşır. Yakıta zam geldikçe, her türlü ürünün üzerindeki maliyet baskısı artar.

            Her gün milyonlarca insan şehir içi veya şehirlerarası seyahat etmek zorundadır. Bizi taşıyan araçların yakıtından lastiğine kadar tükettiği her ürün petrole dayalıdır. Dolayısıyla, ulaşımın maliyeti doğrudan petrole bağlıdır.

            Hal böyle olunca, aylardır bahsedilen ekonomik durgunluğun iyice artması, özellikle petrol fiyatlarındaki artışın ulaşım sektörünü vurması lâzımdı. Değil mi?

            Bakalım göstergelere:

            Ulaşımla ilgili yılın birinci çeyreğine ait ilk rakamlar Türk Hava Yollarından geldi. Geçen yılın aynı döneminde yüzde 25 olan akaryakıt giderlerinin, faaliyet giderleri içerisindeki payı bu dönem yüzde 31 olmasına rağmen THY’nın ilk üç aylık net kârı 125 milyon YTL olmuş. Hem de bu kâr, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 207’lik bir artışı ifade ediyormuş.

            Ülke krizdeyse bu uçaklarla kim seyahat ediyor? Üstelik THY, bu kârı özel sektörün amansız rekabetine rağmen yapabiliyor.

            Yine petrolle ilgili çok önemli bir gösterge daha var; motorlu araç trafiği!

            Yakıt pompasını ve oradan yakıt alan vatandaşı gösteren televizyon, 2 gün sonra bir büyük şehirdeki tıkanan yollardan birini gösteriyor. Yol tıkanmışken, tıkalı yolda cefa çeken bir sürücüyle konuşuyor.

            Televizyoncu soruyor; “benzin zamları özel araçlara binmeyi pek engellemedi galiba?”

            Sürücü aynen şu cevabı veriyor: “Valla, işte gördüğünüz gibi. 1 litre benzin, yaklaşık 3 dolar ama herkes arabasına biniyor. Trafikte bir azalma olmuyor.”

            Bizim de gözlemimiz sürücününki gibi. Akaryakıt zamları araç trafiğinde bir azalmaya sebep olmuyor.

            Bir yerde, acayip bir terslik var.

            Anlayamadık.

            Yoksa, suyla giden araba icat edildi de bizim mi haberimiz yok?

 

         GERÇEKLERDEN

             Durak

            Geçen gün akşam vakti dolmuşta gidiyorum, arkadan teyzenin biri bağırdı :
            - 'Evladım şu sarı kamyonetin yanında indiriver.'
            Dolmuş şoförü dumur olmuş bir vaziyette:
            - İyi de teyze, o kamyonet hareket halinde, nerde duracağını nerden bileyim...

                                                                          (Teşekkürler, Utku Çelebi)

 
 

        Üstatlardan

         GÖZBEBEĞİMİZ

            Çok zengin bir ülkeyiz, herkesin gözü bizde,
            Zenginliği yaşamak tamamen elimizde.

            Yıllarca araştıracağız diye geldiler,
            Emin ol, bunlar zenginlik kokusu aldılar.

            Sahip çıkmalıyız zengin topraklarımıza,
            Yoksa, zenginlik dolanır ayaklarımıza,

            Yağmalamak isterler ülke kaynaklarını,
            Hep yemişler, sütlerimizin kaymaklarını.

            Şimdi, ağızlarının suyunu akıtıyor?
            İşletmeyi beceremediğimiz maden; bor.

            Yarın baş edebilecek miyiz, bu hırsızla?
            Dünyadaki petroller tükeniyormuş hızla.

            Varlığını herkes bilir; bize yasaklandı.
            Petrollerimiz acep o güne mi saklandı?

            Krom, altın, bakır, kömür, ne ararsan var bizde,
            Hem topraklarımızda hem denizlerimizde.

            Susuzluktan kavruluyor bütün Ortadoğu,
            Boş yere akıyor ırmaklarımızın çoğu.

            Gün gelecek ki, bir damla petrol, bir damla su,
            O gün durumumuz, merak edilir doğrusu.

            Ormanlarımız ilgi bekler biz insanlardan,
            Fidanlarımız ne çeker evcil hayvanlardan.

            Her yıl yakılan ormanlarımızın alanı,
            Üstüne koyun, baltalı kazmalı talanı.

            Böyle yangınlar ciğer yakıyor, cep deliyor,
            Bu aymazlık geleceğimizi gölgeliyor.

            Tahıl ambarımız sayılan her bir ilimiz,
            İMeFe eliyle fakirleşiyor, biliniz.

            Fındık, pancar, pamuk, çay, ayçiçeği hep böyle.
            Yabancılar eliyle iflah olur mu; söyle?

            Halkımız, devletimiz, bizim gözbebeğimiz,
            Hammadde zengini yurdumuz, geleceğimiz…

                                               Ekrem Şama 25.05.2004 

 

            Önceki yazıları görmek için aşağıdaki kutuya tıklayın

Tarih: 02.06.2008 Okunma: 613

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?