ANAYASA, Anıl ONAT

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 29.04.2016


Ego ve çıkar düşkünlüğünün insanlığı yok etmemesi için, Tanrı’nın insana sunduğu yaşam sistemi, dindir. Bu sistem, ilk insanla birlikte, sayısı belirsiz elçiler aracı ile insanlara hatırlatıldı. Büyük çoğunluk, isteklerine uygun değişiklikler yaparak veya istekleri yönünde kullanılır gördükleri için, dine karşı çıkmayanlardan oluşur, dine inananlardan değil. İnanıyorum diyenlerin tamamına yakınını bu dindar görünümlü, dinden çıkar sağlayanlar oluşturur ki biz bu çoğunluğa “dinci” diyoruz.

Anayasadaki laiklikten rahatsız olunma sebebi, onun siyasi çıkar için dini kullanmayı yani dinciliği engelliyor olmasıdır. Düşünsenize! Size karşı olanlar için, emriniz altındaki dini kurumlardan, bunların din dışı(kafir) olduklarını bildiren bir fetva alınarak neler yapılamaz ki?

Bütün dini görüşler, Kuran’a saygı, inanç, bağlılık ifade ederken, aynı zamanda hepsi birbirini sapıklıkla suçluyor, hatta öldürüyor. Selameti tefrikada arayanlar, hiç mi düşünmez, hiç mi acımazsınız?

Eğer gerçek dindar iseniz, Kitabımızın hiçbir ayırıma kapı açmayan rehberliğine gelsenize.

Ne olurdu! Hiç değilse, cahillik, zulüm ve Emperyalizme uşaklıktan çıkanlar, anayasalarına İslam yazsalardı.

Ey! Dindarlık, din ve İslam diyenler; sizler açıkça söylemeseniz de, Allah’ın Kitabı bize öğretiyor ki: Sizler şirksiz (ortaksız) inanmayanlardansınız. Yani şirk ile inançlı olunacağını sananlarsınız.

Tapındığınız (çıkarlarınız, koltuklarınız), dini kullanmanızı yani dinciliğinizi gizleyemiyor.

Kahramanlık borazanlık değil, hakkı öğrenmek ve hak üzere olmaktır. Kahraman ise yalnız Hakkın kulu olandır.

Tarih: 29.04.2016 Okunma: 734

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?