First Lady, yani Türk
Dil Kurumu sözlüğüne göre Başbayan Meclis’ten, Dolmabahçe Sarayı'na ait 35
parça tarihi eşyanın Çankaya Köşkü’ne gönderilmesi talebinde bulunmuş.
Haberin ayrıntısına girdiğinizde; Dolmabahçe Sarayına ait dokuz bin parça eşya Cumhuriyetin ilk yıllarında, yani Atatürk döneminde Köşkte kullanılmış. Daha sonra, bu eşyalar Ahmet Necdet Sezer tarafından Saray’a iade edilmiş.
Saray’a
ait eşyalar daha önce de Çankaya’da kullanıldığına göre, yine kullanılmasında
bence sakınca yok. Birkaç yüz parça saray eşyasının köşke taşınmasıyla, CHP
Milletvekili Ahmet Küçük’ün iddia ettiği gibi, cumhuriyetin simgesi olan
Çankaya Osmanlılaşmaz. Tıpkı daha önce Osmanlılaşmadığı gibi…
Birkaç
parça Osmanlı eşyası Çankaya’yı Osmanlılaştırmaya yetmez.
Ama
kendilerini Osmanlı zihniyetinden kurtaramayan bazı kafaların Çankaya’ya
taşınması, orasını Osmanlılaştırabilir.
Tabii
Osmanlı, tamamıyla olumsuz bir zihniyetin adı değil. Burada söz ettiğimiz Osmanlılaştırmak
kavramından, Osmanlı’ya son dönemlerinde musallat olan zihniyeti kastediyorum.
Neydi
o zihniyet?
Hatırlayalım,
borç gırtlağa kadar çıkmışken lüks saraylar, kasırlar yapma, debdebeli yaşama
hastalığı…
Haberin
devamından böyle bir hastalığa Gül ailesinin de yakalandığı anlaşılıyor.
İddia
şöyle:
CHP Milletvekili Ahmet Küçük, “Dışişleri Konutu’nda oturmayı sürdüren Gül çiftinin Çankaya Köşkü’nde
sürdürdükleri tadilatın 25 milyon YTL’ye mal olacağı konusunda ciddi duyumlar
aldığını” belirtiyor.
İşte bu duyum korkunç!
Düşünün ki, önceki Cumhurbaşkanı o
köşkte 7 sene oturdu ve yeni ayrıldı. Demek oturmaya müsait ki, orada büyük
masraflar yapmadan oturabildi. Vatandaşlar da, çeşitli vesilelerle televizyon
ekranlarında görüyor; Çakmaya Köşkü ikamete gayet müsait. Tabii ki bazı
onarımlar, ilaveler gerekebilir. Ama bunun malî boyutu 25 milyon YTL mi
olmalıdır?
Söylenen
rakamın yirmi beşte biri bile kulağa abartılı geliyor.
Abartılı geliyor fakat makam
araçlarına milyonları veren bir zihniyet aklımıza geldiğinde, bu abartılı
rakamın da doğru olabileceği endişesini duyuyoruz.
Görkemli
yaşam, şaşaa, debdebe hiç kimseye hayır getirmemiştir.
Sadece Gül çifti değil, iş başında
olan bütün yöneticilerin bu acı ve katı gerçeği görmelerini dileriz.
Gülmece
Hazine
Temel bir gün hazine
bulur ve hazineyi evine götürmek ister. Fakat hazine oldukça ağırdır, bundan
dolayı ertesi gün bir eşekle almak için hazineyi gömer.
Üstüne de "TEMEL BURAYA
HAZİNE GÖMMEDİ " diye bir tabela koyar.
Ertesi gün hazineyi almak için
geldiğinde ne görsün;
"DURSUN BURADAN HAZİNEYİ
ALMADI."