KİMİ PARALARI, KİMİ ANILARI PAYLAŞIR!.. Hilmi ÇAKIR

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 19.01.2016

           Dostluklar şarap gibidir, yıllandıkça daha kıymetlenir. Değer kazanır, pekişir, ikinci-üçüncü nesillere aktarımlar olur. Günümüzde, bu tür dostları ve dostlukları mumla aramak lazım. Kalıcı dostluklar, zor ve meşakkatli yollardan geçerken kurulur. Tatlı suda balık avlamakla, hiç olmaz.Bugün, anıları paylaşanlar azalıyor, paraları paylaşanlar çoğalıyor.Toplumun değer yargıları değiştikçe, madde ön plana çıkıyor, mana ve vefa azalıyor maalesef!..

Bir acı kahvenin, hatırından daha fazla bir süredir devam eden arkadaşlıklar, kalıcı dostluklarla pekişince, tadından yenmez değil mi? Ağacın kökü ne kadar derinse, dal ve budakları da, o kadar çok olur.  Tabii, o ağacın gölgesi de koyu olur. Gölgede, muhabbetin beline vurulur. Yanınızda top patlasa, bazen oralı olmazsınız. Anıların içinde, aynı havayı teneffüs ettiğin, ortamı paylaştığın dostlar vardır.

Bu anıların tatları değişiktir. Tuzludur, acıdır, mayhoştur, tatlıdır. Bazen de karmadır. Pekişen tecrübeler, bu anıların sayesinde olmuştur. Fiziki görüntü zamanla değişebilir ama, huy ve seste bir değişim olmaz. Zaman; rüzgârın ve  fırtınanın toprağı aşındırdığı gibi, insanları aşındırıyor. Törpülüyor, çıkıntıları alıyor, sivrilikler kayboluyor. Daha yumuşak, daha mülayim, daha sıcak insanlara dönüştürüyor.

Define avına çıkarken, yanındaki arkadaşı çok iyi seçmek zorundasın. İşin ucunda define var. Ya çıkarsa, pandomim ondan sonra kopar. Paylaşım zor iştir. İnsanoğlu aç gözlüdür. Doyumsuzdur. Bütün kavga ve savaşların, nedenlerinin içinde aç gözlülük ve doyumsuzluk vardır. Maddi şeylerin paylaşımı, adaletli olunmaz ise, sonucu kavgadır. Yakın çevrenizde yüzlerce örneğini görürsünüz. Hatta, en çok da kardeşler arasındaki miras paylaşımlarında tanık olursunuz. Hani nerede kaldı kardeşlik?  Paylaşım, zor iştir. Ortak yapılan işlerin sonunda, mutlaka bir paylaşım vardır. Şu anda, bu paylaşım yüzünden, iktidarlar bile çatlamaktadır gördüğümüz gibi!..

Dostlukların canlı tutulabilmesi için, acı-tatlı ortamlarda, fırsat ve gereklilik olduğunda, bir dakika bile tereddüt etmeden harekete geçilmelidir. Acaba yağmur, kar yağar mı? Nasıl gidebilirim?  İmkânım da şu an kısıtlı, gibi-gibi soru ve mazeretler dostlukları yaralar. Nasıl ki, şöminedeki ateşin hep parlak alev vermesi için, zaman zaman odun atmak gerekirse, dostlukların da, canlı kalması için, olmazsa olmazı bu ortamlara iştirak etmekle olur.

Bazen de, felekten bir gece çalmak gerekir. İşte, bu ortamları hiç ama hiç kaçırmamak lazım. Ulaşımın bu kadar geliştiği bir ortamda, artık her nokta ulaşılabilir oldu. Yeter ki gönül istesin. Biraz zahmete de katlanmak gerekir. Seversen katlanırsın. Her şeyin başında sevgi geliyor. Bu sevgi, karşılıksız olmalı. Kimse kimseden, bir beklenti içinde olmadan, yılların, ortak kader birliğinin karşılığı olmalıdır. Böyle olursa tadından yenmez. İşin içinde, çıkar ve madde varsa, bu ortamlarda samimiyet bulamazsınız. Her şey yapmacık ve çıkar odaklıdır.  Böyle ortamlar bunaltır insanı. Gerçi, istemeseniz de, zaman zaman bu ortamlarda da bulunmak zorunda kalabilirsiniz.

Dost istiyorsan eğer, önce sen dost olacaksın. Dostluğun temelinde, mazi ve fedakârlık yatar. Mutlaka mazi olacak, kader birliği, ortak kurum, ortak iş, ortak çevre vs. Dostluklar buralarda pekişir. Sevgiyle perçinleşir. Nalıncı keseri gibi, hep kendine yontanlar, boşuna dost aramasınlar. Dostlukta, testere gibi olmak gerek. Bir sana bir bana. Dostluk katlanmayı gerektirir, sabrı gerektirir. Zor zamanda, yanında olmayı gerektirir. Hissetmeyi gerektirir. “Bana söylemedi ki!” deme şansınız olmayabilir, hissetmelisiniz.

Yaşamın içinde, denge çok önemlidir. Zamanı da, dengeli kullanmak zorundasınız. Sadece çalışanlar, zamanla para sahibi olabilirler ama, bu esnada çevresinde artık kimse kalmayabilir. Parası ve işi vardır ama, dostu yoktur. İş-kolik bir yaşam süreci devam eder. Eşine, Dostuna, arkadaşına, akrabalarına ve hayatında kim varsa hepsine zaman ayırabilen insanlar, yaşamın tadına varan ve dolu dolu yaşaya-bilenlerdir. Hedef, herhalde bu olmalıdır. Başarabilenleri kutlamak gerek.

Dostluklar parayla alınıp satılamaz. Çok parası olup, kendini yalnız hisseden, içini dökebileceği hiç kimsesi olmayan birçok insan vardır. Bazen, çok zengin olup, intihar edenleri duymuşsunuzdur. Maddi varlıklar, insanı bir yere kadar mutlu edebilir. Dostluk, paylaşmaktır. Ama neyi? Acıyı, tatlıyı, varlığı, yokluğu, kısaca, yaşamın içinde olan her şeyi. Devamlılığını sağlamak ise, fedakârlığı gerektirir.

Piyasa koşullarında yapılan işlerin, ucunda kenarında bir paylaşım vardır. Herkes, gücü ve katkısı oranında, yapılan işten payını alır. Memnun olan da olur, olmayan da. İş bitirip paylaşım da bitti mi, kimse kimseyi tanımaz. Sen yoluna, ben yoluma hikayesi gibi... Bu konuda bir de atasözümüz vardır. “Öküz öldü, ortaklık bitti!” Dostlarda böyle bir durum yoktur. Kalıcılık vardır. Ortak anılarda, tekrar buluşmak vardır. Mezara kadar devam eder, bu sıcak ilişkiler. Tanrı insanı dostsuz bırakmasın!.. Paraları paylaşanların birlikteliği, paylaşım bitinceye kadar, anılarını ve sevgilerini paylaşanlar ise, bir ömür boyu birlikte olurlar. Bireyler arası, dayanışma ve dostlukların, yaşam felsefesi haline getirilmesi, sağlıklı bir toplum olma yolunda atılmış en büyük adım olur.

Hilmi ÇAKIR

17.01.2016

Tarih: 19.01.2016 Okunma: 739

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?